DOKUZUNCU BÖLÜM

805 240 110
                                        

Benimle gel birlikte Gökyüzüne ait olalım.

Karanlık herkese karanlık! Yalnız değilsin belki de hiç yalnız olmadın olamadın değil mi?..

*****

*****Adam, Melek’in bu soğuk tavrını dağıtmak için bir an cesaretini toplayarak gergin havayı yumuşatmaya çalıştı. Etrafına bakındı ve Melek’in girişteki kitaplarını işaret ederek, yüzüne sahte bir rahatlıkla karışık gülümseme oturttu.

“Vay be, bayağı kitap okumuşsun. Ben en son bir kitabı baştan sona ne zaman bitirdim, hatırlamıyorum. Demek, melekler de ders çalışıyormuş,” dedi, hafif bir kahkaha ekleyerek. Erkeklerle konuşmaktan haz etmiyordu . Hele ki boş konuşmaktan.

Melek, adamın bu çabasına en ufak bir tepki vermedi. Yüzü taş kesilmiş gibiydi. Adamın o gülümseyen ifadesine karşılık, bakışlarını donuk ve hatta sert bir şekilde ona çevirdi.

Adam, bu bakışla hafifçe irkilse de yılmamıştı. “Şey… tamam, kabul ediyorum. Ders çalışmak pek bana göre değildi. Ama senin gibi biriyle aynı üniversitede olmak, benim için yeterince büyük bir başarıydı. Tabii, sen beni hatırlamadığın için bu çok da önemli değil, değil mi?” dedi, gergin bir espriyle.

Melek’in yüzü bir an bile yumuşamadı. Tam tersine, kaşları daha da çatıldı. “Beni neden buraya kadar takip ettin? Gülüp eğlenmeye mi geldin? Çünkü ben komik bir şey göremiyorum,” dedi, sesi buz gibi soğuktu. O acılarından dolayı ona gelmişti. O adam çok şey yaşamıştı, en az melek kadar kayıp vermişti. En acısı o burada durdu süre zarfında kayıp vermeye devam ediyordu. Allah affetsin ki ruhu bile duymuyordu.

Adam, bu kez duraksadı. Melek’in nefret dolu bakışlarıyla karşı karşıya kalmak onu beklediğinden çok daha fazla sarstı. Ama durumu toparlamak istercesine hafifçe güldü. “Ben sadece seni biraz rahatlatmaya çalışıyordum. Belli ki biraz gerginsin, belki...”

Melek, onun sözünü kesti. “Beni rahatlatmak mı? Şakalar yaparak mı? Hayatımın ne olduğunu bildiğini mi sanıyorsun? Kendini komik sanıyorsun, ama benim gözümde sadece zavallısın.”sert çıkmıştı çünkü güvenmiyordu yanlıştı bilmiyordu. Dinen de kalp kırmak yanlıştı ama o bilmiyordu ki dinini tastamam yaşayan biri hiç olmamıştı. Allahı seviyordu yalnızca. Ama dinini bilmiyordu. Araştırmak da Nasib olmamıştı. İnşAllah olurdu.
Adam, bir an ne diyeceğini bilemedi. Melek’in kelimeleri o kadar sertti ki, adeta bir darbe gibi yüzüne çarptı. Ama yine de gülümsemesini korumaya çalıştı, kendini toparlamak için derin bir nefes aldı.

“Bak, Melek. Ben… gerçekten kötü bir izlenim bırakmak istemedim. Belki biraz fazla konuşuyorum, ama...” dedi ama Melek bir kez daha keskin bir şekilde sözünü kesti.

“Yeter,” dedi, sesi sertti. “Sana bu kadar izin verdim, ama daha fazlasını hak etmiyorsun. Buraya neden geldiğini bilmiyorum ve öğrenmek de istemiyorum. Ama bu, benim hayatımı işgal edebileceğin anlamına gelmiyor.”

^_^

👀Ah şu kimsesizler olayı..! 👀

Rica ederim bana kızmayın bölüm kısa tutulmalı.
(şahsi fikrim)

Seni seviyorum okurum Allaha emanet ettim.

Sevgiyle kal. (Allah sevgisiyle.)

Yıldızı da varlığın gibi parlatır mısın?

💙💙

"Üstüne alınma felaketim sen değilsin.
EVRENLER FELAKETİM"


EVRENLER FELEKETİM..

𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin