Neden beni ilgilendirmeyen bir maça gidiyordum ki? Bence maç bensiz de geçebilirdi.
Üzerime kravatı geçirirken düşünüyordum bunları. Ne güzel yatağımda uyuyacaktım neden maç izlemeye gidiyordum ki? Adamlar birbirlerini dövecekler ben de enayi gibi onları izleyecektim.
Sıkıntılı bir şekilde kravatı düzelttim ve telefonumu da alıp odamdan çıktım. Spor salonuna giderken telefonumu da karıştırdım birisi bir şey söylemiş mi diye. Hwang yazmamıştı, Christopher da öyle. Gruptan da mesaj yoktu ama bir kişi mesaj atmıştı. Asansöre girerken onun mesajına cevap verdim.
Changkyun
Changkyun
Yeni gelen kurala göre
odan en üst katta olacak.
Haftaya kadar dinlen ondan
sonra ağır ve disiplinli
eğitimler seni bekliyor.
Bu hafta içinde Bang Christopher'ın
isteği üzerine bir toplantıya katılacaksın hazırlık için yarın saat 8:00'de hazır ol.
Bugün olacak boks maçına da geliyorsun.Minho
Odamın konumu gayet iyi bence
neden değiştiriyoruz?
Ayrıca eğitmenimin Christopher olmasını istemiyorum.
Eğitmenimin değişmesini istiyorum.
Bunun için herhangi bir belge imzalıyor muyuz?
ve
Toplantıya ben hariç herkes
katılabilir bence.
Benden iyi kişiler var, Seungmin gibi
sen gibi?Changkyun
Farkındaysan
Kafama göre iş yapmıyorum.
Patron ne derse o.Minho
Patronundan nefret ediyorum.Changkyun
Bunu dediğine kendin inanıyor musun?
görüldüSpor salonuna girerken telefonumu kapatıp cebime koydum ve etrafa göz gezdirdim. Beni henüz farkeden Changbin elini cebine koyarak yanıma geliyordu.
"Hoşgeldin Lee, en öne Siyeon'un yanına geç."
"İstediğim yere oturamaz mıyım?"
"Patronun isteği bu."
Göz devirerek koltukların önlerinde oturan Siyeon'a baktım ve ona ilerledim. Koltukta uyumaya razıydım ama etraftaki gürültü yüzünden yüzümü buruşturup Siyeon'un yanına oturdum.
"Herkesten nefret ediyorum." dedim sıkıntılı bir şekilde kollarımı göğsüme bağlarken.
"Benim ne suçum var ben telefona bakıyorum." deyince istemsizce güldüm.
"Hayır yani ben ne güzel bir hafta izinliyim odamda uyumak varken neden buraya geldim ki?"
Siyeon elindeki telefonu kapattı ve kucağına koydu.
"Çok haklısın lan, bak benim başıma da aynısı geldi bir hafta iznim vardı ama izin haricinde her boku yaptım."
"Seni de mi zorla maça götürüp toplantılara soktular? Ya da odanı şirketin en tepesine yerleştirdiler?" dediğimde yüzündeki komik ifade karşısında gülmemek için zor durdum.
"Hayır, daha yeni çaylak olduğum zamanlarda en pahalı mücevheri çalmamı söylediler."
"Eline ne geçti peki?"
"Para, ve eğlence." dedi sırıtarak.
"Ne saçma işler ya yemin ediyorum." dediğimde ringin kenarında görünen Christopher'a ilişti gözüm. Üst tarafı tamamen çıplaktı ve altında siyah bir şort vardı. O kadar çok uzak olmasak da Christopher'ın sırtını inceledim. Her ne kadar seksi görünse de sırtındaki bazı yara izlerinden tırsmıştım. Boks eldivenleri önündeydi ama takmamıştı. Onu geçtiğimde Hwang ortada yoktu. Neredeydi hiç bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judas Kiss
Teen Fiction"Odanın anahtarı, kaybedersen içerideki dolapta yedeği var ama sakın 'Yedeği var zaten' deyip kaybetme. Yarın ilk eğitimine başlamadan önce holdingi gezeceğiz, seni diğerleri ile tanıştırıcam. Ardından ilk eğitimimiz olan dövüşe geçeceğiz. Sabah 05:...