yorumlarınız motive kaynağım haberiniz olsun :-D
_______
Kozmik bir senfoniye karışmış iki ruh,
Yolları mistik bir uyumla birleşiyor.
Gizlenmiş alemlerden, bir mırıltı kopuyor,
Kaderin hükmüne bağlı muammaları açığa çıkıyor.
_______Riki
Kollarım arasındaki beden, sanki rüyadaymışım gibi hiss etmeme neden oluyordu. Uzun bir süre gerçekliğini kavramam zaman aldı, ancak sonunda kabullendim. Kim Sunoo, benim tek ve gerçek ruh eşimdi ve şimdi bir-birimize sahiptik.
Huzursuzca olduğu yerde kıpırdandı ve kafasını boyun grintime yasladı. Kokumla rahatladığını hissedebiliyordum. Uykusunda rahatsız edici bir şeyler görmüş olmalı ki bir az daha bana taraf yaklaştı.
Onun hakkında kısa sürede pek çok şey öğrenmiştim. Her zaman güçlü ve yenilmez görünmeye çalışırken duygularını ikinci plana atardı. Sevgisini korkusuzca belli eder ve korurdu, mantığını asla devre dışı bırakmazdı. Aynı zamanda detayları anında fark edebilme ve zekice planlar kurabilme yeteneğine sahipti. Utandığında yüzü saçlarıyla aynı renge döner, kızarken gözlerinden sanki ateş çıkar gibi olurdu. Onu her haliyle seviyordum, tıpkı beni her halimle sevdiği gibi.
Sabah olduğunda, bizi nelerin beklediğini hiçbirimiz bilmiyorduk. Tek düşündüğümüz şey o kadını bulup sorgulamaktı. Yeni ortaya çıkan bu kehanet tüm planlarımızı alt üst etmişti. Şimdi yeni bir plan yapmalı ve birlikte ilerlemeliydik, ancak buna zamanımız kısıtlıydı. Eğer Sunoo'nun burada olduğunu öğrenirlerse başı belaya girebilirdi. İçimdeki huzursuzluğu bir kenara bırakıp kollarımın arasındaki bedeni alnından hafifçe öptüm. Şimdi daha huzurluydum.
☆☆☆
"Yine bir şeyler yemedin." sesimi, ola bildiği kadar ciddi çıkarmaya çalıştım.
Zaten yeterince zayıf olmasına rağmen öğünlerini atlıyordu."Aç değilim Riki, sonra midem bulanıyor."
"En azından bu çikolatayı ye."
Çantamdan çıkardığım naneli çikolatanın paketini açıp uzattım. "İnanamıyorum benim için çantanda çikolata mı gezdiriyorsun?" İstemeyerek olsa da elimden alıp küçük bir ısırık aldı.
"Evet, seni tanıdığım için."
"Hey çocuklar buraya bakın! Bu el yazıları benziyor."
Kai'nin seslenmesiyle hızlanıp yanlarına vardık.
Elinde tuttuğu dünkü not ile karşısında durduğumuz bu eski büyücü dükkanının tabelasının el yazıları benzerdi."Hadi girelim." Jungwon'un önden girmesiyle hepimiz kapıdan içeri geçtik.
Girmemizle yerde ki eski tahtalardan çıkan toz rahatsız ediciydi ama küçük ve eski bir dükkan olmasına rağmen düzenliydi."Hoş geldiniz gençler." Soldaki kapının aralanmasıyla, çıkan sesle birlikte yaşlı bir büyücü göründü. Beyaz sakalı ve mavi gözleriyle oldukça hoş bir görüntüsü vardı.
"Hoş bulduk, burada yalnız mı çalışıyorsunuz?" anlaşılan Sunoo hemen konuya girmek istedi.
"Evet, aslında beş yıl önceye kadar yalnız değildim. Karım da benimle birlikteydi ama onu kayb ettim."
"Başınız sağ olsun, ben üzgünüm.." Sunoo sesinde ki üzüntüyü gizleme gereği duymadan mahçup ifadeyle cevapladı.
"Sorun değil evlat. Hayatın kanunu bu, her kez bir gün gider. Her neyse size hangi konuda yardımcı ola bilirim?" masanın önüne geçerek üzerindeki kitapları düzenlemeye başladı.