Aliyâr hekimin gelişiyle gözünden yaşları silip kenara çekildi detaylı muayene ardından etkili bir iğne yaptı bu süre boyunca Aliyâr sadece bir köşeden izledi.
Canan hâlâ gözlerini açmamıştı bu durum Aliyâr'ın huzursuzluğunu ve öfkesini alevlendiriyordu. Hekim işini bitirince hürmetle padişahın önünde eğildi. Aliyâr renk vermemeye çalışarak dik bir duruş sergiledi "evet durum nedir?" dedi. Hekim kadın "Hünkârım zannımca hatun aç kalmış bundan dolayı bayılmış üstelik üşütmüş ateşi var ben ateşi düşmesi için iğne yaptım daha önce verdiğim ilaçlarıda kullanması faydalı olacaktır. Şimdi uyuyor bir iki saate toparlar mutlaka bişeler yemeli"diyerek padişaha tespitlerini ve tavsiyeleri aktardı.
Bunları duyunca Aliyâr'ın sırtından soğuk sular aktı,aklına durgunluk geldi. Sadece iki günde Canan'ı bu hale getirmişti Validesi 'Nasıl olur bu? Nasıl cüret eder? Bana hiç saygısı yok mu? Onun çektiği acının kat ve kat daha fazlasını benim çekeceğimi bilmiyor mu anlamıyor mu? Yoksa garezli mi yapıyor?' Diye geçirdi içinden Aliyâr hekim kadına bir kese altın verip "hizmetlerin için teşekkür ederim gerisini ben hallederim" diyerek has odadan uğurladı.
Kapıda el pençe divan duran harem ağasını çağırıp mutfağa gönderdi yiyecek bişeler hazırlanmasını emretti. Eğer bir insan olmasaydı öfkeden gözlerinden ateş çıktığına yeminler ederdi görenler soluk alıp verişi hızlıydı gözlerini Canan'ın üzerinden ayırmıyordu.
Validesiyle sabah hesaplaşmaya karar verdi çünkü şu an hiç birşey Canan dan önemli değildi. Derin bir of çekip elleriyle yüzünü ovaları ağır adımlarla yatağında uyuyan sevdiğine yaklaştı ağır ve yorgundu adımları.
Hayal kırıklıkları yük olup oturdu omuzlarına Aliyâr sessizce uzandı Canan'ın yanına yüzünün her detayını izledi. Yüreği titriyordu yüzüne her baktığında ama bu sefer hüzünle. Onu saraya gönderirken hiç böyle olacağı aklına gelmemişti. Aliyâr sadece Canan'ı mutlu etmek istemişti ve onun mutluluğuyla mutlu olmak ama Validesi daha ilk günlerinde açıkça savaş ilan etmişti.
Aşklarının imtihanı yeni başlayacaktı bu artık elle tutulur bir gerçekti. Padişahlara aşk çok mu görülür? Bir kadını sevmek onu zayıf mı kılar? Aliyâr herşeyi daha iyi anlıyordu bazı şeyler netlik kazanmalı ve Valide Sultan'ın önüne geçilmeliydi. Otorite kaygısıyla Canan'a eziyet etmesini izleyemezdi.
Ama bu gece sakinleşip sevdiğinin yanında olmaya ihtiyacı vardı. Biraz daha Canan'a sokuldu derin bir of çekip gözlerini kapattı Aliyâr gönül yorgunuydu. Canan uyandığı zaman ne diyecekti nasıl tepki verecekti önceden kestiremezdi çok iyi tanımıyordu sonuçta ama Validesinin yaptıklarının hesabını kendisine kesmesinden endişe duyuyordu Aliyâr.
Canan'ın ateşini sık sık ölçtü. İğne fayda etmişti ateşi artık yok denecek kadar azdı. Aliyâr uyanmasını bekliyordu baş ucunda çok geçmeden gözlerini araladı Canan.
Aliyâr'ı görünce tebessüm etti belli belirsiz "dönmüşsünüz Hünkarım" dedi kısık yorgun bir sesle Aliyâr parmak uclarıyla alnından başına doğru saçlarını okşadı Canan'ın "ben her zaman sana döneceğim nerede olursam, ne halde olursam olayım hep beni beklediğin yere döneceğim Canan"diyip alnından öptü.
Aliyâr kapıya gidip Ağalar diye seslendi kapı açılınca "Hatunun yemeğini tez getirsinler" buyurdu.
Canan yatakta doğrulmuş sırtını yastığa dayamış oturuyordu. Çok bitkin görünüyordu aslında bünyesi çok zayıf biri değildi ama son zamanlarda stres ve üzüntüden kendine pek dikkat edemiyordu bu sebeple bağışıklığı düşmüş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Sultan
Historical FictionHikaye padişahlık döneminde geçmektedir. Padişahın aşık olduğu kadını elde etmek için yaptıkları ve sonrasında yaşanan entrikaları konu almaktadır.Tarihler ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. Benzerlikler tesadüfidir.