yorum atmayanlardan küsüyor muşum öyle söylediler,şimdi siz karar verin;)
___________
Öyleyse kehanete kulak ver, sözleri derinden dokunmuş,
Sihir ve sırların aleminde henüz konuşulmamış.
Ay ve güneş hizaya geldiğinde, güçleri iç içe geçtiğinde,
Aşk yükselecek, kader kutsal kılındı.
___________Sunoo
Bardağıma doldurduğum suyu bir çırpıda kafama dikip yamımda ki sandelyeye çöktüm. Fazla uykusuzdum ve midem hala bulanıyordu. Uyumam gerektiğini defalarca kez söyleselerde Jake'i görmeden uyuyamazdım. Bıkkınca nefesimi bıraktığımda içeri Sunghoon girdi. Karşımda ki sandalyeye geçip eline masada ki kırmızı elmalardan birini alıp ısırmış, bakışlarını yerden çekmeden konuşmaya başladı.
"Jaeyun, uyandı." Jake'e gerçek ismiyle seslenmesi garibime gitsede sesimi çıkarmadım. "Eğer tekrar uyumadıysa yanına git. Eminim seni görmek istiyordur."
"Konuştunuz mu siz?" Yerdeki bakışlarını bana kaldırdı. Mırıldanarak beni onaylamış ve elmasından bir ısırık daha almıştı. Şimdi neden elma yediğini anlaya biliyordum.
Aşk böyle bir şeymiş meğersem.
"Konuştuk" bir şeyi hatırlamışcasına dudakları yukarı kıvrıldı. "Jungwon neler olduğunu anlatmış olmalı?"
"Evet..ben olayları tam bilemesem de içtenlikle söyleyebilirim ki Sunghoon, Jaeyun'un mutlaka bi geçerli sebebi vardı. Çünkü o asla sevdiklerini üzmek istemez."
"Biliyorum, hallettik sayılır. Yine de söylediğin için teşekkürler Sunoo-ah"
"Rica ederim"
Merdivenleri ikişer ikişer çıkmış, Jake'in olduğunu düşündüğüm odanın önünde durdum. Kapıyı hafifce çaldıktan sonra yavaşca açtım. Beni görür görmez yattığı yerde doğruldu. Onu çok özlemiştim. Sarı saçları eskisine nazaran daha cansız duruyordu ama güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişti.
"Jake..seni çok merak ettim, çook özledim."
Eğilip canını yakmadan sarılmaya çalıştım. Omuzlarıma düşen yaştan ağladığını anladım. Benim de o an ondan bir farkım yoktu.
"Ben de..ben de Sunoo. İyi olduğuna sevindim."
"Sayende." geri çekilirken gözlerine bakarak söyledim.
"Geleceğini biliyordum."
"Asla seni orada bırakamazdım."
"Nasıl oldu?" Başından beri olanları anlatmak uzun olsa da anlatacaktım. Bilmesi hakkıydı.
"O gün törenden kaçtığımda peşime düştüler. Bacağımdan yaralandım ama sınırları geçebildim ve büyü ile kendimi görünmez yaptım. Bacağımı iyileştiremediğim için saatler sonra bir ağacın altında bayıldım ve o an beni onlar buldu."
"Onlar?"
"Sunghoon ve arkadaşları. Diğerlerini görmemişsin anlaşılan. İyi biriler, hatta çok iyi. Bana yardım ettiler. Baygın balde buraya-evlerine getirip günlerce iyileşmemi sağlamışlar. Uyandığımda da bana seni kurtarmam için yardım ettiler. Bu arada Kai'de benim gibi cadı. Diğerleri ise Vampir. Bir de Riki var, o da melez-kurt adam ve vampir."
"Bir dakika bir dakika ne?! Vampirler mi? Sunghoonda mı?"
Bunu bilmediğini bilmiyordum. Sunghoon'un Vampir olduğunu bilmiyor muydu cidden? Neden söylememişti ki? Düşen yüzünden hayal kırıklığı yaşadığnı anladım. Keşke söylemeseydim.