Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi ki yorum yapın dedik ayb be
Yüzündeki sırıtış ile dosdoğru bize bakıyordu. Karşımdaki bu adamda çözemediğim tuhaf bir şeyler vardı. Bakışları...ürkütücüydü.
Katsuki parmaklarını burun kemiğinin üzerine koydu ve sabır dilenir gibi iç çekti. Fazlaca sinirlenmiş duruyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp sakinleşmesi adına bir elimi omzuna yerleştirdim. Gözleri beni bulsa da yerinden kıpırdamadı.
"Son gördüğüme kıyasla oldukça ilerleme kat etmişsiniz bakıyorum. Yoksa aşık mı oldunuz birbirinize aşk kuşları!" ses tonunda bariz bir alay ve küçümseme vardı.
Katsuki bir adım atıp, önüme geçti. "Ne istiyorsun sen yine? Yetmedi mi yediğin yumruklar?"
Bir kahkaha attı ve o da bir adım ileri geldi. "Benim ne istediğimi gayet iyi biliyorsun Katsuki. Evren ikimizi sürekli yan yana getiriyor, biliyorsun."
Katsuki omzundaki elimden kendini kurtardı ve hızla öne atıldı. "Her mutlu anımın içine etmek zorunda mısın amına koyayım!" ona sert bir yumruk attığında ister istemez geri çekildim.
Yere düşen bedenin üstüne geçip birkaç yumruk daha salladı. Ancak yerdeki adam onun tişörtünden tutup - hiçte normal olmayan bir yakınlıkla - kendine çekti. Yüzleri birbirine fazla yakın duruyordu. Kaşlarım istemsizce çatıldığında, o biraz daha yaklaştı.
"Bana verdiğin sözü hatırlamıyor musun Katsuki? Senin mutluluğun benim ellerimde."
"Dalga mı geçiyorsun benimle!" kendini onun ellerinden kurtardığında rahatladığımı hissettim. Ancak bu sadece bir anlığına oldu.
"Sana ait olan her şey, sende dahil, benim olacak. Hiç şüphen olmasın."
"Siktir git!" dedi sertçe yumruklarını ardı ardına yüzüne vurmadan önce. Adamın yüzünü göremiyordum ama oldukça kötü göründüğünden emindim.
"Katsuki..." dedim o hâlâ yumruklarını sıralarken. "Dur lütfen." elimden geldiğince sakin olmaya çalıştım. Usulca ona yaklaştım ancak beni durdurdu.
"Orada dur. Bunu görmeni istemiyorum."
"O zaman bırak onu artık..."
Birkaç saniye zihninde dediklerimi tarttıktan sonra son bir yumruk daha atıp üzerinden kalktı. Ayağa kalktığında bir de karın boşluğuna bir tekme savurdu. Ardından birkaç şey mırıldandı ve o adam birden yok oldu.
Şaşırarak ona baktım. Ardından ellerini buldu gözlerim. Adamın kanına bulanmış ve yumruk atmaktan kemiklerinin üstündeki deri soyulmuştu.
Hızla yanına geldim ve ellerini ellerime alıp baktım. "Pansuman yapmalıyız. Ayrıca önce ellerini yıka lütfen." dedim kurumaya başlayan kan lekelerine bakarak.
