4-) Kafadar Ayılar

7 3 0
                                    

Hey! Eylül 23'ten selamlar. Kısacık bir şey konuşacağım çünkü ben bu yazıyı 08.07.2023'te hazırlıyorum ve medyadaki resmi bugün koydum. 

Kafadar Ayılar'ı hiç izlemedim. Bu yüzden ayıların karakterlerini, resimdeki kızın kim olduğunu falan bilmiyorum. Fazla da önemli değil. Ama olurda hikâyeye ters bir durum oluşursa diye belirteyim dedim. 

Bugünden merhaba! Zaman nasıl geçiyor anlamadım bile. Bir anda okulun ikinci haftası bitti. Eminim yıl sonu da bu hızla gelip geçecek. Ada ve Çağrı'ya bana eşlik ettikleri için minnettarım. onların zamanına gitmeyi iple çekiyorum, ilkbahara yani... 

Fazla tutmadan, iyi okumalar!




Yüzüm donuyordu.

Bizi gören nöbetçi öğretmenden azar işittikten sonra bahçedeki muslukta yüzümüzü yıkamaya çalışmıştık ama benim yüzümdeki boya bir türlü çıkmak bilmiyordu. Marka farkındandı sanırım. Ağlayacak raddeye geldiğimde Çağrı gelip yüzümü resmen çitelemişti. Az çok geçtiğindeyse saçımdaki boyayı yıkamam için eve postalanmıştım.

Şu ansa annemin evde olmamasını umarak eve yürüyorum. Ama esen rüzgâr ıslak olan yüzümü donma raddesine getirecek gibi. Eve geldiğimde her ihtimale karşı kapıyı anahtarımla açtım.

"Anne," diye seslendiğimde karşılık veren kimsenin olmamasıyla derin bir nefes verdim.

"Oh, ev temiz."

Koşa koşa banyoya girip sıcak bir duş aldığımda tüm boyadan arınmıştım. Tekrar okula gitmekle gitmemek arasında kalırken aklıma devamsızlığımın bitmesine üç gün kaldığı geldi. Mecbur çıkardığım formaları tekrar giyinip evden çıktım.

Okula geldiğimde çoktan bir ders saati geçmişti. Koşarak kantine inip kendime bir tost aldım. Açım yahu ne yapayım?

Teneffüs zili çaldığında tostumu yiye yiye kantine gelenleri izlerken kapıdan giren Kafadar Ayılar ile gülümsedim. Portakallı suyumdan bir yudum içip onlara el sallayarak beni görmelerini sağladım.

Haklarında fazla bir şey bilmesem bile onlarla eğleniyordum.

Sırayla sandalyeleri çekip oturdular. Yanıma yerleşen Çağrı saçlarıma ters bir bakış atıp önüne döndü.

"Kızım hasta mı olmak istiyorsun? Bu havada ıslak saçla gezilir mi?" dediğini duydum Uraz'ın. Omuz silkip tostumdan bir ısırık daha aldım. Ağzımın dolu olmasını umursamadan "Kurutmaya vakit bulamadım," dedim. Ne kadarını anladılar bilmem.

"Gelmeseydin keşke," dediğinde "Devamsızlığım fazla zaten," dedim.

Anladığına dair mırıltılar çıkardı.

Kısa bir an Erdem ve Çağrı bakıştı. Sonra Erdem boğazını temizleyerek gereksiz bir neşeyle yükseldi.

"Eee?" dedi. "Instagramın var mı, Ada?"

"Var," dedim hemen.

"Versene takipleşelim."

"Ne gerek var canım," dedim. "Öyle kendi halimde takılıyorum zaten, takipleşmeye gerek yok."

"Yok yok ondan değil. Takipçim fazla olsun diye şey etmiştim ben."

"Haa," dedim aydınlanmış gibi. "İyi o zaman, edelim." Bir anda üçü de telefonlarını masanın üzerine koyduğunda bakışlarımı ikisine çevirdim.

Adalaşan ÇağrılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin