Örülesice şaçlarından Mezopotamya'nın göbeğine yollar serilmiş
Hikmet saçlarında mıdır fettan güzel
Yoksa Mezopotamyada mı
Sanma gecenin karanlığından ayrılacak ellerin
Hiç değilse iki nehir arasindan akıt balçığını
Varıp varabileceğin en son yer burası
Burası hayatının ilk göz ağrısı son noktası
Ter mi ter çaputtan hülyalar sıcakta
Düşecek kum kum
Sahra mı Sahra burası
Aldanıp vakte vuslata tâlip olursan
Günün biri Züleyha düşsün aklına
Gör ki Mısırın fettanı da gaddardı heyhat
Kuyudan bir tren kalktı sonra koca saraya
Sinelerde yer bulurum diye umma
Ciğerini bilmesek altın deriz ağırlığınca
Bir elin verdiğine diğeri kör ise
Seninkisi anca göz boyama
Secdede pislik boşaltılsa başından aşağı
Çobanlık yapmayı denesen iş etsen peygamber mesleğini
Mektepsiz bir peygamber öncü oluyor cihana
Sen bir Muhammed etmezsin paralama kendini
Fütursuzca İhtiyattan bi haber
Er meydanında yüzüne peyda peyda vurdular
O dilin seni bir diyardan eder
Elinin hamuru elini eteğini yalnızca nefsinden çekmedi
Ne utanç vecdinden çektiği kadar
Kaf dağındasın görme kendini üstün fettan güzel
Sen bir Kudüs etmezsin
Dönüp cilvene nazına meşke gelinse nar kırılsa yazık olur
Tane tane üzülür
Kudüs kadar çekilmez sevilmezsin
🌍
