1 hafta sonra
"Kutay! Dersini çalışsana, milleti sabote etme oğlum!"
Önümde ki fizik sorusundan başımı kaldırıp didişen Taha'yla Kutay'a bakmıştım.
"Ya sana bir soru soruyorum aptal, sen bana git Bartu'ya sor diyorsun! Bartu da ona beş metreden sonra yaklaşmama izin vermiyor!"
"Milletin ders çalışmasına engel olduğun için olabilir mi acaba Kutaycığım?" dedi Tuana.
Bartu önünde ki soruya o kadar odaklanmıştı ki bunları duymuyordu bile.
"Kutay cı ğım mı? Bana hiç Tahacığım dememiştin, Tuana." Tuana ile Taha dün kavga etmişlerdi ve haksız olan taraf Taha'ydı. Tuana'dan binlerce kez özür dilese de Tuana affetmemişti. Ona neden affetmediğini sorduğumda da bana sürünsün, erkek milleti değil mi, hepsi aynı demişti.
Dün hatırladığım şeyler aklımı bulandırıyordu.
Sadece aklımı değil, midemi de.
Tanrım... Selen bu kadar iğrenç biri olamazdı! Selen abimin ölümüne sebep olan kişi olmazdı!
Kafamı dağıtmak için başka şeyler düşünmeye başladığımda aklıma aptal Yaren gelmişti. Dün bir de aptal bir komşu çıkmıştı başıma.
Aptal komşu Yaren'di.
Dünden (aptal komşu)
Yaren tam karşı odasında kalan sarı saçlı çocuğa bakıyordu. Ne kadar da yakışıklıydı öyle.
O çocukla bir şekilde tanışması gerekti.
O çocuk hakkında bildiği tek şey Kutay'ın arkadaşı olduğuydu. Onlar buraya ilk geldiklerinde Kutay'ı hatırlamamıştı bile. Sonra annesi ona küçükken Kutay'ın annesi ve babası vefat ettiği için halasının yanına İstanbul'a gittiğini söylemişti.
Onun Kutay hakkında hatırladığı tek şey ortaokulda utana sıkıla eve geldiğinde yere yatan Selma teyzesi ve Kadir amcasının başına "Ne duruyorsunuz, ambulansı arasanıza! Bir şey yapsanıza! Onlar ölüyor, annemle babam ölüyor!" Diye bağıra bağıra ağlayarak annesiyle babasına sarılmaya çalışmasıydı.
O halleri gözünün önüne geldikçe daha da kötü oluyordu.
Saat 8 olduğunda koşarak pencerenin önüne dikildi. Sarı saçlı çocuk her sabah saat sekiz de perdeleri ve camı sonuna kadar açar, bir süre oradan bakarak elinde ki kahve olduğunu düşündüğü içeceği yudumlardı.
Yaren sarı saçlı çocuğun yine cama çıktığını gördüğünde heyecanla yerinde kıpırdandı. İnanılmazdı! Bir insanın nasıl bu kadar güzel saçları olabilirdi ki!
Sarı saçlı çocuk yine kollarını camın pervazına yaslamıştı. Pazuları kısa kollu tişörtünü yırtacak gibi duruyordu.
Yaren içinden tanrım, ne kadar da seksi! diye geçirmeden edemedi.
Sarı saçlı çocuk tam kahvesinden bir yudum alacaktı ki arkasında ki kapı açıldı. İçeriye uzun siyah saçlı bir kız girmişti. Kızın girmesiyle birlikte sarı saçlı çocuk kıza döndü. Uzun bir süre bir şeyler konuşup içeri girmişlerdi.
O kız da kimdi öyle!
Evde 4 kişi var sanıyordu. Kutay, sarı saçlı çocuk ve sürekli balkonda gördüğü iki sevgili dışında o uzun siyah saçlı kızı hiç görmemişti!
Hemen Kutaylara gidip o kızın kim olduğunu öğrenmeliydi!
Hızla odasından çıkıp ayaklarında ki terlikleri merdivenlere şap şap vurarak aşağıya indi. Salonla birleşik olan mutfağa kısaca bir göz atarken kahvaltı masasını hazırlayan annesini görmüştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsın Üstü | Yarı Texting
Fiksi RemajaAkademik başarıyı konu almıştır. Kitabın texting olmayan haline profilimden ulaşabilirsiniz. Kitap 28 bölümdür, yarım bırakılmıştır.