İkinci Bölüm

101 15 29
                                    

Multimedya:Emir KORHAN

Gerinerek uyandığımda üzerimdeki ceketin yerini başka bir ceket almıştı.Emre'ye sormak için ön tarafa baktığımda ön tarafta Emre'nin değil Emir'in olduğunu fark ettim.Ne ara
gelmişti bu ?Sahi ben ne zamandır uyuyordum.Hızlıca üstüme çeki düzen verip arabadan indim.O sıra kapıyı biraz sert kapatmış olmalıyım ki Emir'de uyandı.Emir'e bakıp"kusura bakma sanırım biraz sert kapattım kapıyı"dedim.Sorun yok gibi başını salladı ve arka taraftan ceketini alıp giydi ve benim ceketimi alıp bana verdi.Diğerlerinin yanına gittiğimizde birbirimize günaydın diyip altımıza ceketlerimizi alıp oturduk.

Emre:
"Ben çok acıktım ya arabalarda birşey varmıdır?"

Batuhan:
"Bende Emirlerin gelmesini bekliyordum,biz dün kantinden kraker tarzı şeyler almıştık onu yeriz"

Duru:
"Dün babamın doğum günüydü, o yüzden pasta almıştık o bozulmadan onu yiyelim bence."

Arda:
"Tamam getir o zaman"

Duru:
"Şey ben hâlâ arabaya gitmeye korkuyorum birde arabada çatal yok"

Emre:
"Ben gelirim senle bardak varmı?"

Duru:
"Evet, annem arabada herzaman bir paket koyardı"

Emre:
"O zaman onlarıda alalım,hadi kalk"

Emre ile arabaya gidip pastayı ve bardakları aldık .Bardakları ararken şarjda olan telefonumu da görüp onuda aldım.Bunu demek istemezdim ama araba artık biraz leş kokmaya başlamıştı.Annemin cesedi...

Elimizde bardaklar ve pastayla çocuklarin yanına gittiğimizde pastayı bardakla nasıl yiyeceğimizi düşünüyordum.Pastanın paketini açıtığımızda bir kısmının bozulduğunu gördük o kısma hiç
dokunmadan bardakları pastaya batırıp yemeye başladık.Çok aç olduğum için nasıl yediğimi filan
önemsemedim.Bardağı katlaya katlaya yedim.Bitirdiğimde doymuş olduğumu fark edip derin bir nefes aldım.Diğerlerine baktığımda gülerek bana bakıyorlardı.

Arda:
"Duru kaç gündür aç bıraktılar seni
doğruyu söyle bak?

Ben onlara utanan bakışlarla baktığım sırada Emir bana yaklaştı ve yanağıma bulaştırdığım pastayı parmağıyla silip parmağını geri ağzına götürdü

Emir:
"Utanma sende 32 saattir birşey yemedin sonuçta bu arada pasta çok güzelmiş" diyerek arkadaşlarına kötü bir bakış attı.

Pastalarımızı bitirip eski yerlerimizde oturduğumuzda yere bakarak konuşmaya başladım.

"Arabanın içi ceset kokmaya başlamış,
Annemin cesedi...Arabadaki elbise poşetlerini , çantamı ve ilk yardım çantasını alsak hiç fena olmaz"

Arda:
"Olur hadi gel beraber gidelim."

Emir:
"Sen otur benle gider"diyip Arda'yı tekrar oturttu.Beraber arabaya doğru giderken Emir bana dönüp

"Sana hayranım Duru; gücüne,cesaretine,duruşuna...
Hepsine ayrı ayrı hayranım.Eğer senin değil de içimizden başka birinin annesi ölseydi,hemde böyle bir durumda senin kadar dik duramazdık.Seninde dik durmana gerek yok ağlayabilirsin hatta lütfen
ağla,ağlada içini dök"

Emir'den böyle sözler beklemiyordum bu yüzden doğal olarak şaşırdım.Sonra Emir'e dönüp
"Sarılabilir miyiz?" diye sordum.
Emir cevap vermek yerine kollarını açtı.Hemen kanatlarının altına girdim ve kafamı boyun girintisine soktum.
"Emir sence bizi arıyolarmıdır?" "Evet ,ve en kısa sürede buradan çıkacağız."
"Yalan söylüyorsun dimi?"
"Galiba..."

Yarım saat sonra diğerlerinin yanına poşetler ve çantalar eşliğinde gittik.
Batuhan yanıma geldi ve ;

"İğrenç görünüyorsun Durucum git bir elini yüzünü yıka tatlım makyajın
akmış "diyince aklıma Ece geldi .O olsa kesin böyle yapardı.Sakince kafamı sallayıp çantamdan peçete ve
su şişesi çıkardım.Yüzümü görmediğimden el kararı silmeye çalıştım.Telefonumdan bakabilirim ama şarjının bitmesini istemiyorum.
Sonunda bittiğinde telefonundan kendimi kontrol ettim ve yüzümün tamamen temizlendiğini gördüm ve
peçetemi bir poşete koyup poşeti bağlayıp bir kenera koydum.

TÜNEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin