Bölüm 13 🐺

3.3K 187 16
                                    

Öncelikle kitabıma oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum.

Lacivert kurttan..

Kapıyı açan Leyla'nın babası olduğunu zannettiğim kişiydi. Bir dakika ben bu adamı tanıyordum. Yüzü yabancı gelmiyordu.

Nereden hatırlıyordum ki? Hah! Ormanda ben yaralı iken avcı Mehmet'in yanındaydı bu adam.

Avcı ile akrabalar mıydı yoksa?

Duruma odaklanmaya çalışıp, Doruk'un öğrettiği şeyleri hatırlamaya çalıştım.

Doruk'a "Galiba gelinimi buldum." dedikten sonra ailesiyle konuşmam için  bana bir konuşma metni hazırlamıştı.

Önce ne diyeceğimi bilemedim, adam ise elimdeki çiçeklere şaşırmış bir ifade ile bakıyordu.

Nihayet birimiz konuştu.
"Buyur evladım." diyen adama,

"Merhabalar efendim. Sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyordum." dememle adamın önce kaşları çatılsada bana "Gel şu sedirlere oturalım." dedi.

Bahçedeki sedirlere oturmuştuk, çiçeği de masaya koymuştum ki terlediğimi fark ettim. "Söze başlamadan önce bir bardak su isteyebilir miyim?"

"Leyla, kızım misafirimize bir bardak soğuk su getir." demesiyle daha çok heyecanlandım ve söze başladım.

"Efendim, ben Güney. Güney Atalar." Diye kendimi tanıttım.
"Hiç uzatmadan konuya gireceğim."

Tam söyleyecektim ki, Leyla içeriden çıktı elinde bir bardak soğuk su ile.

Hemen başımı öne eğdim. Şimdi utanıp sıkılmanın zamanı değil diye kendime telkinler verirken bu sefer de Mehmet çıkageldi.

Off, bir türlü konuşamamıştım.

" Ahmet, kardeşim.." diyordu ki beni görünce duraksadı.

Ahmet ise öfkeli bakışlarını Mehmet' e dikmişti.
"Şimdi sırası değil abi." diye kestirip attı.

Yine yanılmamıştım akrabadan da öte kardeştiler.

Avcı ile aramızdaki anlamsız bakışmayı fark eden Ahmet bey sordu.
" Siz tanışıyor musunuz?"

Avcı: Evet dedi. "Köye benimle konuşmaya gelen yabanilerden birisi." deyince sinirlenmeye başladığımı hissediyordum.

Ne diye bize yabani diyorlardı ki?
Sakinleşmek adına derin bir nefes verdim.

Avcı yanımıza gelmiş tam oturacaktı ki Ahmet:"Sonra ağabey sonra." deyince el mecbur geri gitti.

Daha fazla beklemeden söze başladım.

"Efendim ben Allahın emri, peygamberin kavliyle kızınıza talibim" dememle Ahmet beyin  içtiği çayı püskürtmesi  bir oldu ve "Ne?" dedi.

İçerden bir kız da bağırdı "Neee?"

Başımı, sesin geldiği yöne çevirdiğimde, kapı ağzında bizi dinleyen Leyla ve birkaç kızı fark ettim.

Gözlerim Leylanınkilerle kesişti. Şaşkınca bana bakıyordu. Sonra hemen içeri kaçtılar.

Saniyelik bakışımı kesip Ahmet beye döndüm. Lafa nereden başlayacağını bilmiyormuş gibi bir hali vardı.

"Oğlum, bu işler böyle olmaz. Bir büyüğün yok mudur? Onunla gelseydin ya.."

"Büyük mü? Kardeşim yok benim." dememle Ahmet bey derince tebessüm etti.

"Yani baban annen... "dedi.

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin