7. Bölüm Olay Ödev

149 15 8
                                    

"siyah beyazın zıttıdır ve beyazın yanına en çok o yakışır."

Okula geldiğimizde sadece 2 ders geç kalmıştık. Malesef bu ders kimya dersine denk geliyordu. Keşke 4 ders geç kalsaydık bence bir sorun olmazdı. Ben kimyadan sıyrılacam diye kendimi avuturken kimya dersine yeni başlamak ve iki ders işkence çekmek harbiden koyuyor. Berk doğrudan eve gitmişti. Kimya dersinden kurtulmuştu. Yakup hoca sınıftaydı ve bize bakıyordu. Neden bilmem ama bu hocayı görünce hayatım kararıyordu. Gözümün önünden her sınavda kırktan düşük aldığım sonuçlar geçiyordu.

"Defterlerinizi çıkartın soru çözücez" sesi bile gerilmeme neden oluyordu. Hem zaten çok yorgundum. Kalbim gibi temiz olan defterimi çıkardım ve kafamı sıraya gömdüm. Yakup hoca birşeyler anlatıyordu. Bu sefer duvar kenarının en arka köşesinde oturmuştum. Bir kaç dakika geçti, belkide saniye kesin olarak karar veremem. Kafamı kaldırır kaldırmaz tahtada yazan formülleri görünce beynim zongladı. Sadece bir süre dinlendim onu da haram kıydınız bana. Yakup hoca resmen tahtaya destan yazmıştı. Ne ara yazdı bu kadar formülü. Ben 10 tane soru çözsem bu kadar dolduramam ama Yakup hoca sadece bir soruda tahtanın anasını ağlatmış. Annem haklı galiba benden bir bok olmaz.

"Anladınız mı? Gayet basit bir konu. Bu kadar yazdığıma bakmayın ben bir formülde yaparım bunları ama size anlattığım için yazıyorum hepsini"

İlk önce hiçbir halt anlamadım. Hiçte basit gözükmüyor ve bu kadar uzatıp destan yazacağınıza keşke bir işlemde çözüp kalem tasarrufu yapsaydınız. Yakup hoca bu şekilde beş veya altı soru çözdü. Neden bilim insanı olmak varken kimya öğretmeni oldu ki. Bu şekilde iki dersi doldurduk ve benim zihnimde kalan tek şey hocanın formül değil destan yazdığı. Zil çaldığında Yakup hoca gitmiş ve kitaptan sayfa 53ten 74e kadar ödev vermişti. Bu hoca harbiden gaddarın ta kendisiydi.

"İlk kez kimyadan birşey anladım. Bu konu çok basitti, umarım haftaya sınavda hoca bu konudan soru sorar sadece" Yasmin sayesinde ne kadar gerizekalı bir öğrenci olduğumu anladım. Neden kafamı gömdüm ki sıraya, dinleseydim keşke. "Tövbe de kız. Allah korusun! Formül yazacam diye destan yazmak istemiyorum." dediğimde gülmeye başladılar. Ne yani sadece ben mi maldım! "Konu çok basitti Masal. Tam olarak nesini anlamadın? istersen sana anlatabilirim." Yasmin'in sayısalı iyiydi. Ama abartılacak kadar değildi.

Yasmin yanıma oturdu ve defterinde ki soruları göstererek "hangisini anlamadın?" diye sordu. Hiçbirini desem ne kadar rezil olurdum. Hemen ilerde Yiğit buraya doğru bakıyordu. Ona karşı rezil olmak istemiyordum. O yüzden rastgele bir soru gösterdim. Hem o soruyu anlayınca otomatik olarak diğerlerinide anlardım. "Haa bak bu soruda öncelikle bir tane kuantum atom modeli çiziyorsun" dedi ve anlatmaya başladı. Ben sadece şeyde takıldım. Kuantum atom modeli ne demek? Evettt böylece sınıfta kalma işlemlerimizi başlatabiliriz.

Şimdi ki ders felsefe dersiydi. Bizim sınıf hocamız, Sibel hoca giriyordu dersimize. "Selam gençler! Nasılsınız?" Sibel hoca diğer öğretmenlere göre daha tatlı biriydi. Biri birşey yapsa asla kızmaz veya bağırmazdı. Sadece işaret parmağını dudağına götürüp tatlı bir sesle 'şiştt' derdi.

"Çocuklar size bir proje ödevi verecem. Bu sizin sözlü notunuzu etkileyecek ve 2 gün sonra cuma günü kontrol edecem. Felsefe dersi ile ilgili herhangi bir konuyu araştırın ve arkadaşınız ile birlikte bir sunum yapın" Bu da nereden çıkmıştı şimdi. Ne gerek vardı ki. "İkili gruplar halinde çalışacaksınız. Az önce Berk'e olanları duyduğum için onu bu projeden muaf tutucam ve başka bir ödevde onu sorumlu tutucam" Berk yine sıyırmıştı. Bilseydim kendimi falan zehirlerdim bende kurtulurdum.

"Ecrin senn" önce Ecrinden başlamışı. Sibel hoca herhangi birini seçmeden Ecrin erken davranıp "Hocam ben Burçin ile olsam olmaz mı?" dedi. Sibel hoca önce düşündü sonra kafasını olur anlamında salladı. "Burcu sen Yiğit ile ol" Neee! Olamaz. Hayır yaa! O gıcık kız Yiğit ile olamaz. Burcu gülümserken Yiğit bir anda elini kaldırıp "Hocam ödev cuma gününe kadar diyorsunuz da, Burcu'nun evi benim evimden uzak hergün onunla görüşmem biraz zorlaşır yani" dedi. Ahh ben seni yerim. O gözlerine kurban olurum.

Deniz KabuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin