21. Bölüm Kuzen Terörü

141 15 202
                                    

(Yorum yazıp oylama yapmayı unutmayın...iyi okumalar♡♡♡)

Misafirliğe gitmeyi sever misiniz? Üç günde dört kez misafirliğe gittim. Teyzem, anneannem, yengem ve özellikle halam... Annem bana kesin bir emir vererek onların yanına götürdü. 17 yaşındaydım ve akrabalarımı zorla görmeye gidiyordum.

Dilan teyzem cana yakın biriydi. Eğlenceli ama bir o kadar da dedikoducu biriydi. Annemle her bir araya geldiklerinde aralıksız komşu dedikodusu yaparlardı. Yok bu kocasını aldatmış yok şunun çocuğu altını ıslatmış birbirinden alakasız dedikodular teyzemden soruluyordu.

Onun Çınar diye bir oğlu vardı, yani anne tarafı kuzenim. Onunla 5 yıldır hiç görüşmemiştim hatta benim kuzenim olduğunu bile unutmuştum. Benden 3 yaş büyüktü. Annemin söyleşisine göre çocukluğumuz birlikte kavga ederek geçmişti. Siyah saçlı koyu kahverengi gözlüydü. Yani 5 yıl önce. Şuan nasıldı hiçbir fikrim yok. Üniversiteye gidiyordu ve yazılım mühendisiydi.

Benim anne ve baba tarafımda herkes zekiydi. Annem psikolog, babam doktor, Yelda yengem mimar, Çınar yazılımcı, diğer kuzenim Yakup matematik öğretmeniydi. Herkesin geninde Einstein geni vardı ama ben...

Ben bir başıma temizlik personeli bile olamazdım. Temizlik yapmayı sevmiyordum. Benim geleceğim kara delik gibiydi. İçine düşeceğim günü bekliyordum. Avukat olmak güzel meslekti amma ve lakin benim kapasitem bu mesleğe yetmezdi. Hele ki sözelim düşükken. Bende eşit ağırlığın yarısından fazla ders bilgisi yoktu.

Matematik ve edebiyat Allah'a emanet. Geometri ve coğrafya sizlere ömür. İngilizce ve dil anlatım, sağlığınıza duacı. Felsefe ve Almanca var bende sadece. İyi felsefe yapardım. Ama sadece yazı ödevi yaparken. Hatta bence genel olarak da iyi felsefe yapardım.

Şöyle bir düşünüyorum... Ağaç bir nefestir, onu kesen eliniz ise bir demet kibrittir. O kibriti yakar atarım, ağaçtan bir nefes oksijen koklarım.

Ben kendi zihnimden felsefe yapacağıma sloganlı şiir yazıyordum. İşte bu komikti.

"Masal!" Kolumu cimcikleyen annemin sesiyle hayata geri döndüm. Benim zihnim gerçkten çok karışıktı ve ben üşengeçlikten onu bile toparlayamıyordum.

Aha felsefe yaptım. Bu işte çok yetenekliyim. Yeni mesleğim bu artık. Felsefeci olacağım.

"Masall!" Annem bu seferde bacağımı cimciklediğinde acıyla inledim.

"Ne oluyor ya?"

Annem gülerek elini omzuma koydu. "Çınar geliyormuş yarın"

"Neyy! Neden ki? Ne yapacak burada?"

Eğer buraya gelirse annem bütün gün onu benimle kıyaslayacaktı. Tabi gerizekalı bir kızı vardı. Off anam off!

"Okulu 1 hafta izin vermiş öğrencilere yarın geliyormuş. Ahh ne zeki çocuk. Yazılım zor iştir. Sayısal öğrenmek basit iş değil. Sen anca otur tüm gün uyu"

Daha gelmeden başlamıştı. Benim aklım almıyorsa benim suçum mu?

"Songül, kızı rencide etme. Sana çekmiş belli ki"

Dilan teyzem anneme laf mı sokmuştu? İçimden gülerken belli etmemek için yanağımı içime çekerek ısırdım.

"Sus kız? Benim sözelim iyiydi. Masal'ın ne sözeli iyi, ne sayısalı. Eşit ağırlık seçti can değişiyor ikisiylede. Sözde avukat olacak hanımefendi. Daha derslerine eşit önem vermiyor insanlara nasıl versin?"

İşte bu canımı yakmıştı. Akrabalarımın yanında dedikodumun yapılması... belki de annemin bu huyu yüzünden ders çalışmak istemiyorumdur. Üstümde bir etki bırakıyordu. Sanki hiçbir şey yapamazsam beni evlatlıktan reddedecekti.

Deniz KabuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin