Earkdşlr sınavlar vardı bölüm atamadım o yüzden. Yorum yapın sizde 👽
Katsuki'nin sözlerinden sonra tek katlı, müstakil bir eve gelmiştik. Tatlı bir ev gibi duruyordu fakat yine de bana güven vermiyordu. Gerçi şu an buradaki hiçbir şey güven vermiyordu.
Tam kapının önünde durduğumuz sırada biraz bekledi, ardından derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı.
Kapı açıldığında büyük, yeşil gözleriyle ve yine yeşil saçlarıyla bir oğlan karşımıza dikildi. Katsuki'ye baktığında gülümseyerek "Sen buralara gelir miydin?" dedi hafif alayla. Ama mutlu olduğu belliydi.
"Zorunda olmasam gelmezdim."
"Genelde biz medeni kişiler ayıp olur falan diye böyle şeyler demeyiz Kacchan, ama sen medeniyetten uzak olduğun için tolerans gösteriyorum." söylediklerine karşın Katsuki'den büyük bir tepki bekliyordum fakat öyle olmadı. Sadece iç çekti ve gözlerini karşısındakine dikti.
"Çok konuşma da içeri al bizi."
Karşımdaki kişi önce şaşkınca bana döndü, sanki beni fark etmemişti. Ardından tatlı bir gülümsemeyle bana bakarak kapıdan çekildi. Bende ona hafif bir baş selamı verdim ve içeri giren Katsuki'yi takip ettim.
İçeride biri daha vardı. Koltukta oturmuş, koltuğun önünde duran masanın üstündeki kağıtlara bakıyordu oldukça ciddi bir şekilde. Kırmızı saçları vardı.
Yeşil saçlı ona seslendiğinde bu tarafa döndü şaşkınca.
"Kirishima! Bak kimler gelmiş." adının Kirishima olduğunu öğrendiğim kırmızı saçlı oturduğu yerden kalktı ve yanımıza geldi.
"Sen buranın yolunu bilir miydin? Şaşırdım gerçekten."
Anlaşıldığı üzere bu iki kişi Katsuki'nin arkadaşlarıydı. İkisini de ilk defa görmeme rağmen bende bir sempati uyandırdılar.
Katsuki ona cevap vermeden, az önce Kirishima'nın oturduğu yere oturdu ve karşısındaki kağıtlardan bir tanesini aldı.
"Bunlar ne böyle?"
''İş kardeşim. Sen onu bırak, yanındaki kim onu söyle.''
''Ruh eşim''
''Lan ruh eşini buraya mı getirdin gerçekten?''
''Niye, getiremez miyim?''
''Şimdiden söyleyeyim aynı odada kalamazsınız. Ben sizin seslerinizi gece ansızın falan duymak istemiyorum''
'' O ne demek şimdi?'' Bu konuşmaların ardından gözler ilk kez bana döndü. Ben herhangi bir tepki ermeyince tekrar aynı hallerine döndüler.
''Aptal mısın ne demekse o demek.''
Katsuki elindeki kağıtları Kirishima'ya fırlattı. Ardından sinirle yerinden kalktı ve yanıma gelirken söylendi. ''O yüzden mi getirdik salak! Size güvenende kabahat. İyi ki bir yardım isteyelim dedik.''
''Tamam tamam ne oldu söyle de edelim yardımımızı.'' bunu diyen hala ismini öğrenemediğim yeşil saçlı çocuktu.
Onların bu anlamsız konuşmalarını izlerken sanki yanımda başka biri varmış gibi hissettim. Katsuki benim yanımda yalnız olduğunda çok farklıydı, şimdi ise bambaşkaydı o halinden. Bir yandan bu hali, onu insan olarak görmeme neden olan normal davranışları; diğer yandan ise sürekli gördüğüm o ürkütücü gülümseme, belirsiz davranışlar... Gerçekten onun hakkında ne düşüneceğimi, ne hissedeceğimi kestiremiyordum.
''Bu meseleleri düzgünce açıklamanızı istiyorum.'' yeşil saçlıya ithafen söylemişti bunu.
''Ruh eşi meselelerini mi?''
''Evet.''
Bütün gözler tekrar bana döndüğünde bir an kötü hissettim.
''Neden sen anlatamıyor musun?'' bu sefer konuşan Kirishima'ydı. Katsuki sabır dilenir gibi ona baktı.
''Öyle olsa buraya gelir miydim geri zekalı?''
''Tamam be, ne hemen kızıyorsun? Ne kadarını anlattın bari onu söyle de en başından uğraştırma beni.''
Katsuki ona döndü ve bir şeyler anlatmaya başladı. O sırada yanıma yeşil saçlı çocuk geldi. Tatlı bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
''Merhaba, seninle tanışamadık. Ben Midoriya izuku, Kacchan'ın arkadaşıyım. Tanıştığıma memnun oldum.''
Kacchan dediği Katsuki olmalıydı.
''Todoroki Shoto. Memnun oldum.'' dedim sıcak gülümsemesine karşı hafifçe gülümseyerek.
''Yakışıyorsunuz.''
''Ne?''
''Kacchan'la.'' (seninle de diyenin belasını skrm)
Dediği şey kızarmama sebep oldu. Halbuki ortada öyle bir şey bile yoktu.
''Küçük Efendi buraya gel.'' Katsuki'nin beni böyle çağırması bana hep o ilk anı hatırlatıyor. Onunla karşılaştığım o ilk an, sonrasında odamda, yatağımın dibinde korkuyla beklediğim anlar ve en kötüsü o gece...
Dediğin yapıp yanına gittim ve Kirishima'nın elini bana uzatmasını izledim. ''Ben Kirishima Eijirou, tanışamadık.''
''Todoroki Shoto.'' elini tutup hafifçe sıktım.
''Geç otur şöyle Shoto. Sana anlattığı şeyler üstten geçilmiş, temel şeyler. Ben de biraz tarihçeye gireceğim çünkü ruh eşinin doğru düzgün bir bok bildiği yok. Neyse öncelikle ruh eşlerimiz herhangi bir şeye bağlı olarak seçilmiyor onu söyleyeyim. O kişinin kaderinde kim varsa diğer kişi kendiliğinden seçiliyor. Eğer ruh eşimizi bulamazsak ne güçlerimizi istediğimiz gibi kullanabiliriz ne de bu dünyadaki yaşamımızı ebediyen devam ettirebiliriz. Yani anlayacağın size ihtiyacımız var. Bu sistem tam olarak ne zaman oluştu bilmiyorum fakat bayağı uzun olduğunu söyleyebilirim.''
Biraz bekledi benim için. Ne diyeceğimi bilemediğim için sessiz kalmaya devam ettim ve konuşmasını bekledim.
''Her neyse bu sistem böyle devam etti uzun senelerce. Ruh eşlerimiz herhangi bir yerde olabilir bu yüzden oları bulmak bazen zahmetli olabiliyor. Fakat bağları çok güçlü olanlar kolaylıkla birbirini bulabiliyor ve ikisi de aynı anda ruh eşi olduklarını, çok nadir olsa da, anlayabiliyorlar. Daha merak ettiğin bir şey var mı?''
Bir süre durdum ne söyleyeceğimi bilmeden. Ardından aklıma gelen ilk soruyu sordum, fakat Katsuki'nin yüzündeki ifadeyi görünce anında pişman oldum.
''Peki ya ruh eşiniz sizi reddederse?''
Shoto neyi itiraf edecek Kirishima bey?? Katsuki ile ne ilgisi var???
Uzun yazamıyorum aw nys ama diğer bölümü erken atarım (inş)
Oy ve yorum pls
Bu iki salağı da gördüğümüze göre ekip neredeyse tamam demektir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Mate ʚɞ - BakuTodo
FanfictionTodoroki Shoto, var olmayan varlıklar görüyordu... Uke : Todo 2 Temmuz 2024 bakutodo#1