ON İKİ NUMARA

Dördüncü Bölüm

Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın on iki numaralarım. Keyifli okumalar!

4. Bölüm: KAHVALTI

Bakışlarımı telefonuma gelen mesajlardan ayırmadan derince bir iç çektim. Paris'ten habersiz gittiğim için gelen onlarca mesaj vardı ve ben hiçbirine cevap vermek istemiyordum. Ama ben cevap vermedikçe yenileri geliyor ve asla durmuyorlardı.

Bu bir süredir hayatımda olan sorunlardan biriydi.

Açık konuşmam gerekirse ben çapkın bir kadındım. Beğendiğim erkeklerle flört etmeyi, hatta birlikte vakit geçirmeyi severdim. Hatta bazen ileri gidip bir gece geçirmeyi... Ama sadece bu kadardı. Arada duygusal bir bağ olmasını ya da ileriye taşınmasını istemiyordum. Her şey bir yana, ilişki yapabilecek bir insan olduğumu da düşünmüyordum.

Tabi bende durumlar böyleyken, annem ve babamda tam tersiydi. İkisi de aşk insanıydı ve birbirlerine delicesine aşıklardı. Benim kime çektiğim sorusunun ise tek bir cevabı vardı; Nil.

Onun kime çektiği ise bir muammaydı.

"Geldim." diyen Nil ile bakışlarımı telefondan çektim ve ona baktım. Akşam yemeğini evde yemeye karar vermiştik ve eve bir şeyler sipariş etmiştik. Nil ise şarap içmemizi teklif etmiş ve mutfağa şarap açmaya gitmişti. "Evde şarap içen olmadığı için bardakları bulmam zaman aldı." dedi bardakları ve şişeyi masanın üzerine bırakırken. Şişeyi elime aldım ve bardakları yavaşça doldurdum. Eve geldiğinde hemen duşa girdiği için konuşmaya zamanımız olmamıştı. Şimdi ise her şeyi konuşma zamanıydı.

"Su bardağı da getirseydin olurdu." dedim alaylı sesimle. Nil omuz silkti ve bardağını eline alıp ufak bir yudum aldı. "Neyse..." diyerek onun izin vermesinden konuştum. Gördüğüm görüntülerden sonra aklımı kurcalayan soruyu sormanın zamanı gelmişti. "Asır ve sen, aranızda bir şeyler var değil mi?"

Nil iç çekercesine bir nefes verip elindeki bardağı masanın üzerine bıraktı. "Tam olarak değil." diyerek yavaşça cevapladı sorumu. Üzerine kara bulut çökmüşçesine bakışları kararmıştı. Kaşlarım havalanırken, elimdeki çatalı tabağın kenarına bıraktım. "Nasıl tam olarak değil?"

"Şöyle ki..." dedi dirseklerini masaya yaslarken. Beklediğimden daha büyük bir şey geleceğini hissederken, hala anlamadığım şey Nil'in bana neden bundan bahsetmediğiydi. Kırılmış mıydım ya da üzülmüş? Tabi ki de hayır. Ancak anlamıyordum. "Biz Erdem ile ortak olmadan önce ben onu tanıyordum. Çünkü yurt dışında büyük bir başarısı vardı ve ülkede de bir iş kuracağını duyunca bunun iki şirket içinde yararlı olacağını düşündüm. Ama bizim bu ortaklıktan önce aramızda bir arkadaşlık oldu." diyerek dikkatli bir şekilde konuşmaya başladı. Duyduğum isimle tüylerimin diken diken olduğunu hissederken, içimdeki sinirin kendini belli ettiğini hissettim. Bir daha o adamla aynı ortamda bile bulunmamam lazımdı. Bunu kendim için yapmalıydım. "Dört yıl falan önce sana bir avukat ile yattığımı söylemiştim ya?" dedi birden anlatmayı keserken. Kaşlarım havalanırken yüzümü buruşturdum. Dört yıl önceyi asla hatırlamazdım. "Erdem ile gittiğimiz bir parti çıkışında yaşandı bu. Ertesi gün Erdem ile ortaklık için anlaşma imzalamak için şirkete geldiklerinde o adamda vardı yanlarında."

Kaşlarım bu sefer çatışırken, yavaşça gözlerim kısıldı. "Yani Asır, Erdem'in şirketinin ortağıymış?" dedim emin olmak istercesine sorarken. Hala yeğen olarak yaşadığımız bu tesadüfler beni birazcık germemiş değildi. Yani nasıl iki arkadaş ile benzer şeyler yaşamış olabilirdik ki? Acaba kızlar annelerinin değil de halalarının kaderini mi yaşardı? "Aynen öyle." dedi Nil beni onaylarken. İçinde bir suçluluk duygusu olduğunu biliyordum. Çünkü Nil'de iş ahlakına önem verirdi. Ancak birazdan duyacaklarının suçluluk duygusunu hafifleteceğini de biliyordum. Çünkü ona söyleyeceklerim içini rahatlatacaktı. Her zaman olduğu gibi... "O zamandan beri birkaç kez daha yattık. Ancak sonunda ben hep kaçtığım için Asır bir daha sevişmek için yaklaşmadı. Hatta uzun bir süre yüzüme bile bakmadı." diyerek sürdürdü konuşmasını. Son sözlerini ise çok kısık bir sesle dile geçirmişti. Gözlerindeki ne olduğunu anlamadığım duygu, kendini bana yeni yeni gösterirken yavaşça dudaklarımı yalayıp ıslattım. "Yeni yeni flörtleşmeye başladık. Ama hala bunu doğru bulamıyorum. Sadece..."