tw: sebisme
----Her insan normal bir şekilde uyanır öyle değil mi? Yani şöyle... Gözlerinizi açarsınız ve esneyerek yataktan kalkarsınız. Olması gereken bu zaten ama benim hayatım bir kaos olduğu için herkes gibi değil, yataktan 10 metre yukarı zıplayarak uyandım. Sadece korkudan, evet korkudan!
Uçakta olduğumuzu algılayıncaya kadar birkaç dakika bekledim sonrasında zaten. Bu pilot, uçağı indirirken direkt tüm kontolleri elinden mi bırakırdı yoksa benim haberim olmadan zaten inmiş miydi bilmiyorum ama fikrim ilk söylediğinden yanaydı.
"Sikeyim sizi de uçağınızı da!" diye kendi kendime sinirlenerek yataktan doğrulmuştum ki duyduğum sesle irkildim.
Sıçış.
"Beni neyse de uçağımı neden sikiyorsun Minho?"
Kapının kenarındaki tekli koltuktan birisine oturmuş kollarını birleştirmiş bir şekilde dudak büzerek bana bakıyordu. Koltuktan kalkınca pantolonunu düzeltti ve birkaç adım atıp yatağın ucuna geldi. Bir şey dememe kalmadan -diyecek bir şeyim de yoktu zaten- eğilip ayak bileklerimden tutunca dejavunun en hasını yaşadım.
Geri mi alsak ileri mi sarsak?
"Uyanır uyanmaz ne bu gerginlik?"
"Gergin değilim."
"Hmm... Öyle mi?"
"Hmhm."
Beklediğim gibi de hızla beni yatağın ucuna çekince saçlarım ve gömleğim uyandığımda olduğundan çok dağılmıştı. Hızlı hızlı nefes almaya başladığımda kendime hakim olmam gerektiğini sürekli kendime hatırlatıyordum.
Elleri hâlâ ayak bileklerimdeydi. Hatta biraz daha yukarıya çıkardı ellerini. Devamında ne yapacağını düşünürken üzerime eğildi. Evet üzerime eğildi ve ben çığlık atmamak için zor duruyordum. Eğer çığlık atarsam uçaktaki diğer kişiler duyardı ve yanlış anlarlardı. Öyle değil mi?...
Eğildiğinde onun da nefesinin hızlandığını farkettim ve yüzümde saçma bir sırıtış oluştu.
"Kalbin biraz hızlandı sanki Christopher?"
"Senin de benden farkın yok Minho?"
Hiçbir şey demeden yüzünü inceledim. Gözlerinin içine baktım uzunca. Ne yapacak hiçbir fikrim yoktu ama uzun sürmeyeceğine o kadar emindim ki. Çünkü uçak inmişti. Birazdan bizi çağırırdı diğerleri.
Nefesi sigara kokmuyordu ilk defa, kahve kokuyordu.
"Sade mi şekerli mi? Emin olamadım." dediğimde sırıttı ve dudaklarıma bakmaya başladı.
Sikerim böyle işi Christopher. Yapacaksan yap, yoksa tek beni değil küçük Minho'yu da zor durumda bırakıyorsun.
Öpeceksen öp!
Yapmayınca daha da sinirlendiriyorsun beni!Bir eğilişte dudaklarını dudaklarıma bastırdığında bir elimi yumruk yapmıştım çünkü kalbim ağrımaya başlamıştı. Neden bilmiyordum, sadece anın tadını çıkarmak gerekliydi. Ben de gerekeni yaptım. Karşılık vermedim, öpücükleri yavaş ama sertti. Sinirliydi sanki bana. Karşılık vermediğim için mi, en başından beri istediğine kavuşmanın siniri miydi bilemiyorum.
Ayrıca..."Şekerli..." diye fısıldadım dudaklarına doğru. Öpmeyi bıraktığında nefes nefeseydi. İnanılmaz kötü görünüyordu ve iki dakika içinde bu hale gelmesi benim yüzümden miydi? Hızlı hızlı nefes alıp vermeleri normal değil miydi? Ben de öyleydim.
Dudaklarına bakmaya devam ediyor, ne yapacaksın Minho?
Hiçbir şey yapmayacağım iç ses? Mutlu hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judas Kiss
Ficção Adolescente"Odanın anahtarı, kaybedersen içerideki dolapta yedeği var ama sakın 'Yedeği var zaten' deyip kaybetme. Yarın ilk eğitimine başlamadan önce holdingi gezeceğiz, seni diğerleri ile tanıştırıcam. Ardından ilk eğitimimiz olan dövüşe geçeceğiz. Sabah 05:...