kendiniz gibi tatlı yorumlarınızı bekliyorum^^
🌞Sun&Moon🌛
_____
Ruhum, sen adlı denizin
dalgalarına kapıldı.
_____"Sizi kıskanç veletler!!" Heeseung hyung, sahte olduğu her halinden belli olan siniriyle elini tehdit edermiş gibi havada salladı. "Sence de abartmıyor musun, sevgilim?" Soobin hyung yine her zamanki sakinliğiyle sevgilisinin koluna girerek kafasını omzuna yasladı. İkisinin birbirine zıt olan kişilikleri ve buna tam ters olan uyumlu halleri bazen akıl almaz olabiliyordu. Kıkırdamadan edemedim.
Balkondan gelen mayısın hafif esintili rüzgarı saçlarımı okşarmışçasına esti. Ardından saniyeler sonra elini saçlarıma daldıran Riki'ye doğru yandan gülümseme atarak yaslandım. Sanırım en sevdiğim anlardan biri de buydu; saçlarımda dolanan elleri. Heeseung hyung durmak bilmiyordu, "Abartmak mı?! Abartmıyorum sevgilim! Şu ikili neden benim 105. yıl dönümümde evlenmek istiyorlar ya!"
"Altı üstü vampir olmanın 105. yılı ne olacak sanki Heeseung?" Odaya, elindeki turuncu beyaz karışımı olan melez kedisiyle birlikte giren Jake, ardından son birkaç haftadır örgüye takmış durumda olan Sunghoon ve onun yaptığı yanlışları düzeltmek için hazırda bekleyen halam Yunah. Kai ve Yeji'se beklenmedik şekilde çok iyi anlaşmışlardı ve Yeji yeni deney arkadaşı edindiği için havalara uçuyordu. Tabii bu durumdan hoşnut olmayan tek kiş Sunghoon' hyung olmuştu. Kendisinin geri plana atıldığına kafayı takmış durumdaydı.
"İnanamıyorum size! Kimse beni sevmiyor!" Gerçeği söylemek gerekirse, Heeseung hyung'un bu kadar dramatik davranacağını tahmin etmemiştik ancak yine de bu durumu önden düşünen Riki tarihi değiştirmişti. Fakat önemli olan kısmı dinlemeyi tercih etmeyen duygusal hyungumuz şu an boşuna kendini hırpalıyordu. Eh, bize de birkaç dakikalığına eğlenceydi bu ve tadını çıkarıyorduk.
"Yahh, şu kediyi neden getirdin yine Jake! Sevmiyorum onu, yüzümü çizdi!" Jungwon gözlerini kısarak kediyi dikizledi. On gün önce ormanda yaralı halde bulmuşlardı Jakehoon çifti ve sahiplenme kararı almışlardı, lakin Jungwon'la kedinin arasındaki husumeti bir türlü anlamamıştım. "Heyy! Kedime laf ettirmem. Hem, sence neden Jungwon? Yavrumun sütüne göz diktiğin için olmuş olabilir mi? Hm? Ne dersin!?" Jake, kucağında olan kediyi iyice göğsüne bastırarak anne edasıyla korumuştu yavrusunu.
"Nee! Ciddi misin!?" Riki kahkahasını durduramadı, anında gülmeye başladı. Ondan bir farkım yoktu, benim de. "Ya! Bir kere ben masumum, sadece sütün tadını merak etmiştim o kadar! O kadar işhatla içmezsemymiş o da hıh." Jungwon'un kendini savunma şekline de bir tur güldükten sonra gözümden az kalsın yaş geliyordu.
"Süt içen ilk vampir olarak tarihe geçtin Yang Jungwon, tebrik ederiz." Sunghoon dalga geçerken bile elindeki örgüsünü durdurmamıştı. Bu kadar bağlanacak ne var desemde aşırı ilgi çekici aktivite gibi gözüküyordu o yüzden şimdiden büyük konuşmayacaktım.
"Yaa yaa gülün siz hayat size güzel zaten, ben kimim ki." Dramatizeliğini bölmüş olsakta devam ettirmişti yine. "Sen boş ver Heeseung ben senin için dünyada görülmemiş en güzel kutlamayı yapacağım." Halam gerçeği bilmesine rağmen ikna etmeye çalışıyordu. Daha fazla bu haline dayanamayıp gerçeği söyleme kararı aldım. "Tamam tamam daha fazla kıyamadım sana hyung. Düğün senin gibi mühteşem ötesi vampirin 105. yıldönümünde olmayacak zaten. Sonuna kadar dinleseydin bizi duayrdında neyse."