Bölüm 20 🐺

2.4K 162 46
                                    


Medya: Leyla'nın giydiği elbise.

Yazardan..

Lider Alya'nın fenalaştığını öğrenir öğrenmez marangoz Necmi'nin evine doğru yol almıştı.

Evinin önüne geldiğinde kapıyı çalar çalmaz açılmıştı kapı.

Necmi bey telaş içinde "Yetiş Kemal! Kızım bilincini kaybetti." Dedi.

Hızla içeri giren ve Alya'nın durumunu kontrol eden lider "Daha fazla erteleyemeyiz. Artık dönüşmeli." dedi.

Bunu duyan Necmi Bey korku içinde baygın olan kızına baktı.

*****

Kara kurt, köye vardığında Leyla'ların evini biraz zorlansa da  bulabilmişti.

İlk başta kimse ile konuşmaya tenezzül etmemiş sonra bu şeklide evi bulamayacağını anlayınca bir köylüye sormuştu Ahmeti.

Öğrendiği gerçek ise onu bir hayli şaşırtmıştı. Köylüye Ahmet'in evini sorarken, Leyla'nın Avcı Mehmet'in yeğeni olduğunu öğrenmişti.

"Lacivert kurda bak sen. "Diye geçirdi içinden. Alyayı istemiyordu ama avcının yeğenini istiyordu.

Nihayet Ahmet'in evinin önüne geldiğinde, Ahmet'i evinin bahçesinde çapa yaparken buldu.

Yüzünü buruşturdu. Yine bir insan ile konuşmak zorundaydı. İnsanlardan oldum olası haz etmezdi.

Sonra avcı ile yaptığı plan aklına geldi. Planı kusursuzdu. Lakin Güney'in bir kızı görüp de vurulduğunu bilmiyordu. Bu yüzden planı ters tepmişti.

Avcı Mehmet ile olan planı işe yaramamıştı. Umarım bu sefer başarılı olurdu. Olacaktı! Kim hasta bir damat isterdi ki, diye düşündü.

Ahmetin yanına yaklaşıp "Avcının kardeşi Ahmet sen misin?" diye sordu.

Güneşin altında çalışmaktan yorulan Ahmet, kendisine sorulan soruyla başını kaldırdı ve gelene baktı.

Gördüğü kişi ile duraksadı. Yabanilerdendi. Çünkü boyu uzun ve bir insana göre iri yapılıydı.

Karaya benzeyen o koyu kahve gözleri fazla ürkütücü bakıyordu. Ahmet, bu gençten biraz ürkse de,

"Buyur, benim." diye cevap verdi.

Doğunun gözlerinden tehlikeli parıltılar geçti. Bu adamı kendi tarafına çekebilirse, Lacivert kurdun evlenmesine mani olabilirdi.

Bir yarım saat sonra bahçede gölge bir yere oturmuş, insanların garip içeceğinden içiyorlardı.

Doğu, kendine itiraf edemese de buz gibi ayran içini ferahlatmıştı. Leyla'nın kim olduğunu merak etse de, onu görememişti. Ayranları da Ahmet'in hanımı getirmişti.

Sonra Güney'in hastalığından bahsetti Ahmet'e. Tabi biraz abartarak söylemişti. Derdinin dermansız olduğunu da eklemişti.

En son "Bunlar aramızda kalsın Molili. Sizin iyiliğinizi düşündüğüm için buraya kadar gelip her şeyi anlattım. Bundan sonrası size kalmış." diyip ayağa kalktı.

Üstüne bulaşan toprakları pat pat vurarak sirkeledikten sonra gitti.

Ahmet ise ardından bakakalmıştı. Genç, düşünmeden toprakları sirkeleyip, kendisini toz duman içinde bırakmıştı. Bir şey olmazdı kendisi bir çiftçi idi. Lakin elindeki ayran toprak dolmuştu.

Bir elindeki ayrana bir de giden yabaniye bakıp, başını onaylamaz bir şekilde salladı.

Ayağa kalktı ve bu konuyu hanımıyla konuşmayı kafasına not ettikten sonra tarladaki işine devam etti.

LACİVERT KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin