İKİ AY ÖNCE
"Genç, yetenekli ve oldukça yakışıklı bir çocuk. Babamın neden bunu seçtiğini anlayabiliyorum. Bu çocuğu istiyorum."
"Patron onu zaten bulduk, tek sorun şirkete nasıl alacağımız."
Christopher, babasının evlatlık almayı düşündüğü çocuğun bu denli yakışıklı olmasını beklemiyordu, ona sahip çıkacaktı. Onu eğitecek, kendisi gibi yetiştirecekti. Babası da böyle istiyordu ya zaten.
"Onun hakkında bilgi ver Changkyun."
"Lee Minho, 20 yaşında bir cafede part time çalışıyor. Ancak şöyle bir sorun var, şirkete onu nasıl alacağız?"
Christopher elindeki fotoğrafı masaya koyup ayağa kalktı.
"Cafeden kovulmasını sağlayın, girebileceği tüm iş görüşmelerinde reddedilmesini sağlayın, iş bulması zorlaşıncaya kadar devam edin bu oyuna. Ardından holdingin reklamını yapın ve onun bilgisayarına aktarın. Şirkete gelmesi kolay olacak."
Kendisinden emin bir şekilde masadaki fotoğrafa baktı. Bu adam onun yeni başlangıcı olacaktı.
Christopher babasından nefret ediyordu, babası Lee Minho'nun ailesini bilinmeyen bir sebeple öldürünce Minho'ya sahip çıkacağına söz vermişti ancak kötü bir kaza sonucu babası da hayatını kaybetmişti. Şimdi kendisindeydi, Minho onun olacaktı. Eğitecekti onu. Kendisi gibi yapacaktı ancak bu kolay olmayacaktı. Christopher çok kuralcı, otoriter ve sert birisiydi. Minho şirkete girdikten sonra onun kendisi gibi olması için gece gündüz çalıştıracak, uyumasına bile izin vermeyecekti. En önemlisi de, ailesini, babasının öldürdüğünü saklayacaktı.
***
Tık tık tık tık
Gece masa başında bilgisayardan saatlerdir iş arıyordum. Elimdeki mauseun tık sesleri beynimde yankılanıyor, başımı ağrıyordu artık. Bir işe ihtiyacım vardı ve bulmak zorundaydım. Tam 2 aydır işsizdim, önceden bir cafede part time çalışıp paramı kazanıyordum, bir de yurtdışında yaşayan kuzenimin ara sıra gönderdiği bir miktar para vardı tabi. O parayla en az 6-7 yıl idare edebilirdim.
Dolandırılmasaydım.
Eski çalıştığım cafenin sahibi tarafından dolandırıldım. Koyuyordu ama alışmıştım. Paramı geri alırım düşüncesi de yoktu, umrumda da değildi. Her ne kadar paraya ihtiyacım olsa da... O yüzden işte, iş aramaktan vazgeçmemeliydim.
Yine iş ilanlarının olduğu bir siteye girdim, birden fazla iş ilanı vardı ama gidebileceğim yerler değildi. Tam siteden çıkmak üzereydim ki araya reklam girince izlemek zorunda kaldım. İstemsizce reklamdaki yazılar dikkatimi çekince gözlerimi kısarak okumaya başladım, karanlıkta ekranın parlaklığı gözümü acıtıyordu çünkü.
Yazanlara göz gezdirince kaşlarımı havaya kaldırdım şaşırarak ve sesli okudum.
"Her insanın istediği branşlarda meslek olan bu holdingde çalışmak istemez misiniz? O halde aşağıdaki linke tıklayın."
Sanki kıyafet linki veriyorlarmış gibi linke tıklayın yazıyordu. Dolandırıcı olduklarını düşündüm ama umrumda değildi, çalabilecekleri bir param yoktu sonuçta.
Gerçekse bile istediğim şeyin ayağıma geldiğini düşünerek gülümsedim. Kafamı kaşıyarak linke tıkladım. Önüme gelen anketle kafamı biraz eğdim. Anketteki soruları cevaplamadan önce okudum ama fazla soru da yoktu. Genel sorulardı. İlk sorudan cevaplamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judas Kiss
Ficção Adolescente"Odanın anahtarı, kaybedersen içerideki dolapta yedeği var ama sakın 'Yedeği var zaten' deyip kaybetme. Yarın ilk eğitimine başlamadan önce holdingi gezeceğiz, seni diğerleri ile tanıştırıcam. Ardından ilk eğitimimiz olan dövüşe geçeceğiz. Sabah 05:...