25

3.4K 352 74
                                    

Geçmişten (Her şeyin başladığı gün)

Selen okulum bahçesinden içeriye girdi. Gözleri her zaman ki gibi okulun popüler çocuğu Arda'yı arıyordu.

Arda onuncu sınıftı, bir sene sınıfta kalması onun eksisi olmuştu ama hâlâ okulun gözde çocuğuydu.

Esmer teni, siyah saçları ve keskin yüz hatlarıyla bir kızın onu çekici bulmaması imkansızdı.

Selen, dokunzuncu sınıfın ilk günü kantinde Arda'yla çarpışmıştı. İlk o zaman tanışmışlardı. O günden sonra kantinde, bahçede, koridorda Arda hep Selen'e bakmış, o küçük tebessümler yollamış ve göz kırpmıştı.

Selen Arda'dan etkilenmişti.

Okulun ikinci haftası ise Arda, Selen'e ınstagramdan istek atmıştı fakat bu Selen'i sevindirse de çok geçmeden öfkeden deliye dönmesine sebep olmuştu.

Takip ettiklerinin yarınsından fazlası kızdı!

Selen rehabilitasyon merkezinden yeni çıkmıştı. Sekizinci sınıfta okulunda bir yangın çıkmasından dolayı okulları öğrencilerini dağıtmak zorunda kalmıştı, Selen ise kimsenin duymadığı, kuytu köşede bir okula gitmek zorunda kalmıştı. Ailesi Selen'in okulunu ne kadar değiştirmek istese de okulun son bir ayı olduğu için çoktan nakiller kapanmıştı. Özel okulda Selen için bir seçenek olsa bile yaşadığı küçük ilçede ki son ihalade kaybettikleri okula Selen'i gönderemezlerdi.

Keşke gönderselerdi.

Selen orada hiç olmadık insanlarla tanışmıştı. Ergenliğinin verdiği baskı ile sigarayı, içkiyi, birilerine zarar vermeyi, zorbalığı bir çeşit üstünlük gibi görüyordu. Sanki kötü olan üstün oluyordu.

Selen daha sekizinci sınıfta olmasına rağmen uyuşturucu kullanmaya başlamıştı. Tabiki de ailesi ilk kullanışında anlamışlardı. Selen'i defalarca hastaneye yatırmalarına rağmen bir fayda etmemişti.

Uyuşturucu Selen'i günden güne bitirmişti.

Ve işte buradaydı. Gerçek aşkı bulduğunu sanıyordu. Arda'ya âşık olduğunu sanıyordu. Sürekli evden kaçıp geceleri sahile gider, Arda'yı gözetleri.

Okulun bahçesinden içeriye giren Arda ve onun koluna girmiş olan Damla'yı görünce sevinse de gözleri Arda'nın cılız kolunu sarmış elleri görünce sevinci bir toz bulutu gibi kaybolmuştu.

Selen'in sevgisi bir sevgi değildi. Takıntı da değildi.

Bunun bir adı yoktu.

Selen Damla'yı kıskanmıştı belki de.

Belki de Selen Damla'yı Arda'nın kardeşi olmasına rağmen öldürmek istiyordu. Sırf Arda'ya yakın diye, Arda'ya dokunuyor diye. Ama onlar kardeşti.

Bu Selen için hiçbir şey ifade etmiyordu.

Selen hastaydı.

Arda ise onun kurbanıydı.

_

"Damla!" Kafamı bardaktan kaldırıp sesin geldiği yere baktım.

Dün gördüklerim aklımı karıştırıyordu. Neler olmuştu öyle?

Selen abimi seviyordu, bundan artık emindim.

Ama Bartu ne alakaydı?

"Damla, iyi misin?" Bartu'nun omzuma dokunmasıyla irkildim. "İyiyim, ben... Sadece dün bir şeyler gördüm ve bu aklımı karıştırıyor.."

Bartu sıkıntıyla ellerini sarı saçlarına geçirirken radarıma sarı saçları takılmıştı.

Saçları nasıl bu kadar güzeldi acaba, ne ile yıkıyordu?

"Gel, biz bahçede çalışalım, Damla." dedi ve önümde ki kahve bardağıyla test kitaplarını aldı. Ben de onun test kitaplarını almıştım.

Etrafıma baktığımda ise Taha'yla Tuana koklaşmaktan ders çalışmaya çalışıyor, Kutay ise bana bakıyordu.

Endişeyle.

"Sorun yok Kutay, dersine bak." Oflayarak önüne döndüğünde onun yanına giderek saçlarını karıştırdım.

Ona gereksiz bir sempati besliyordum.

Bartu'nun peşinden bahçeye çıktığımda çoktan eşyaları masaya bırakmış ikili koltuğa oturmuş olduğunu gördüm. Bartu'nun yanına giderek yanına oturdum.

Onun test kitaplarını önüne koyduğumda bana gülümsemişti.

Biyoloji denemesini açtım ve kaldığım yerden çözmeye devam ettim.

30 soruluk demeyi 20 dakikada çözmüştüm. Bir tane yanlışım vardı.

Arkama yaslandığımda kollarımı kavuşturdum ve kaşları çatılı, bir elinde kalemi çevirerek önünde ki soruya bakan Bartu'ya baktım.

Ona bakınca Selen'i de abimi de unutmuştum.

Soruya soruyu dövecekmiş gibi bakıyordu.

Bir süre daha soruya ölümcül bakışlar attıktan sonra yandan bana bakmaya başlamıştı. "Dikkatimi dağıtıyorsun."

"Bir şey yapmadan oturuyorum?"

"Sen bana baktığında sana bakmak istiyorum ve bunu düşünmekten soruyu çözemiyorum." Kaşlarım istemsiz havalandı. "O zaman sende saçlarını 3'e vurdur."

Benim gibi arkasını yaslanmış ve bana doğru eğilmişti. "Ne?"

"Saçların dikkatimi dağıtıyor, Bartu Ekim."

Dudaklarında çarpık bir gülümseme oluştu. "Öyle mi Damla Özaslan? Senin de gözlerini bağlayalım o zaman."

"Bağlayamazsın ki."

"Emin misin?"

"Evet."

"O kadar emin ol-" Bartu cümlesini tamamlayamadan Kutay'ın çığlığı duyulmuştu. Koşarak bahçeye geliyordu. "BARTU BUNLARI ÖPÜŞÜRKEN BASTIĞIM İÇİN TAHA BENİ ODAMA ZİNLİRYECEKMİŞ! YARDIM ET!"

Bartu hiç istfini bozmadı. "Zincirlesin, hak ettin sen çoktan."

Taha arkasından koşarak geldi ve Kutay'ın kafasına atladı. İkisi birden yeri boylamıştı. "Oğlum seni öldüreceğim lan! Kaç gündür trip yiyorum, tam barışmısız, geldim yine! Yine geldin lan." Kutay yardım çığlıkları atarken içimde bir şeyler kıpırdamıştı. Tam kalkıp Kutay'ı Taha'nın üstünden çekecektim ki Bartu beni bileğimden tutarak kendine çekti. Bir kolunu omuzlarımın etrafından geçirirken diğerini de kollarımın etrafından bana sarmış, kafamı omuzlarıma yatırmıştı. "Az yerinde dur, hak etti bu onu."

_

Bölüm geciktiği için üzgünüm, fellik fellik gezmekle meşgul olunca unutuyor tabi insan (...)

Bölüm nasıldı?

Siz nasılsınız?

İyi geceler, tatlı rüyalar!

Bir önce ki bölümün oy ve yorum sayısını geçtiğinde bölüm atarım (kafam eserse daha erken de atarım)

Bir önce ki bölümün oy ve yorum sayısını geçtiğinde bölüm atarım (kafam eserse daha erken de atarım)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hırsın Üstü | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin