Bölüm 8 🐺

4.1K 207 25
                                    

Bu bölüm Leyla'yı tanıyalım dedim.

Leyla'dan....

"Son verdim kalbimin işine.. Dürürü.."

Teyipten açtığım şarkıya hem eşlik ediyor, hem de salata yapıyordum.

"Ya abla yeter, sus artık. Karga sesin şu Savana Dağına ulaştı." diye isyan eden kardeşime inat biraz daha sesli söyledim.

Tamam, kabul ediyorum. Karga sesli olabilirdim. Lakin bu durum şarkı söylememe engel değildi, değil mi?

Bu defa annem seslendi bana.
" Leylaa, çenen değil elin iş yapsın. "

" Tamam, anne. "

Sessiz bir şekilde fısıldadım. "Hem elim hem çenem iş yapıyor anne."

Salatalığı, şeflerin doğradığı gibi seri doğramaya çalıştım. Ama olmadı.

Salatalığın hepsi kesilmişti ama birbirlerine yapışıktılar.

Olmuyordu yahu. Nasıl yapıyordu bu şefler..

Ben salatalıkları birbirinden ayırmaya çalışırken, Eren içeri girdi.

Doğradığım sarımsağı ağzına attı.
"Erenn." diye uyarsamda umursamadı.

Annem çiğ sarımsak yemesinden hoşlanmasada Eren, bulduğu her fırsatta yiyordu.

Tabi ceremesini de biz çekiyorduk. Tüm gün sarımsak kokusu...

Düdüklüden ses gelince ayağa kalktım ve ocağı kıstım. Oh, mis gibi mercimek kokmuştu.

Bu akşam ziyafet vardı. Babam bize güzel bir et yemeği yapacaktı. Annem "Azıcık midemiz ısınsın, et yemeden önce." diye bana çorba yaptırıyordu.

Nedeni ise, annem yazlı Kışlı üşürdü. Sıcak şeyler içmeyi çok severdi bu yüzden.

Salatayı bitirince ellerimi suya tuttum. Ve tezgahtaki bulaşıkları yıkamaya başladım.

Bir saat sonra...

Enfes geçen bir akşam yemeği sonrası çay demlemiştim.

Bahçeye çay tepsisi ile çıkıyordum ki annemin sesini duydum.

"E yeter ama Ahmet. Çıkar ağzındaki
baklayı."

"Tamam, kızma hanım." dedi babam.

Anne ve babamın önündeki Masaya, tepsiyi inidirip hızlıca içeri girdim.

Çaydanlığı elime alıp çabucak döndüm. Çünkü ne olduğunu merak ediyordum.

Eren ise bir şeyler olduğunu anlamıştı. Babamın yanına kurulup, dağ ayısı gibi çekirdek çitliyordu.

Bu haline göz devirdim. Bu çocuk beni çıldırtacaktı.

Ve babam söze girdi: "Babam büyük parçayı Mehmet abimin üstüne yapmış." demesiyle hiç şaşırmadım.

Ama annem sinirlenmişti.
" Ağzını açıp bir şey diyemedin mi? Benim de hakkım var demedin mi? "
Diye babama çıkıştı.

Büyük parça dedikleri dedemin en büyük zeytin ağaçlarıyla dolu bahçesiydi.

Annemin sinirli haline karşın babam başını önüne eğmişti.

Babam çok yufka yüreklidir ve biraz da sessiz. Dedemler de bunu bildiklerinden aile içinde ayrımcalık yapıyorlardı.

Mehmet amcam ve Fadime halam dedemin malını rahat rahat harcarken, babama ise bir şey vermezlerdi.

Daha fazla tartışmayı dinlemek istemediğimden elime çayımı alıp arka bahçedeki sedire oturdum.

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin