Bölüm 7 🐺

4.2K 222 13
                                    

Dayanamadım, bu bölümü de yayınlıyorum. Keyifli okumalar...

Alaca ormandan çıktığımızda Moli köyü karşıladı bizi.

Alaca ormanın bir tarafı Moli yani insan köyü idi diğer tarafında ise Savana Dağı vardı. Ve Savana' nın ardında, dağın eteklerine kurulmuş olan bizim kasabamız.

İnsanlar bizden çekindiklerinden ötürü kasabamıza gelmezlerdi. Ne alışveriş için ne konuşmak için. Biz de kurt olduğumuzu saklamak için aynı şekilde konuşmazdık.

Şimdi ise kızlarını gelin olarak isteyecektik. Bu duruma sıcak bakmayacakları aşikardı.

Köye bakıp derin bir nefes aldım. Doruk'un "İnsanlar böyle şeylere önem verir." deyip zorla giydirdiği ceketimin düğmelerini ilikledim.

Ve başımı lidere doğru çevirdim. Anlaşılan o da derin düşünceler içindeydi. Çünkü düşünceli bir şekilde köye bakıyordu.

Sonra beni fark etti babam ve babacan bir ifadeyle hafif tebessüm edip başını salladı.

"Hadi, gidelim." Diyince yolumuza devam etmiştik.

Köyün girişinde yakar top oynayan çocuklar ile karşılaştık. Bizi görünce donup kalmışlardı. Ve oyun oynadıkları topları tam önümüzde durmuştu.

Çocukları korkutmamak için bize doğru gelen toplarını yakaladım ve çevik bir hareketle onlara doğru attım. Bu hareketime şaşırsalar da oynamaya devem ettiler şaşkınlık içinde.

Birkaç tane çocuk kaçmıştı bile. Anlaşılan köye geldiğimizi haber vereceklerdi.

Biraz daha ilerledik ve evlerin olduğu yere ulaştık.Bizim evlerimizden farklıydı evleri. Tek katlı, kiremitten yapılmıştı. Çoğu beyaz badanalı ve çatısızdı evleri.

Köşeyi dönünce bir adamla karşılaştığımızda lider hemen bana baktı. Ne demek istediğini anlamıştım.

Bir adım öne çıkıp Doruk' un öğrettiği gibi "Selamünaleyküm." dedim.

Adam biraz irkilse de "Aleykümselam." dedi.

Selamımı almasından güç alınca, "Biz bu köyden avcı Mehmet' i arıyoruz." dedim.

Adam kaşlarını çattı ve "Hayırdır ne diye ararsınız Mehmeti?" dediğinde,

Sabırsız bir baş üye "Alacak verecek meselesi." dediğinde sinirle kurt irislerim parıldadı.

Kız istemeye gelmiştik. Ne diye alacak verecek diyip saçmalıyordu bu herif.

Köylünün kurt irislerimi görmemesi için elimle gözlerimi kapatacak şekilde alnımı kaşıdım.

"Demek size borcu var." Diyip evini tarif eden köylünün yanından ayrılırken "Sağol." diye karşılık verdi Doruk.

Ben ise hala kızgındım. Baş üye olacak o herifin öyle söylemesinin nedeni köyden kız alacak olmamız, ve Mehmet'in kara kurdu yaraladığı için bize hesap verecek olmasıydı.

Mehmet'in bana olduğu kadar ben de ona can borçluydum. Bana kalsa Mehmetin bir suçu yoktu. Ama işte... Aması vardı.

Baş üyelerin kararı önemliydi. Hepsi birden bastırınca lider kabul etmişti. Babama göre bu durum benim evlenmemi kolaylaştıracaktı. Ama ben her şey gönül rızasıyla olsun istiyordum.

"Sakinleş artık." diyen Doruk ile sol elimi sımsıkı yumruk yaptığımı yeni fark etmiştim.

Sert bir nefes verdim, sakinleşmek adına...

Köylülerin bize olan tuhaf bakışları arasında yürüyorduk. Kimisi korku ile kimisi buz gibi soğuk bir ifadeyle, kimisi de anlayamadığım bir nefret ile bakıyordu bize.

Köşeyi döndüğümüzde Mehmet'in evini gördük.
Bahçede çocukları ile birlikte oturuyordu. Bizi gördüğü an o da donup kaldı. Öyle ki elindeki çay bardağı yere düştü.

"Çocuklar içeri. "diye çocuklarını eve yolladı. Gelmemizden hoşlanmamıştı.

Karşılıklı durmuş birbirimize bakarken lider söze başladı.
" Bizi ve olanları, tavırlarından hatırladığını varsayıyorum Mehmet. Biz buraya..."

" Evimi terk edin. Buradan gidin."diye alelacele konuştu Mehmet.

Liderin sözünü kestiği için bazı üyeler sinirlenmeye başlamıştı bile.

Babam ortamı yatıştırmak için elini kaldırdı ve Mehmet'in omuzuna koydu.

" Biz buraya seninle konuşmaya ve bazı önemli sorunlara çözüm bulmaya geldik. Takdir edersin ki ormandaki o iki kurtta bizim için çok değerli. Sayende LACİVERT KURT iyileşti. Lakin kara kurt ciddi bir hasar almış durumda."

Mehmet omzundan babamın elini itti. Ve "Bunlardan banane, ben canımı zor kurtardım." diye çıkıştı. Etraftaki birkaç köylü dönmüş bize bakıyordu.

Lider bu defa daha yumuşak bir sesle ekledi.

"Haklısın avcı. Ama dediğim gibi kara kurt bizim için önemli Ve siz o gün orada bulunmasaydınız belki de bu olay hiç yaşanmayacaktı." Dediğinde avcı hem mahcup olmuş hem sinirlenmişti.

Çünkü olayın geçekleştiği yer bizim alanımızdaydı.

Ormanın yarısı bize diğer yarısı köylülerin olacak ve kimse kimsenin sınırını geçmeyecek diye bir anlaşma yapmış insan ve kurtlar.

Bunu bilen avcı Mehmet başını öne eğdi suçluluk içimde.
"Bu yüzden bütün bu olanların bir bedeli olmalı.." dedi baş üye.

"Benden ne istiyorsunuz?"

Lider tekrar sözü devraldı.

"Bu bedeli kara kurt şu an zaten ödüyor canı ile. Hayatı tehlikede Ve sen avcı bize bir kız vererek minnetini ve yaptığın hatanın bedelini ödemiş olacaksın. Hem iki taraf da artık barış içinde yaşamalı. Kızınıza çok iyi bakacağımızdan emin olabilirsiniz."

" Bizde size verecek kız yok. Derhal burayı terk edin. " dedi Mehmet.

Şimye dek zor sessiz kalan bir baş üye
" Sana mı soracağız nerede olacağımızı? "diyip köylünün üstüne yürdüğünde, onu geri itttim.

Gözüne öyle bir bakış attım ki yerine sinmişti.
Bir adım gerileyen Mehmet'e döndüm ve

" Düşünün taşının, size bir hafta süre. Bu süre içinde her iki taraf için de bu kararın makul olduğunu anlayacaksınız." dedim.

Beni destekleyen lider "Evet, hem zorla gelin alacak değiliz. Her iki gencin de onayı olduktan sonra bu evlilik gerçekleşebilir." Diye ekledi.

"Peki, düşüneceğim." diye gönülsüzce konuşan Mehmet ile oradan ayrıldık.

Onların gözünde biz yabaniydik. Bize kız vermek istememeleri normaldi.

Bize yabani dediklerini bir keresinde kurt formundayken duymuştum.

Mehmet' in evinin bahçesinden yeni çıkmıştık ki, aniden bir çığlık duyduk.

Sonra sağımızdaki bahçede ağaçtan düşmüş bir kızı gördük.

"Leyla, Leyla.." diye koşuşturdu etraftakiler.

Kızın arkası bize dönüktü. Esen rüzgar ile yazması uçuşuyordu.

Yüzünü görmek için bir merak vardı içimde. Bu histe neydi böyle?

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin