Bartu dedeme eğilerek elini öptü. "Maşallahı var."
Biraz gülüştükten sonra diğerleriyle selamlaştık ve kahvaltı masasına geçtik. Dedem başa, onun yanına ben, benim yanıma Tuana, Tuana'nın yanına Selen, Selen'in karşısına Bartu, Bartu'nun yanına Taha ve Taha'nın yanına yani dedemin diğer tarafına Kutay oturmuştu.
"Senin baban ne iş yapıyor Tuana?" diye sorusunu yöneltti dedem.
"Mühendis benim babam, amca."
"Ne mühendisi?"
"İnşaat."
Dedem inşaata, inşaat makinelerine, malzemelerine -özellikle tuğla- âşıktı.
Dedem kaşlarını kadırarak Tuana'ya baktı. "Abin falan var mı?"
Dedemin hayali inşaat ile ilgili bir şeyi olan biriyle evlenmemdi.
"Bir erkek kardeşim var."
"Kaç yaşında?"
"Beş."
Dedem kafasını sallayarak başını tabağına indirdi. "Damla da inşaata çok ilgilidir. Mühendis olur belki."
Başımı kaldırarak dedeme baktım.
"Ne var Damla? Utanma arkadaşlarının yanında insanların böyle hobileri olabilir." Başımı sallayarak dudaklarımı birbirine bastırdım.