|17

36 11 22
                                    

Han biraz daha kendine geldikten sonra eve geri dönmüşlerdi. Minho hâlâ Han için endişeliydi.

Han eve gelir gelmez biraz yatma bahanesi ile odasına çekilmiş ve uzaylı ilaçlarını içmişti bu yüzden oldukça iyiydi artık hatta hiçbir şey olmamış kadar iyiydi.

Minho daha fazla meraklanmasın diye kalkıp onun yanına gitti,

- Neden geldin, biraz daha yatsaydın.

- İyiyim ben gerçekten. Bak hiçbir şeyim yok.

Han ayağa kalkıp dans etmeye başlamıştı, Minho onu gülerek izliyordu.

- Bir şeyin olmadığına emin misin?

-Hıhım, sadece ufak bir yaram var o kadar. Nasıl oldu anlamadım ama.

- Düşerken bir yere mi çarptın acaba?

- yüz üstü mü düştüm?

Hayır anlamında kafasını salladı Minho. Yarası sırtında değilse nasıl oluştu ki diye düşünüyordu.

- Nasıl bir yara? Çizik gibi mi?

-Bak, böyle, derken tişörtünü çıkarttı Han.

Göğsünün biraz altında ince, yanık gibi duran bir iz vardı.

Minho yaraya baktığında yüreğinin içi sızladı ama bu çok uzun sürmedi çünkü gözleri şuan Han'ın göğsündeydi.

Öyle bir yutkundu ki Han'ın onu duyduğundan emindi. Kafasını kaldırıp ona baktığında Han'ın da yarasına baktığını fark etti.

- Canını yakıyor mu?

-Yoo, dedi Han kafasını sallarken. İyiyim diye ekledi sonradan.

Minho bakışlarını Han'ın gözlerinde tutmaya çalışıyordu. Ama aklı hâlâ onun bembeyaz tenindeydi.

Han'ın ayıldıktan sonra söylediği şey aklına geldi, onu soyunma odasına çağırmasının sebebi öpmek istemesiydi. Minho bundan cesaret alıp sordu,

- Öpüşebilecek kadar mı iyisin?

Han bu cümleyi duyar duymaz tüyleri diken diken oldu, kasıklarında bir uyuşma hissetti. Ne olduğunu anlamamıştı, kafası karışıktı.

- Burada dur hemen geri geleceğim, diyip Minho'nun şaşkın bakışları arasında odasına gitti ve insanoloji kitabını açıp bu hissin ne olduğuna baktı.

"Cinsel dürtü"

Kitap açıkça söylemişti her şeyi, Han okurken gülümsemesini durduramadı. Kitabı hızlıca kapatıp geri odaya döndü ve Minho'nun dibine oturdu,

- Öpüşebilecek kadar iyiyim. Çok iyiyim hem de.

Minho almak istediği cevabı aldığı gibi Han'ın dudaklarına kapandı. Eskisi gibi naif değildi bu öpücüğü. Han'ın alt dudağını esir almıştı resmen.

Han kollarını Minho'nun boynuna dolayıp daha da yakına geldi. Minho'nun eli Han'ın üst vücudunda dolaşıyordu, bu kadar sıcak olmasına şaşırmıştı, nabzı artıp duruyordu.

Han Minho'nun dokunuşları ile kendinden geçiyordu. Elleri bu kadar soğukken nasıl yakıyordu tenini anlamamıştı.

Minho Han'ın dudaklarına ufak ısırıklar bırakmaya başladı.

Han nefes almak için saniyelik geri çekilmişti, Minho bundan yararlanarak dilini de işin içine koydu. Hareketleri gittikçe sertleşiyordu.

Han'ın belinden tuttuğu gibi kucağına doğru çekti ve kasıklarının üstüne oturttu. Minho'nun bu hareketi ile Han hafifçe inledi, yaşadığı her saniyeden zevk alıyordu ikisi de.

alien  (minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin