Chan yaklaşık bir haftadır grup için üye arayışındaydı. Teknik olarak grup lideri oydu yani buna oturup karar vermemişlerdi ama o olması gerekiyor gibi hissetmişlerdi ve resmi olmasa da bu görevi ona vermişlerdi bu yüzden. Chan grubun lideri olduğu için omzunda bir sorumluluk hissediyor ve üyeleri bulabilmek için sıkı çalışıyordu. Üstelik diğer iki üyeyi sırf kendi hayali için peşinden sürüklediğine inanmaya başlamıştı o yüzden her şeyin mükemmel olmasını istiyordu.
Kendince bir liste hazırlamıştı ama henüz gidip onlara sorup Kpop grubu teklifini sunmamıştı.
Vokal olarak iki alt sınıftan bir çocuğu düşünüyordu. Adı Jeongin idi. Onu diğerlerinden ayıran şey ses tonuydu, kendini belli eden keskin bir sesi vardı ve bu Chan'in oldukça hoşuna gitmişti. Bu grubun ihtiyacı olan şeydi kesinlikle.
Joker üye olarak da aklına bir alt sınıftan Felix gelmişti. Bu kararından yüzde yüz emindi çünkü Felix'in kalın bir ses tonu vardı, gerçekten rahatlıkla dikkat çekebilecek kadar kalın bir ses. Üstelik hem visualı iyiyidi hem de uzun süredir dans eğitimi alıyordu ve yetenekliydi. Kesinlikle joker üye o olmalıydı, Chan böyle düşünüyordu.
Visual üye için de Hyunjin'i düşünüyordu. Okula adımını atar atmaz herkesin dikkatini rahatça çekerdi.
Çok yakışıklıydı ve herkes de bunun farkındaydı. En güzel kısmı ise Hyunjin'in dans konusunda da yetenekli olmasıydı. Gerçekten başarılıydı bu yüzden Chan tek taşla iki kuş vurmuştu.Haftasonu kafasında belirlediği kişileri konuşmak için stüdyoya çağırdı, şimdi onları ikna etmek lazımdı.
....
-Ben varım, dedi Hyunjin gülümseyerek. Zaten bir şirkete başvurmayı düşünüyordum son zamanlarda, benim için iyi bir fırsat bu.
Şimdi Chan'in gözü Jeongin'deydi. Ama o oldukça gergin ve kararsız görünüyordu.
-Me too, dedi Felix tok bir ses tonuyla.
Chan elini yumruk yapıp uzattı ve yumruk çakıştırdılar. Zaten Felix'in kabul edeceğini düşünüyordu o yüzden çok şaşırmamıştı bu duruma.
Chan'in gözleri yine Jeongin'e kaydığında kısa süreli bir sessizlik oldu stüdyoda.
Şimdi herkes ona bakıyordu, gergin bir şekilde açtı ağzını Jeongin,
-Ş-şey, ben bilmiyorum. Emin değilim yani.
Onun bu sevimli hali diğerlenin içini ısıtmıştı. Hyunjin uzanıp elini tuttu,
-Seni rahatsız eden bir durum mu var?
Jeongin herkese tek tek baktı ve Chan'e dönüp konuşmaya başladı,
-Şarkı söylemeyi seviyorum ve gerçekten gelişmek istiyorum ama tek başıma vokal olacak kadar yetenekli değilim. Ben sizi düşürürüm bu şekilde.
Chan'in yüzünden yine o sımsıcak gülümsemesi vardı,
-Bizi düşürmezsin Jeongin. Bütün grubu taşıyabilecek bir yeteneğin var. Ama endişelenmene gerek yok çünkü zaten tek vokal sen olmayacaksın. Ana vokalimiz belli sadece burada değil şuan.
Chan'in sözleri üzerine grup resmen belirlenmişti. Seungmin'e haber vermek ve son üyeyi yani Seungmin'i de aralarına almak için heyecanlanmaya başlamıştı bile.
...
- Seungmin artık hayır diyemez ki. Resmen bir grup olduk.
-Bence de hayır demez. Chan her şeyi mükemmel planladı.
- Seungmin de resmi olarak grupta olsun da bir an önce çalışmalara başlayalım.
Konuşurlarken bir yandan da Seungmin'in sınıfına doğru yürüyorlardı. Kapının önüne gelince Chan el sallamış ve Seungmin'i yanına çağırmıştı.
Tek tek bütün üyeleri anlattılar, artık ortada bir grup olduğunu bu yüzden gönül rahatlığıyla katılabileceğini söylediler.
Seungmin ise hâlâ şüpheli bir şekilde bakıyordu yüzlerine, belliydi ki içine sinmeyen bir şeyler vardı.
-Resmen yapacaksınız yani bu işi.
-Yapacağız, dedi üçü bir ağızdan.
- Peki kareografi??
-Nasıl yani?
- Dans için sadece Hyunjin var elinizde. Ana dansçınız dışında başka biri yok. Kareografiyi tek başına mı yapacak bu çocuk?
- Bir kişinin yeterli değil mi?
-Değil tabii ki.
- Nereden bulacağız oğlum başka dansçı?
Seungmin gözlerini dikmiş Han'a bakıyordu.
Ne var anlamında kafasını salladı Han.
-Minho kabul etmedi mi teklifinizi?
-Sormadık ki, dedi Chan kafası karışık bir hâlde. Neden Minho'ya sormaları gerektiğini anlayamamıştı.
Şaşkın bir şekilde Chan'e döndü Seungmin, ufak bir yargılama vardı bakışlarında,
- Kpop gruplarının arka dansçılığını yapmış birine teklif bile mi götürmediniz ? Cidden mi?
Üçü de boş boş bakıyordu şimdi.
- Gidin Minho'yu ikna edin, dedi Seungmin keskin bir ses tonuyla. Oldukça ciddiydi.
-Ya abi, biz neden seni memnun etmeye çalışıyoruz ya? Yine kabul etmiyorsun teklifimizi. İstemiyorsan istemiyorum de, diye çıkıştı Changbin.
- Minho'yu ikna edin, çıkış yapmak için ona ihtiyacımız olacak, diyip gülümsedi Seungmin. Sonra da sınıfa döndü.
Chan ve Changbin dönmüş Han'a bakıyorlardı.
-Ne bakıyorsunuz dik dik?
- Git Minho'yu ikna et.
-Ya lider sen değil misin, neden ben ikna ediyorum, parmağı ile de Chan'i işaret ediyordu.
Changbin Han'ın koluna vurdu,
-Sevgilini sen daha rahat ikna edersin canım o yüzden.
-Ne sevgilisi? Sevgili değiliz ki biz!
-Neyse ne... Minho sana hayır demez, sanki bilmiyorsun bunu. Sevgilisi ay pardon sevdiğisin.
Changbin kıkır kıkır gülerken, Chan uzanıp Han'ın omzuna elini koydu,
- Yapabilirsin biliyorum, grubumuz için yap lütfen.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Han Minho'yu nasıl ikna edecek sizce? Minho dans işini baya bırakmış durumda çünkü.
Umarım seviyorsunuzdur bu arada.
Şu stray kidsi bir araya getireyim de asıl olaylar başlasın artık. Bizim uzaylı iyice alıştı buralara...