Tanıtım

14.2K 461 60
                                    

Yol boyu içimde bir huzursuzluk hissi vardı. Oysaki yolculuk yapmayı çok severdim.

Dedemin - He burası, geldik. diye şoföre seslenmesiyle düşünce aleminden çıktım.

Herkes eline bir eşya alıp minibüsten inmeye başlamıştı. En arkada kalan bende elime boş çuvalları alıp gri minibüsten indim.

Hava bulutluydu. Hafif esen rüzgar az kalsın yazmamı uçuruyordu. Zor bela çuvalları yere atıp kırmızı yazmamın
uçlarından tutup iğneyle bağladım.

Dedemin - De, hayde başlayın. cümlesiyle en yakın zeytin ağacının altına astarlar açıldı.

Babam ve kuzenim Akın abi ağaca çıkıp zeytinleri sirkelemeye başladılar. Ben de elime tarak alıp zeytinleri toplamaya başladım.

İki saatin sonunda aşağı bayırı bitirmiş, yokuş yukarı çıkıyorduk. Bir yandan da yokuşta ki zeytinler toplanıyordu.

Şoför abinin - Amann! Kurt geliyor diye haykırmasıyla duraksayıp ardıma döndüm.

Yokuşun aşağısında yavaş ve asil adımlarla bize doğru gelen tüyleri siyaha çalan lacivert kurdu görmem ile donup kaldım.

Bizimkilerin -Kaçın! çığlıkları beni kendime getirdi. Güç bela yengemle beraber tuttuğumuz astarı bir tarafa attım.

Biraz koşmuştum ki dizlerimde derman kalmadı. Zaten çalışmaktan yorulmuştum bide yokuş yukarı hiç koşamıyordum.

Biraz durup nefeslendikten sonra arkama baktım. Kurdun iyice yaklaştığını görünce olduğum yerde donup kaldım.

Bizimkilerin - Kaç! çığlıklarını duyuyor ama yerimden kıpırdayamıyordum.

Sanki ayaklarıma beton dökülmüş gibiydi. Lanet olsun! Böyle anlarda hep donup kalırdım.

Ve o an olmaması gereken şey oldu. LACİVERT KURT İle göz göze geldik.

Ben olduğum yerde titrerken kurt bana gözlerini dikip, üzerime doğru gelmeye başladı.

Bu hikayeyi daha önce yazıp silmiştim. Tekrar yazmaya karar verdim. Yorumlarınızı bekliyorum.

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin