17. Bölüm Fazla Gurur Aşkı Bozar

124 10 16
                                    

Yiğitlerin evinden çıkıp kendi evimize giderken ifadesizce ve ruhsuzca yere bakan Yasmin'in koluna girdim. Az önce dediği şeyden sonra hiçbir şey aynı olmayacaktı. Bunu o salonun içindeki herkes biliyordu. Biliyorum, yaptığı şey gururu içindi. Ama gururu için sevdiği çocuğu bile satmıştı.

"Allah ne zaman benim belamı verir?" diye konuşmaya başladığında cevap vermeden Burçin olaya dahil oldu. "Sen daha nasıl bir bela istiyorsun? Bundan beteri mi var?" Haklıydı o yüzden bir şey demedim ve sustum. Yasmin'in gözünden akan yaşlar içler acısıydı.

İkizlerin evine geldiğimizde vedalaşıp yukarı çıktılar. Yasminle yalnız başımıza konuşmak daha iyi olacaktı.

"Neden reddettin?" Sebebini biliyordum ama onun ağzından duymak istiyordum. "Her şeyi mahvettiğini biliyorsundur umarım" Yere bakıyordu, yüzünde tek bir ifade bile yoktu.

Biraz ilerdeki sahili görüp onu kolundan daha hızlı çekiştirerek oraya yöneldik. Deniz havası ona iyi gelecekti. Yürürken ve denize yaklaşırken bir anda kolumu bıraktı ve yere kumların üstüne dizine doğru çöktü.

Dizlerinin üstüne çöker çökmez ve Yasmin'i tanıdım tanıyalı ilk kez gerçekten hıçkırarak ağlamaya başladı. Sinirinden her yeri tir tir titriyordu. İçinde tutamayarak kulakları olabildiğince sağır edecek bir çığlık attı. Ona baktıkça canım yanıyordu. Gerçek hislerini yalnızken çok belli ediyordu. Sosyal olmaya çalışan bir asosyaldi.

Titreyen ellerini gözyaşlarıyla dolan yüzüne görürdü ve acısını içinde yaşamak istermiş gibi ağzını kapattı. Canı o kadar çok yanıyor gibiydi ki bu halini Bulut görse her şeyi unutur onu affederdi. Onu sakinleştirmeye çalışmak icin elimi omzuna koyup destek verircesine sıktım. "Yasmin bak eğ-" Kafasını ve elini konuşmak istemiyorum anlamında salladı.

Bende yanına oturdum ve omuzlarından kendime çekip sarıldım. Uzun zaman sonra gözlerimin önünde ağlıyordu ve hiç olmadığı kadar canımı yakmıştı. Kafasını omzuma yaslayarak ağlamaya devam etti. "Artık benden nefret ediyor" kekeleyerek söylediği cümle tamamen doğru değildi. Kavga bile etmek istemeyen Bulut, asla kin besleyecek birine de benzemiyordu.

"Yarın konuşursun, özür dilersin her şey düzelir. Eskisi gibi olur"

Gözlerini benim kahverengi harelerimle buluşturdu. Kıpkırmızı olan parlak gözlerinde pişmanlık ve öfke gördüm. "Yapamam, kahretsin yapamam! Söyleyemiyorum ben sizi bile sevdiğimi söyleyemiyorum. Çok uzak bir şey benden. Daha önce ne zaman sevmek kelimesini kullandım. Anneme bile çok nadiren onu sevdiğimi söylüyorum."

"Ama söylemelisin Yasmin! Biz zaten bizi sevdiğini biliyoruz. Annende biliyor ama Bulut bilmiyor anladın mı beni? Ondan ve duygularından istediğin kadar kaç sadece mutsuz olacaksın."
Elleriyle yüzündeki yaşları sildi. Biraz doğrulup yakınımızdaki denize baktı ve dalgaların çıkardığı sesi dinledi.

"Bana yardım et Masal... Yalvarırım, tek başıma yapamam. Anlamıyorum sen nasıl yapıyorsun? Benden daha utangaçsın ama Yiğit'i öpme aşamasına bile girdin. Ben daha 1. Seviyeye bile ulaşamadım"

Sürekli konunun Yiğit'i öpmeme açılması biraz tuhaf hissettiriyordu. Yasmin benim dostumdu ve ona her zaman yardım ederdim. "Sana istediğin her şey için yardım ederim. Hem ben sevdiğim insana karşı kendimi rahat bıraktım. Yiğit'e onu sevdiğimi söylememiştim ama fazlasıyla belli ediyorum. Sözde tiyatrocu olan benim. Sen benden daha iyi rol yapıyorsun" acıyla gülümsedi. Bu onun asla yapamayacağı bir şeydi.

Bazı aile durumları yüzünden sert, kavgacı ve öfkeli biri haline gelmişti. Onun evinde de şiddet vardı. Bulutla bu yönden çok benziyorlardı. Yasmin'in babası Murat amca, Yeliz yengeye Yasmin'in kardeşi Simay'a 3 aylık hamileyken fazla alkol kullanmaya başladığı için şiddete de yönelmiş ve onu darp etmişti.

Deniz KabuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin