ON İKİ NUMARA

Dokuzuncu Bölüm

Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın on iki numaralarım. Keyifli okumalar!

9. Bölüm: BASKIN BASANINDIR

İki Gün Sonra

"Ahsen abla?" diyen Berke'yi duymazdan gelmeye ve antrenmanı izlemeye devam ettim. Berke ağlamaklı bir ses çıkarttı ve yanımdan kalkıp önüme geçti. Yere çökerken, yüzünde kıyamayacağımı düşündüğüm bir ifade ile bana bakıyordu. Nedendi bilmiyorum ama buradaki her gence, kendi kardeşimmişçesine ısınmıştım. "Küs müyüz hala?"

"Çocuk muyum ben Berke?" diye mırıldandım gözlerimi kısarken. Berke'nin yüzünde heyecanlı bir ifade oluşurken, yelkenleri suya indirmediğimi göstermek adına gözlerimi biraz daha kıstım. "Sadece seninle konuşmuyorum."

"Ya Ahsen abla..." diye söylendi Berke. "Bilmiyordum öyle olacağını vallahi. Hep röportaj basıyorlar diye bende deneyeyim, benim ne eksiğim var dedim. Nereden bileyim Amir abinin havuza düşeceğini." diyerek hızlıca konuşup kendini yeniden savunmaya başlarken bıkkın bir soluk bıraktım dışarıya. "Hem havuza düşmesi onun suçu. Ben demedim yani, kendi kendine düştü. Ben ister miyim havuza düşüp röportajın bölünmesini? Asla."

"Lan Berke!" diye bağırdı Noyan uzaktan. Bakışlarımız ona döndüğünde, Berke gergince gülümsemeye çalıştı. Noyan elleri belinde, oldukça sinirli bir ifade ile ona bakıyordu. "Gelsene ulan antrenmana. Rahat bırak Ahsen'i."

Berke'nin bakışları beni bulurken, kirpiklerini kırpıştırarak bana baktı. Ardından atik bir hareket ile çöktüğü yerden kalktı. "Şimdi silkecek beni Noyan abi..." diye mırıldandı drama dolu bir ses tonu ile. Ardından bir iç çekti ve yüzüne saçma bir gülümseme yerleştirip bana arkasını döndü. "Geldim gönlümün biricik kaptanı."

Berke, sabahın çok erken saatlerinden beri peşimdeydi ve onunla barışmam için türlü yollar deniyordu. Sabah havuzun yanında Amir ile YouTube hesabı için röportaj yapıyorduk. Berke'nin aniden aramıza beste söyleyerek katılmasıyla Amir irkilmiş ve ayağa kalkmıştı. Berke'nin ayağının takılması ve Amir'in sandalyesine tutunmaya çalışmasının ardından, Amir ondan kaçmaya çalışmış ve ayağı takıldığı için de havuza düşmüştü. Ve Berke tüm bunlar onun suçu değilmişçesine elli saat bu olaya gülmüştü. Gülmesini ise Amir'in onu elinde terlik ile kovalamasıyla son bulmuştu.

Aslında başta röportajı bozduğu için Berke'ye gerçekten de çok fazla kızmıştım. Ancak durup durumu düşününce, komik olduğu için kızgınlığım geçmişti. Tabi bunu Berke'ye belli etmemiştim. Açık konuşmak gerekirse peşimde kırk takla atması hoşuma gitmişti.

Telefonum kucağımda titremeye başladığında bakışlarımı çim sahadan alıp oraya çevirdim. Ekranda Nil'in adını gördüğümde yüzümde geniş bir gülümseme olurken, onu bekletmemek için hızlıca telefonu açıp kulağıma dayadım. "Sonunda bitti!" dedi Nil neşeli çıkan sesiyle. "Akşam sen, ben, Asırcığım ve Erdem kutlama yemeği... İtiraz etme şansın yok Duriko."

"Anlaştınız mı?" diye sordum yüzümdeki gülümseme genişlerken. "Tabi kızım!" diyerek neşeli sesiyle konuştu Nil. Birkaç gündür düşük olan enerjisinin yükseldiği sesinden net bir şekilde anlaşılıyordu. "Nil Aramoğlu'ndan kaçar mı?"

"Aferin Nil Aramoğlu." dedim ufak bir kıkırtı ile. "Sayende paramızın üstüne para koyuyoruz."

"Aynen öyle." diyerek kıkırdadı Nil. "Yakında biz bir, Kylie Jenner iki olacak."

"Elon Musk'u geçmezsek senin ayıbın olsun Nil Aramoğlu." dedim oturduğum yerden ayaklanıp çim sahanın dışına ilerlerken. Nil'in kahkaha sesi doldu kulağıma. "Sen iste seni Duru Musk yapayım güzelim." dedi çapkın bir eda ile. "Biliyorsun senin için çalışıyorum."