Keyifli okumalar...
Alya'dan...
Bedenim ateşler içinde yanıyordu.
Altında ateş yanan bir sacın üzerindeymişim gibi hissediyordum. Çok çok sıcaktı.Bütün organlarım acı içinde kavruluyordu. Acıdan dolayı kendimi kaybetmişken bana içirilen sıvıyla, yanan bedenim bir nebze de olsa ferahlamıştı.
Ağzımı açıp "Baba, ben iyiyim." demek istesem de konuşmaya mecalim yoktu.
Sonra babamın birisiyle olan konuşmalarını duydum.
"İyi olacak değil mi?""Olacak. Ama kurt bedenine alışması zaman alacaktır."
Ne dediklerini tam algılayamasam da bir şeyi fark ettim. Bu konuşan liderdi. Savanaların lideri.
Babamla sürekli gizli saklı buluşan adam ve her görüşmelerinde beni de götürürdü babam. İşin tuhaf yanı benim yanımda konuşmazlardı ama ben de orada yanlarında bulunurdum.
Lider ise ara sıra beni incelerdi.
Bakışları art niyetli değildi. Sanki beni kontrol ediyordu. Sanki bilmediğim ama onun bildiği bir rahatsızlığım varmışçasına bakardı. Ama neden? İşte bunu bilmiyordum.Tam biraz rahatlamıştım ki bu defa bedenime milyonlarca iğne batırılıyormuş gibi hissettim. Can havliyle derince bir yakarış kopardım.
Nedense bedenim büyüyor gibiydi. Evet, büyüyordum ve şu an içinde bulunduğum bedene sığmıyordum.
Biraz zaman geçtikten sonra beni dışarıya çıkardıklarını fark ettim. Gecenin bir vakti ne işimiz vardı dışarıda? Hem de bu soğukta?
Babam, üzerime titrerdi hep. Üşütebileceğimi düşünmüyor muydu? Gerçi esen buz gibi rüzgar bile içimdeki yangını dindiremiyordu.
Birinin yanıma yaklaştığını hissediyor ama tepki veremiyordum.
"Sakin ol Alya. Ne kadar rahat olursan, güçlerin o kadar çabuk açığa çıkacaktır." dedi lider.Ne gücü? Ne açığa çıkması? Ne saçmalıyordu bu adam?
Sonra babamın sesini duydum baş ucumdaydı.
"Özür dilerim kızım, sana daha erken söylemeliydim." diyordu.Tam" Neyi? "diye soracakken, boğazımdan bir hırlama sesi çıktı. Ses tellerim mi zarar görmüştü? Tıpkı bir vahşi hayvan gibi ses çıkarmıştım.
Ani gelen güç patlaması ile ayağa kalktım ve içimdeki koşma isteğini bastıramayarak, koşmaya başladım.
Sanki bedenim ne yaptığını biliyor gibiydi. Ama ben bilmiyordum. İşte bu beni çıldırtıyordu. Bana ne olduğunu bilmemek.
Alaca ormana girip büyük bir çam ağacının altında durdum. Aldığım nefes yetmiyor. Ciğerlerim oksijen ihtiyacıyla kıvranıyordu.
Dizlerimin üstüne yere düştüğümde canım yanmamıştı. Ama bedenimdeki acı her saniye artıyordu.
Aniden bedenim büyümeye başladığında öne doğru uzandım. Birkaç saniye sonra Dünyayı tamamen farklı bir gözle görüyordum.
Sonra bir şey fark ettim. Ben neden ayaklarımın ve ellerimin üzerindeydim. Bir saniye 4 tane ayağım vardı. Ama bu nasıl olurdu?
Hızlıca Alaca ormandaki nehire doğru koşup sudaki yansımama baktım.
"Hayır! Bu olamaz. "Acı ve şok içinde bağırmaya çalıştım ama tek çıkan ses, bir kurdun ulumasıydı.
*****
Kara kurt her yerde cadı İna'yı aramış lakin bulamamıştı. Cadılar köyünde kimse bilmiyordu İna'nın nereye gittiğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT KURT
Manusia SerigalaBizimkilerin - Kaç! çığlıklarını duyuyor ama yerimden kıpırdayamıyordum. Sanki ayaklarıma beton dökülmüş gibiydi. Lanet olsun! Böyle anlarda hep donup kalırdım. Ve o an olmaması gereken şey oldu. LACİVERT KURT İle göz göze geldik.