Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın on iki numaralarım. Keyifli okumalar!
3. Bölüm: ON İKİ NUMARA
Yapmamız gereken zorunlu kurallar olan bir ailenin içinde büyümemiştim. Yani annemler hep hayatı kendi doğrularımız doğrultusunda yaşamamız gerektiğini söylerdi. Tabular, sınırlar ve kurallar olmadan... Ancak tek bir şey vardı bizi uyardıkları: Profesyonellik.
Bir işte iyi olmak istiyorsak profesyonel olmak zorundaydık ve etik çizgisi dışına çıkmamak.
Yıllardır içinde bulunduğum iş hayatımda bunun dışına çıkmamıştım. Ki bence de doğru olanı buydu. Ama şimdi ilk kez annemlerin sözünden çıkmış ve kendimi çiğnemiş gibi hissediyordum.
Evet belki şirkette çalışmıyordum ancak bu şirketin yarısı benimdi. İmza hakkım her ne kadar Nil'in üzerinde olsa da, bende patrondum.
"Ahsen Duru." dedi Nil yanıma gelip koluma girerken. Aramızdaki saçma bakışmayı kestim ve gözlerimi Nil'e çevirdim. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Benim aksime o bu tanışmadan çok memnundu. Çünkü sevdiği iki insan sonunda taşınıyordu. "Bence tanıyor bile sayılırsınız zaten."
"Kesinlikle." diyerek güldü Asır, Nil'in sözlerinin ardından. Bakışlarım ona dönerken samimi bir gülümseme gönderdi bana. Odadaki o flörtöz ama profesyonel havasından sıyrılmış gibiydi. Arkadaşça bakıyordu suratıma. "Nil senden çok bahsetti."
Nil benden çok bahsetti...
Asil ya da Erdem... Her ne ise bu adam beni zaten tanıyordu!
Sinirlendiğimi hissederken bunu belli etmemek için güldüm alayla. Bakışlarım onun üzerine dönerken, kaşlarımı havalandırarak elimi uzattım. Yüzümdeki alaylı gülümseme yerini imalı bir gülüşe bırakmıştı. "Memnun oldum Erdem Bey." diyerek isminin üzerine bastırarak konuştum. Eli ile elimi tuttuğunda, ellerimin karıncalandığını hissettim. Uzun ve düzgün parmaklarının bana yaptıkları gözlerimin önüne gelirken, düşünmemeye çalıştım. Zamanı değildi. Bundan sonra hiç zamanı olmayacaktı. Gözleri hala gözlerime bakıyordu. Hiçbir duygu belirtisi yoktu. Duygu belirtisini geçtim, herhangi bir ifade bile yoktu. Normal bir insanın bakamayacağı kadar düz bakıyordu. İnsan yaptığı için biraz utanırdı be! "Bende çok memnun oldum Ahsen Hanım."
Elimi elinden çektim ve Nil'e döndü bakışlarım. Bir şeyler döndüğünü anlamışçasına bakıyordu gözlerime. Merak ettiğini, ama benim anlatmak için doğru zamanı beklediğimi biliyordu. Haklıydı da. Yalnız kaldığımız ilk anda ona her şeyi anlatacaktım.
"Sizin işiniz ne kadar kaldı?" diye sordum yavaşça konuşurken. Nil'in dudakları büzülürken bakışları Asır'a döndü. "Biraz uzun sürer." dedi Asır, ona yöneltilen soruyu anlamış gibi. Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutarken usulca kafamı salladım. Acilen buradan uzaklaşmak istiyordum ancak Nil'in beni göndermeyeceğini de biliyordum. "O zaman ben kafeteryaya gidiyorum. Sonra da etrafa bakınırım."
"Tamam canım." dedi Nil yanağıma bir öpücük bırakırken. Sinirimin azaldığını hissederken, yüzümde gerçek bir gülümseme yer edindi. Nil'in kolundan çıktım ve titremeye başladığını hissettiğim dizlerim asansöre ilerledim. Asansörün düğmesine dokunurken titreyen tek şeylerin dizlerim olmadığını da fark etmiştim.
"Sakin ol..." diye mırıldandım kendime. Bir elim telefonumu sıkıca tutarken, diğerinin içine tırnaklarımı batırıp ellerimi sıkı bir yumruk yaptım. Sakin olmalıydım. Çünkü sakin olmaktan başka çarem yoktu. Üstelik bu kadar sinirlenmem ve heyecan hissetmem çok saçmaydı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON İKİ NUMARA
Ficção Geral'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever: 3' Ahsen Duru Aramoğlu Beşiktaş ile anlaştı! Ahsen Duru Aramoğlu; yetenekli ve başarılı bir spor muhabiridir. Ülkesine döneceği gece, Beşiktaş ile anlaştığı haberleri ile karşılaşır. Tüm Beşiktaş camiası ve cam...