"hey dursana" diye bağırıp duruyordu Jisung. Çocuk sonunda durmuştu, dönüp Jisung'a baktı.
-Bu sabah beni yere iten sendin değil mi?
-İtmek mi? Seni kurtardım ben gerizekalı.
- Neyden kurtardın beni?
- Ben seni çekmeseydim otobüsün altında ezilecektin, alık alık bakıyordun ya hani!"Demek ki havalanan bir araç değilmiş" diye düşündü Jisung. İnsanlar yerde gitme konusunda neden bu kadar ısrarcıydı anlayamamıştı, oysa ona göre asıl havadan gitmesi gereken insanlardı, bu kadar kalabalığa yer mi vardı ki?
- Bu arada rica ederim, dedi Minho. Sonunda üstünden o yükü kaldırmıştı.
- Ne edersin??
-Rica ederim. Uff her neyse! Ne dolanıyorsun sen benim peşimde?
- Bana neden beni çekip attığını söylemeden gittin, ben de sebebini öğrenmek için peşinden geldim mecbur.
- Seni ben durduk yere niye yere atayım?? Ölme diye yardım ettim işte. Bunu düşünemedin mi cidden?
- Hayır, dedi Jisung gergin bir şekilde. Karşısındakinin bir uzaylı olduğunu anlamış mıydı bu çocuk?- Bundan sonra bu okuldayım ben de, dedi kocaman gülümseyerek.
- Yani seni daha sık ölümden kurtarmam mı gerekecek? Müthiş cidden.
- Başımı kolay kolay belaya sokmam ben merak etme, oldukça zeki ve bilinçli bir insanım.
- Muhakkak öylesin o yüzden benden olabildiğince uzak dur tamam mı?
-
- Tamam mı??
-
- Uff, seninle uğraşamayacağım şimdi.Çalan okul zili ile birlikte Minho sınıfa gitmek için okula girdi. Jisung ise hala bahçede duruyordu çünkü hangi sınıfta olduğunu öğrenmeyi unutmuştu. Herkes bahçeden gidince Jisung kendisinin de gitmesi gerektiğini fark etti ve koşarak müdürün odasına girdi. Müdür hala uzaylı hipnozundaydı, Jisung rahat rahat girip hangi sınıfta olduğunu öğrendi ve çıkıp gitti.
Koridorlarda dolanıp sınıfın nerede olduğunu arıyordu boş boş, o sırada (tahmin ettiğine göre) bir öğretmenle karşılaştı ve sınıfın nerede olduğunu sordu. Çok şanslıydı çünkü öğretmen de zaten oraya gidiyordu.
Öğretmenin ardından sınıfa girdi ve girer girmez Minho ile göz göze geldi. Nedenini bilmediği bir şekilde çok mutluydu, gülümsemesini durduramamıştı bile...
- Kendini tanıtmak ister misin?, diye sordu öğretmen sevimli bir tavırla.
Jisung neden kendisini tanıtması gerektiğini anlamamıştı ama dikkat çekmemek için insanların söylediği bazı şeyleri dikkate alması gerekiyordu. Konuşmaya başlamak için bir adım öne geldi:
- Merhaba, ben Ji...
(Tam o anda aklına kendi ismini söyleyemeyeceği çünkü bir uzaylı ismine sahip olduğu geldi. Çok hızlı bir şekilde kendine bir insan ismi bulması gerekiyordu. Tam o sırada karşı duvardaki panoyu gördü ve dikkatini çeken ilk Korece şeyi söyleyiverdi.)
- Ben Han.Öğretmen teşekkür edip bir yere oturmasını rica etti, Jisung emin adımlarla Minho'nun yanına doğru yürüdü. Minho onun geldiğini görünce çantasını alıp yan sıraya koydu ve soğuk bir ses tonu ile Jisung'un yüzüne bile bakmadan "Burası dolu." dedi. Jisung hayal kırıklığına uğramıştı, suratını asıp arka sıraya oturdu.
Hoca dersi anlatmaya çoktan başlamıştı bile ama Jisung onu dinlemiyordu, odaklanmış bir şekilde Minho'yu izliyordu sadece. Uzaylı iç güdüleri yine ortaya çıkmıştı, Minho'nun hiçbir açıklama yapmaması sinirlerini bozuyordu. Yanında oturan çocuk onun bu kızgınlığını veya kırgınlığını anlamıştı sanki, sessiz bir şekilde Jisung'un kulağına fısıldadı:
- O her zaman böyledir. Kimse ile konuşmaz ve herkesten uzak durur. Sana özel bir şey değil yani, merak etme.Jisung bir problem olmadığını düşünsün diye çocuğa gülümseyerek baktı, o da hemen sıcak bir gülümseme ile karşılık verdi:
- Chris benim adım ama burada Chan diyorlar. Sen de Chan diyebilirsin istersen, diyip elini uzattı. Böylece Jisung ilk defa bir insan ile tanışmış oldu.Teneffüs zili çalınca Minho sessizce dışarı çıktı, Jisung da onu takip etti. Minho arka bahçeye doğru geçmişti yine. Oraya gelince Jisung, Minho'nun ona 'benden uzak dur' dediğini hatırladı o yüzden dikkat çekmemeye çalıştı, onu takip ettiğini anlamamalıydı.
Minho arka bahçede gizli bir bölüme geçti, Jisung da arkasından onu takip ediyordu. Sonra Minho kulübeye benzer bir yapının önüne geldi, Jisung bunu görünce çok şaşırdı:
- Yuh, okulda böyle bir şey neden var ki? , demesiyle Minho'nun dönüp ona bakması bir oldu.- Ne işin var senin burada?
- seni takip ettim.
- Ben sana benden uzak dur diyorum, sen beni takip ediyorsun. Manyak mısın sen?Minho çok sinirlenmişti, Jisung'un üzerine doğru yürüdü. Minho vurmak için elini kaldırmıştı ki Jisung elini tuttu
- Han ben. Senin adın ne?Minho öylece kalakalmıştı. Böyle bir karşılık beklemiyordu karşısındaki kişiden, ona karşılık vermek dışında da başka bir çaresi kalmamıştı. Karşılık verip Jisung'un elini tuttu:
- Minho ben de. Memnun oldum
- Ne demek olduğunu bilmiyorum ama sanırım ben de memnun oldum.~~~~~~~~~~~~
Jisung aşırı şirin değil miiii???? Ben yazarken tatlılık krizine giriyorum znxnndndnxn