Sultan Kim?

140 15 1
                                    

Canan sabaha kadar kabuslarla mücadele etti. İçinde bulunduğu durumun kasveti bilinçaltına işlemiş olacak ki huzuru bir türlü bulamadı. Nihayet sabahın ilk ışıklarıyla harem hareketlenmeye başladı herkes uyanıp yataklarını toparladı kıyafetlerini değişip kahvaltı yapmak için hazırlığa başladılar.

Canan sadece izledi uzandığı yatağından bu gün cariyelerin pek ilgisini çekmiyor gibiydi hepsi kendi uğraşındaydı. Canan davet edecek kimse olmadığını bildiğinden dört gözle Elif'i bekliyordu. Kısa bir zaman sonra Elif geldi ama kahvaltı tepsisiyle değil.

"Canan Hatun Valide Sultan seni emretti hazırlanmana yardım edeyim" diyerek üzerinden yorganı tek seferde çekip attı kenara acelesi olduğu hızlı hareketlerden anlaşılıyordu ama farklı birşey daha vardı. Aynı zamanda endişeliydide Canan'ın gözünden kaçmadı. Üzerini giyinirken sordu.

"Ne oldu ne bu halin?" Elif bir kaç saniye kadar duraksadı etrafına bakındı.

"Dinle Canan Hatun Valide Sultan seni sarayda istemiyor Nazan kalfayla konuşurlarken duydum şimdi de seninle konuşmak istiyor" sıkıntıyla kıpırdandı Elif Canan'ın da morali bozulmuştu ne gidecek yeri nede sahip çıkacak kimsesi yoktu.

"Anlıyorum" dedi Canan sadece Valide Sultan kendinin hâlâ evli sanıyor olmalıydı laf söz olur diye huzursuz olmalı Canan böyle düşündü en azından.
Giyinip görünüşüne çekidüzen verdikten sonra Elif'in yardımıyla ağır adımlarla Valide Sultan'ın dairesine gitti Canan.

Elif kapıyı üç kez tıkladı kapı içeriden açıldığında Canan'a destek olarak birlikte girdiler içeri Valide Sultan tüm ihtişamıyla karşısındaydı. Canan saygıyla eğilip doğruldu başı önünde " beni emretmişsiniz Sultanım" diyip olduğu yerde kaldı Sultandan gelecek talimatları bekliyordu.

"Sen çık Elif kapıda bekle" Valide Sultan bir bakışıyla Nazan kalfaya da çıkmasını söylemiş kadar oldu. Canan ile yalnız özel olarak konuşmak istiyordu her ne kadar hizmetkârları da olsa aile içi meseleleri onların yanında konuşamazdı. En ufak bir dedikodu haremde büyüp can sıkan sonuçlara ulaşabilirdi.

Zaten ayakta olan Valide Sultan ağır adımlarla Canan'a doğru yürüdü konuşmak için de acele etmedi kırık olan ayağından dolayı ayakta durmakta zorlanan  Canan'ı dikkatle baştan aşağı süzdükten sonra "oturabilirsin"dedi. Sesi buz gibi soğuktu bu konuşmanın bir kedi fare oyunu olacağı aşikardı.

Canan sessizce itaat etti bir iki adım yakınındaki mindere oturdu hâlâ başını kaldırıp Validenin yüzüne bakmamıştı. Ama onun bakışlarının keskinliğini hissediyordu. Valide Sultan da geçip divana oturduktan sonra konuştu bir adımlık mesafedeydiler.

"Neden geldin?" Diye sordu Canan ne diyeceğini bilmiyordu çünkü Aliyâr annesine ne kadarından söz etti yada hiç etmedimi bilmiyordu. Hem padişahı hemde Valide Sultan'ı kızdırmaktan çekiniyordu.

"Basit bir soru sordum.. Neden susuyorsun? Herşeyi başından anlat ne olup bittiğini bilmek istiyorum" dedi bu sefer ses tonu daha kaba ve yüksek çıkmıştı.

Canan bir cevap vermek zorundaydı "Sultanım bunları Hünkarımız dan duysanız daha doğru ol.." Valide Sultan hiddetle böldü Canan'ın sözünü "Neyin doğru neyin yanlış olduğunu senden mi öğreneceğim ben hadsizliği bırak ve soruma cevap ver!"

Zoraki SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin