18. Bölüm Sadece Arkadaş

183 12 81
                                    

'güzel gözlü deniz kabuğum'

Yiğitle bir kafede oturmuş kahve içiyordum. Kendimize fazla zaman ayırmadığımızdan okul çıkışında beni buraya getirmişti. Burası renkli avizelerle aydınlatılan duvarların da kedi ve köpek patisi olan tatlı bir kafeydi. Bir gün sonra yeni yıl vardı o yüzden hazırlıklara başlanmış, yeni yıl ağacı dikilmişti.

Önümde en sevdiğim tatlı olan triliçe vardı ama benim iştahım yok gibiydi. Yiğit bana bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Bir sorun mu var?"

Onunla olan ilişkimi gözden geçiriyordum. Evet Yiğit'e deliler gibi aşıktım. Onu ilk kez rüyamda görmüştüm ve orada bile etkilenmiştim. Ama Eylül'ün sonlarında tanışmıştık ve sadece 3 ay olmuştu. O 3 ayda Yiğit komaya da girmişti ve haftalarca uyanmamıştı.

Bana yanlış gelen şeyler vardı. Bu tam Anna'nın ilk görüşte aşık olduğu Güney Adaları'nın prensiyle evlenmek istemesi gibiydi. Daha çok erkendi. Ama bu demek değilki Yiğit kötü biriydi. Onu tüm benliğimle seviyordum, onu istiyordum. Genç bir kızdım ve bunlar olacak şeylerdi. Ama tek sorun 3 ay tanıdığım biriyle yeni yıl kutlayacağımdı.

Biz sevgiliydik... Bu ne zaman olmuştu? Daha geçen gün denizde şu yutuyordum ve boğuluyordum ben. Akıl alır gibi değildi.

Berk ve Ecrin'de bizim gibi ilerlemiş ve sevgili olmuşlardı. Ama Ecrin ilk başlarda benim kadar istekli değildi. Kavga bile ediyorlardı ama ben Yiğitle kavga falan etmemiştim.

"Masal iyi misin sevgilim?"

"Kafam karışık sadece"

"Neden?"

Şimdi ona açıklama yapsam üzülür müydü veya yanlış anlar mıydı? Onunla ayrılmak istemiyordum sadece bir süre daha arkadaş gibi olmak istiyordum. Sonuçta mum yatsıya kadar yanar sözü geçerliydi. Annem ile babam eninde sonunda bunu öğreneceklerdi ve ben işte o zaman ölecektim.

"Sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz?" Kaşları çatıldı.

"Neyden bahsediyorsun?"

Yutkundum ona açıklama yapmak zor olacak gibiydi. Hep kalbimin sesini dinleyen biriydim. Ama bu durumda beynimi dinlemeliydim. Ve beynim bana daha erken olduğunu dile getiriyordu.

"Biz tanışalı daha 3 ay oldu Yiğit ve..." sözümü yarıda keserek "ve ne? Ayrılmak mı istiyorsun?" Konuyu bu kadar hızlı yanlış anlamasını beklemiyordum.

"Yanlış anlama ama biraz erken gibi geliyor bana. Daha 3 ay önce karşılaştık ve sonra hep bir araya geldik. İster tesadüf olsun ister gerçek ama biz şuan sevgiliyiz Yiğit"

"Bu tuhaf bir şey mi?"

"Değil ama bir huzursuzluk var içimde... anlarsın işte, biraz fazla hızlı gidiyor gibiyiz."

Mavi harelerinde bir kararma ve üzüntü gördüm. Önünde daha yarısı bitmiş kakaolu pasta duruyordu ve çatal elinde sallanıyordu. Çatal durdu ve onu tabağa bıraktı. Bir anda ayağa kalkınca afalladığımı hissettim. "Yiğit bak ben ger-" Elini susmam için kaldırdı.

"Ben anladım seni Masal"

"Hayır anlamadın"

"Anladım bak bunun erken olduğunun farkındayım ama seni seviyorum bu kötü bir şey mi?"

"Hayır! Benimde seni sevdiğimi biliyorsun ama"

"Ama?" Güldü, normalde her zaman bayılarak izleyeceğim bu gülüşünü sevmemiştim.

"Yiğit! Bak şuan bu davranışın hoşuma gitmiyor. Sana açıklama yapmaya çalışıyordum, benim çekinmem mi gerekiyor sana açıklama yaparken. Saba normal bir şekilde bunun erken olduğunu söylüyorum. Seni seviyorum bunu sen de çok iyi biliyorsun ama biraz daha zaman vermemiz gerek. Daha erken!"

Deniz KabuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin