14

4.4K 381 122
                                    

Her zamanki gibi ettüydeydim. Ama bu sefer başımızda Seçil Hoca yoktu.

Kutay'ın başımda durmadan konuşmasını beklerdim fakat konuşmuyordu.

Üstelik Selen'de meydanda yoktu.

Bir süre düşünmekten ders çalışamayacağıma karar verdim ve elimde ki kalemi masaya bırakıp arkama yaslandım. Bir günden bir şey olmazdı, değil mi?

Kutay'a baktığımda kafasını masaya koyup uyuduğunu gördüm. Tuana arkasına yaslanmış telefonla oynuyordu. Taha kitap okuyor ve Bartu test çözüyordu.

Bartu o kadar odaklanmıştı ki ben ona baksam bile beni fark etmiyordu.

Bu fırsatı tabiki de kullandım.

Kütüphanenin lambası altında parlayan altın sarısı saçları alnına düşüyordu. Hafif kalın, uzun parmaklarıyla siyah uçlu kalemi tutuyordu.

Birden başını kaldırıp bana baktığında ne yapacağımı bilemedim.

Anın şokuyla kafamı bile çevirememiştim. Mal gibi hâlâ Bartu'ya bakarken Bartu elinde ki kalemi masaya bıraktı ve benim gibi arkasına yaslanıp kollarını kavuşturdu.

Gözlerim anlık şişen pazularına kayarken aklıma gelen pis düşüncelerle bakışlarımı hızla Bartu'nun gözlerine çıkarttım.

Bana kaşlarını kaldırmış bakıyordu.

Ne yapacağımı bilmiyordum.

O sırada bir çığlık yükseldi. Kutay'ın çığlığı. Tuana hızla başını telefonundan kaldırdı. "Ne oldu?!"

"TUANA GÖRDÜN MÜ BAKIŞIYORLARDI!"

"Kim?!"

Taha arkasına yasladı. Bizim gibi.

"Biz bakışmıyorsak ve bağıran Kutay'sa, Bartu'yla Damla bakışıyor Tuana." Elini çenesine koyup Tuana'ya doğru eğildi. "Ama çok istersen biz de bakışabiliriz." dedi ve Tuana'ya göz kırptı.

Tuana da Taha'nın alnının ortasına bir tane yapıştırdı. Taha alnını tutarak söylenmeye başladı. "Ya kızım ne vuruyorsun alnıma!"

"Hak ettin sen!"

Kutay elini alnına koydu. "Bütün şhiplerim tutuyor Allah'ım!" Sonra birden gözleri doldu. "Bir tek kendimi şhipleyemiyorum herhalde." Elini çenesinin altına koydu ve bize baktı. "Çekilin lan gözümün önünden!"

Taha elinde ki kalemini Kutay'ın kıvırcık saçlarına doğru fırlattı. "Aşk boştur koştur hafızım koştur!"

Ne?

Hepimiz anlamsız bakışlarla Taha'ya bakarken Taha tek elini ensesine götürdü. "O öyle değildi değil mi ya?"

Kutay, Taha'ya elini alnına vurarak çocuğum çöplerini koltuğun altına atana kadar gururlu bir anneydim bakışı attı.

Gülerek önüme döndüğümde yine Bartu'yla göz göze geldim.

Bu sefer gözlerimi kaçırmak yerine sandalyeden kalktım. Lavaboya gidecektim. Kapı Bartu'nun arkasında olduğu için Bartu anlamayacaktı.

Umarım.

Benim kalkmamla herkes bana bakmıştı.

"Lavaboya mı?" dedi Tuana. Sakince başımı saladım. "O zaman ben de geleyim, tek başıma gitmeye korkuyordum zaten." dedi.

"HAYIR!" Hepimiz Kutay'a bakarken tekrar konuştu. "Sen gitme, Tuana!"

Tuana anlamsız bakışlarını Kutay'a yöneltti. "Sen dur burada. Ben kahve almaya gideyim. Bartu'da benimle gelsin. Tek başıma taşıyamam o kadar kahveyi."

Hırsın Üstü | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin