Kütüphaneye girdiğimde en son gelenin ben olduğumu fark etmiştim.
Herkes bir köşede önünde ki teste odaklanmıştı.
Ses çıkartmadan bende masama doğru yürüdüm ve genel denemelerimden birini çıkarttım.
Sınava dört ay gibi bir süreç kalmıştı. Bu süreçte ne kadar deneme çözersem o kadar iyi olacaktı.
Elimde ki TYT denemesini bitirdiğimde saatin 00.00 olmasında beş dakika gibi bir süre vardı.
Derin bir nesef alıp denemeyi kontrol etmeye başladım.
Geçen senenin puanlama sistemiyle puanım 490 oluyordu.
İyiydi.
Ama daha iyi olabilirdi.
Sonuçta önemli olan puan değil sıralamaydı.
Kulak kanatan zil çaldığında herkes toplanmaya başladı.
Bu akşam gereğinden fazla sessizlerdi.Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda Kutay'ın burada olmadığını fark ettim.
Selen de yoktu.
Taha, Tuana ve Bartu vardı sadece.
Bartu'yla konuşmam gerekti.
Çantamı toplayıp kütüphane kapısında bekleyen Bartuların yanına gideceğim sırada Seçil Hoca beni durdurdu.
"Damlacım seni evine ben bırakayım istersen, deden gelmemiş bugün sanırım." diyerek camı işaret etti.
"Hocam aslında benim biriyle ko-"
"Hadi ama Damla, gece eve tek başına mı döneceksin gerçekten?"
"Hocam zaten tek başıma dönmeyeceğim, beni almaya bi-"
"Hocam! Damla'yı bırakıp bizi bırakmayacak mısınız gerçekten?" dedi Taha.
Seçil Hoca masadaki silgiyi Taha'ya fırlattı.
"Sizi bırakıyorum ya zaten Taha."
"Hocam bırakın şunu ya." dedi Tuana.
Taha silgiyi havada yakalayıp gelip masanın üstüne bıraktı. "Siz fırlatmaya alışıksınız Hocam ama ben gelip bırakayım dedim."
Seçil Hoca Taha'ya göz devirdi.
Göz devirdi.
Bartu'yla göz göze geldiğimde bana hafif gülümsediğinde midemde bir boşluk hissettim.
Ve sanki kafamın içinde kırk haremiler tepinmeye başladı.
Bende aynı şekilde ona gülümsedim.
"Hadi arabaya geçelim çocuklar."
Arabaya bindiğimizde yanımda Tuana, onun yanında Taha, ön yolcu koltuğunda ise Bartu oturuyordu.
Tuana kolumu dürttü. "Naber?"
"İyi, senden naber?"
"İyi valla, nasıl olsun." dedi. Biraz zaman geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladı. "Sen gruptan çıktın ama tekrar alalım mı seni?"
"İsterseniz alın ama sınava çok az kaldı, konuşamam ben çok." Başını salladı.
Dikiz aynasından Bartu'nun kumral saçlarınını incelerken Bartu saçlarını elleriyle geriye atıp göz göze gelmemizi sağlamıştı.
Hemen başımı çevirmiştim.
Tam bir aptal gibi.
Ona bakmaya devam etseydim ona baktığımı anlamazdı. Dalmış gibi yapardım.
Tekrar ona baktığımda dikiz aynasından sırıtarak bana baktığını gördüm. Gözlerimi sonuna kadar açarak tekrar başımı çevirdim.
"Damlacım burası değil miydi?" Dedi Seçil Hoca.
"Ney burası değil miydi?"
"Evin."
Siktir.
Kafamı cama çevirdiğimde çoktan geldiğimizi ama benim arabadan inmek yerine Bartu'nun sırıtışını izlediğimi fark ettim.
Mal gibi bana sırıttığını sanmıştım.
BENİM MALLIĞIMA SIRITMIŞTI.
Daha fazla vakit kaybetmeden Seçil Hocaya teşekkür edip arabadan indim.
Eve girdiğimde dedem uyumuştu. Sıcak bir duş alıp yatağıma girdim. Normalde eve geldiğimde yorgunluktan kendimi direkt yatağa atardım ama Bartu'ya yazıp yazamama düşüncesi kafamı kurcalıyordu.
Yazarsam bir şey olmazdı.
Zaten saat gecenin bir buçuğuydu.
Uyumuştur ki çoktan.
Yani umarım uyumuştur.
Mesajı yazıp gönderdim.
Damla:Bartu?
Anında çevrimiçi olmuştu.
Bartu:Damla?
Damla:Ben sana bir şey söylemek istiyorum.
Damla:Yani
Damla:Bugün konuştuk ya.
Damla:Onunla ilgili bir şey söylemek istiyorum.
Bartu:Dinliyorum.
Damla:Sana inanmaya karar verdim.
Damla:Aslında çoktan sana inanmıştım zaten.
Damla:İnanmasaydım aynı ortama girmezdim bile.
Bartu:Anladım.
Bartu:Bana inanmana sevindim.
Damla:İyi o zaman.
Bartu:İyi.
Damla:İyi geceler demeli miyim?
Bartu:Tabi.
Bartu:İyi geceler, Damla.
Damla:İyi geceler.
_
Merhabalarr
Nasılsınız? Bölüm nasıldı?
ormaninisiltisi bana diyor ama kendisi bölüm atmayacak bu gidişle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsın Üstü | Yarı Texting
Fiksi RemajaAkademik başarıyı konu almıştır. Kitabın texting olmayan haline profilimden ulaşabilirsiniz. Kitap 28 bölümdür, yarım bırakılmıştır.