15. Bölüm Buz Pateni ve İlk Öpücük

151 15 3
                                    

"Sen benim kalbimi durdurmuyorsun Masal, sen onu oldukça hızlandırıyorsun bana yaşama umudu veriyorsun..."

Bence müzik ruhun gıdası değilde, aynasıdır. İnsan müzik dinlerken kendisini görür. 'Bu şarkı tam beni anlatıyor, bana özel yazılmış gibi' herkesin kendine daha yakın hissettiği bir şarkı vardır. Kimileri Ezel dinler kimileri Sefo... Kimileri k-pop dinler, kimileri arabesk...

Bu kişiden kişiye değişen bir şey. Birisi kendisini anlattığı bir şarkıyı defalarca dinleyince artık kendisinden sıkılmaya başlar. Boşuna mı en sevdiğin şarkıdan sıkılıp yeni şarkı arıyorsun? Vardır bunun bir sebebi herkes bilir.

Koyarsın kulağına kulaklığını veya evde kimse yoksa açarsın komşuları rahatsız etmeden yüksek sesli sevdiğin şarkılarını... İster bağırarak söyle, ister hissederek. Sen söylemesende ruhun söyler. Kafanda melodiler canlanır beynin ve zihnin sana eşlik eder. Onunla birlikte söylüyorsan unutmazsın muhteşem sesini. O yanında yoksa bile hatıraların söyler bir düet misali...

Sıkılmadan dinleyeceğin bir şarkı vardır illaki. Bazıları pozitif, bazıları negatif şarkıları sever değil mi? Ama seninki negatif bence...
Hayat zor zamanları göstermiş sana. Bıktığın ve sitem ettiğin zamanları. Müzik listende en az bir-iki tane pozitif eğlenceli şarkılar vardır, ama senin canın sıkkın olduğu için şarkıyı silersin listenden eklersin duygusal bir şarkı. Yanılıyor muyum?

Bende öyleyim. Ağlıyorsam pozitif bir şarkı çıktı mı silerim listemden. Açarım en duygusalını ağlamak için... bunu yapmanı tavsiye etmem. Gül, eğlen ama üzülme. Kimse için değmez.

Bir arkadaşınla aran mı bozuldu? Onun için her türlü fedakarlığı yapıyorsun ama onun umurunda bile değilsin değil mi? Sürekli başkalarının yanında ve sana zaman ayırmıyor mu? Zamanında bende böyle bir şey yaşamıştım. Ama geçiyor merak etme. Seni düşünen ve ruhunu iyileştiren kişileri buluyorsun her türlü.

Hani derler ya 'sevgilin yoksa üzülme belkide daha doğmamıştır' diye bunu ilk duyunca gülmüştüm ama sonra mantıklı geldi. Sevgili bakımından değil bu arada. Bunu bir dost olarak düşün hatta bende bir şey söyleyeyim,
"Arkadaşın yok diye üzülme, belki de o seni hak etmemiştir" böyle söyleyince saçma geliyor. Ama sen diğer söylediklerime kulak ver. Hım bir deyim vardı, kulağına küpe olsun.
Arada sırada mantıklı konuşabiliyormuşum, bunu anladım şuan. Konu nereden nereye geldi. En son müzik konuşuyordum ben! Off Masal of! Neyse en azından mantıklı konuştum bu da var...

Yiğit dün hastaneden taburcu olmuştu. Evinde biraz dinlensin diye buz patenine gitmeyi iptal ettik. Bugün daha iyi olduğunu söyledi ama zorlamak istemedik. Telefonuma uzun zaman sonra Berkten mesaj gelince WhatsAppa girdim. Berk'in profiline basıp adını değiştirdim.
'Mr. Frog' diye kaydedince ister istemez tebessüm ettim. Mesajlarına girince gülümsedim.

Mr. Frog: Deniz kızı biz Yiğit'e defalarca söyledik ama buz patenine gitmek istemiyormuş. Yapacak bir şey yok. Size iyi eğlenceler...

-Uydurma istersen dün konuştum onunla, geleceğini söyledi. 😉

Mr. Frog: Valla istemiyor! Diyor ki yine komaya girmek istemiyorum. Zorla güzellik olmaz değil mi?

-Berk! Hazırlanın az sonra çıkacağız. 

Mr. Frog: Lanet olsun! Eğer düşersem ve bir yerim kırılırsa tanzimat davası açarım. 😒

Deniz KabuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin