Bölüm 27 🐺

1.1K 69 29
                                    


Leyla'dan...

Bu olanlar gerçek miydi? Gözlerim yanlış görmüyordu değil mi?

Maalesef ki gerçekti ve her şeyi görmüştüm.Gözlerimin önünde Güney, bir kurda dönüşmüştü.

Ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Sanki, sanki bedenim buz kesmişti. Şoktan ve korkudan öylece kalakalmıştım.

Karşımda, zeytin toplamaya gittiğimizde karşıma çıkıp korkudan bayılmama sebep olan ve köyde beni sırtlanlardan kurtaran lacivert kurt duruyordu. Ve o Güney'di..

O, sırtlanlarla boğuşurken ben de düşüncelerimle boğuşuyordum. Nasıl bir şeyin içine düşmüştüm ben böyle? Bir insan, neden nişanlanıp evleneceği kızı ve ailesini kandırırdı ki?

Gözlerimi yerden kaldırıp kurt mu insan mı olduğunu çözemediğim Güney'e baktım.

Boğuştuğu sırtlanı alt edince duraksayıp başını sağa yani bana doğru çevirdi. Diğer sırtlan ise zaten yerde yatıyordu.

Gözleri çok tuhaf bakıyordu. Sanki acı çekiyormuş gibiydi.

Güney olduğunu sandığım kurda bakıyordum şu an. Allah'ım! Böyle bir şey nasıl olurdu?

"Hayır, hayır, hayır... " Diyerek başımı hızla sağa sola doğru salladım.

O ise yeşil gözlerini kısıp bana doğru bir adım atınca korkuyla geriledim ve ona doğru elimi kaldırıp "Sakın!" dedim. Dolan gözlerimi sildim ve  hızla arkama dönüp koşmaya başladım.

*******

Sena'dan...

Sırtlanlardan birkaçı, gri kurdu köşeye sıkıştırmışlardı. Gerçi gri kurt olanca gücüyle savaşıyordu ve sırtlanları yere deviriyordu. Yine de yardımıma ihtiyacı varmış gibiydi.

Sapanımdaki taşı alıp gerdim ve "Ya Allah!" Diyerek nişan aldım ve taşı en öndeki sırtlana isabet ettirdim.

Sırtlan birkaç saniye öylece durduktan sonra bayılmıştı. Sanırım şu anda kafasının üstünde yıldızlar uçuşuyordu.

Sevinç içinde "Oley be!" diye bağırdığımda, farkında olmadan diğer sırtlanların hedefi olmuştum.

Bunu nereden mi anlamıştım? Çünkü şu an iki tane sırtlan üzerime doğru son sürat geliyorlardı. Korkudan nişan alamayınca hızla arkama dönüp koşmaya başlamıştım.

Hem koşuyor hem de ara ara ardıma bakıyordum. Çok yaklaşmışlardı. Beni yakalayacaklardı.

Korkuyla "Beni kurtarın! " Diye bağırdım. Sanki kurtlar beni anlayacaklardı.

Amacım hain muhtar emminin arabasına gidip Leyla ile birlikte saklanmaktı. Ama korkudan arabanın hangi tarafta olduğunu şaşırmıştım.

Bir kurdun uluma sesini duyunca hemen ardıma baktım. Ve  gri renkteki kurdun o iki sırtlanı alt ettiğini görmemle koşmaya bir son verip, hızlanan nabzımı düzene koymaya çalıştım.

"Heyt be! Yaşa sen kurt!" Diye tezahürat yapınca, kurt bana tuhaf bir şekilde baktı. Ve arkasını dönüp gitti.

Tam rahatladım derken başka adım sesleri duymamla birlikte tekrar gerildim. Başımı yavaşça sesin geldiği yöne çevirdiğimde bana doğru koşan Leyla'yı gördüm.

*******

Leyla'dan...

Az ilerde Sena'yı görmem ile derin nefes aldım.
Beni görünce, hemen konuşmaya başladı.

"Ay kuzen! Az daha sırtlanlara yem oluyordum. "diye anlatan Sena, benim dağılmış ve ağlamaklı halimi fark edince hızla yanıma geldi.

"Noldu iyi misin? " diye sordu

Sonra ardımda onun varlığını hissettim. Farkında olmadan ona ne çok kıymet vermişim.Ve buna acıyla tebessüm ettim.

Sena, şüphe içinde gözlerini kısıp bir bana bir de ardıma baktı ve
" Enişte? "diye sordu.

Demek ki insan haline geri dönmüştü. Tabi ya, bizi kandırmak için gerçek kimliğini saklaması gerekiyordu. Gerçi artık istese de beni kandıramazdı.

"Noldu kuzen? "diyen Sena'ya cevap veremedim.

Ağzımdan yalnızca iki kelime çıktı.
"Buradan gidelim! "

********

Bir haftadır evden, bahçeye ara sıra hava almak dışında çıkmamıştım. Bugün ise odamda dizlerimi kendime doğru çekmiş ve üzerimdeki yorgana sıkıca sarılmış bir halde düşünüyordum.

Ailem ve kuzenlerim, bana ne olduğunu sorsalar da onlara konuşmak istemediğimi belirtmiştim. Onları da üzüyordum bu halimle ama elimden bir şey gelmiyordu..

Güney'in kurt olmasının şokunu atlatmam çok uzun sürmüştü. Bazen her şey bir rüyaymış gibi geliyordu. Hani acı veren ve korkutan bir rüya görürüz de sonra aniden uyanırız ve
"Oh be rüyaymış "deriz ya... Ben de öyle olmasını istemiştim. Ama olmamıştı. Gerçek tüm benliğiyle önümde duruyordu.

Bir süre sonra ailem ve kuzenlerim bu şaşkın ve yıkılmış halimi sırtlanlardan korktuğuma bağlamışlardı. Nedeni ise daha önce de köyde bir sırtlan bana saldırmaya kalkmıştı. Dağda lacivert kurttan korkmam ve bütün bunların arka arkaya olmasının bende travma yarattığını düşünüyorlardı.

Ama bilmiyorlardı ki... Neler öğrenmiştim? Ve ne işler dönüyordu? Gerçi bende tam olarak yabanilerin ne işler çevirdiğinden bir haberdim.

Beni, ailemi kandırmışlardı. Bir de lacivert kurt ve diğer kurtlar için bize "Evcil hayvanlarımız."demişlerdi .

Kim bilir akıllarından ne geçiyordu da karşımıza çıkmışlardı? Sanırım amcam haklıydı. Yabanilere güvenilmezdi. Ve biz onlara güvenmek ile çok büyük bir hata etmiştik..

Düşündükçe boğulacak gibi oluyordum.
Sonra aniden aklıma gelen şeyle yorganı bir kenara atıp, ayağa kalktım. Neden kendimi ve ailemi perişan ediyordum ki?

Asıl perişan olması gereken tek bir kişi vardı. O da lacivert kurttu....

Telefonumda ismini bulup, görüşmek istediğime dair mesaj attım.

*******

Çay bahçesinde oturmuş düşünüyordum. Buraya ilk tanışma için geldiğimiz zaman aklıma geldi ve daha çok sinirlendim. Ne kadar da safmışım meğer...

Onun geldiğini fark edince oturduğum yerde dikleştim. O da benim gibi üzgün görünüyordu. Hayır, onun için üzülmeyecek ve ona acımayacaktım.

Aceleyle yanıma gelip konuştu.
"Leyla önce lütfen beni bir kere dinle."

Elimi kaldrıp, onu durdurdum.
"Buraya sizi dinlemeye gelmedim. Söyleceklerimi söyleyip gideceğim." dediğimde mecburen başını sallayıp sandalyeyi çekti ve  karşıma oturdu.

Parmağımdaki nişan yüzüğünü çıkarıp masaya koydum. Şaşkın ve üzgün olduğunun farkındaydım ama ona bakmadım.

Derin bir nefes aldım ve konuştum.
"Ben nişanı atmak istiyorum. "

Ben geldimmm.

Leyla çok üzgün ve bir karar aldı. Sizce haklı mı?

Güney, nişanı atmaya nasıl bir tepki verecek?

Sena'nın gri kurt dediği bozkurt. Ve onların sahnesi çok komik değil mi?

Gelecek bölümde görüşmek dileğiyle...

Hoşçakalın.

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin