Av köşkünde kısa zamanda büyük bir kaos ortamı baş göstermişti. Padişah'ın askerleri ahırdaki atları kurtarmaya koştuklarında köşkün alt katında yangın büyüyordu. Aliyâr dışarıdan gelen sesleri duyduğunda hızla yatağından çıktı. Alt kattan gelen ateşin ışıkları ve dumanını görünce hemen Canan'ın odasına koştu Canan ilaçların etkisiyle dünyadan bi haber uyumaya davem adiyordu. Aliyâr Canan'ı korkutmak istemedi koluna dokunup hafif sarstı " Canan hatun uyan hemen buradan çıkmamız lazım" Canan uyku sersemliğiyle araladı gözlerini Aliyâr'ın paniği yüzünden okunuyordu. Aynı şeyleri tekrar edip Canan'ın yataktan kalkmasına yardım etti.
Kalfalar ve cariyeler de uyanmış ve üst katta çığlıklar ağlamalar birbirine karışmıştı.
Genç padişah kadınları sakinleştirir hepsini sağ sağlim kurtarmak zorundaydı. Lakin içinde bulundukları durum pekte iç açıcı görünmüyordu.
"Herkes sakinliğini korusun panik yapmanızın bir faydası yok! " dedi yüksek sesle "şimdi pencereleri açıp temiz hava almaya çalışın ben bir yolunu bulup çıkaracağım hepinizi buradan korkmayın"
Canan kırık olan ayağından dolayı ayakta durmakta zorlanıyordu Aliyâr Canan'ı cam kenarına bırakıp alnından öptü ve hızlı hareketlerle önce aşağıyı konrol etti kapıdan çıkmaları mümkün değildi.
Camlardan aşağı atlamaları en mantıklı çözümdü ama en iyi ihtimal biryerleri kırılır hatta belki daha ağır yaralana bilirlerdi.
Vakit daralıyordu dumandan zehirlenmeleri an meselesiydi Canan odadan seslendi. "Hünkarım aşağı atlayalım yanmazsak bile zehirleneceğiz"Aliyâr sevdiğine baktı kısa bir an ve o kısacık anda onu kaybetme korkusunu kemiklerine kadar hissetti. Korku iyidir insanı hayatta tutar demişti çok küçükken hocası Kazım bey bu korku güzel bir fikrin temelini attı.
Aliyâr bağırarak "hepiniz yataklarınızın döşeklerini pencerelerden aşağı atın acele edin" kendisi de odasına koşup döşeğini topladı Canan'ın odasından aşağı attı cariyeler de aynı şekilde attılar olabildiğince uzağa ve üst üste gelecek şekilde. Canan sadece camdan olabildiğince temiz hava almaya çalışıyordu.
Bütün döşekler atıldıktan sonra herkes camdan aşağı atlamaya başladı Aliyâr kadınların atlamaları için cesaret verip yardım ediyordu.
"Canan hadi.. sıra sende " Canan artık üst kata da yayılan ateşe baktı öksürmekten konuşamaz haldelerdi. Sadece Aliyâr'ın elini tuttu Aliyâr anladı ki yalnız yapamayacak korkuyor yada sadece birlikte atlamak istiyor Canan'ı kucanına aldı pencere pervazına çıkıp aşağı baktı Aliyâr aşağı atlarken sırtını yere gelecek şekilde döndü böylece Canan zarar görmeyecekti.
Önce Aliyâr'ın sırtı değdi döşeğe Canan can havliyle öyle bir sarılmıştı ki boynuna tek vücut olarak düştüler. Canan zaten yaralı ve ağrıyan yerlerinin acısını daha fazla hissetti. Öyle bir feryat etti ki çevredeki herkes kendi canını unutup Canan'a koştular padişah doğrulmaya çalıştı.
"Canan iyi misin ? Ne oldu!" Aliyâr işte şimdi panik olmuştu. Canan hem öksürüyor hemde ağlıyordu canı çok acısa da bu kadar ağlamazdı. Son bir iki günde yaşadıkları zor geliyordu bedeni acıya doymuştu artık. Aliyâr tekrar kucaklayıp kaldırdı ve yanan köşkten uzaklaşmak için acele etti her an çökebilirdi ahşap köşk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Sultan
Historical FictionHikaye padişahlık döneminde geçmektedir. Padişahın aşık olduğu kadını elde etmek için yaptıkları ve sonrasında yaşanan entrikaları konu almaktadır.Tarihler ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. Benzerlikler tesadüfidir.