Yatakta sırtüstü bir şekilde uzanırken bir anda yanımda beliren Katsuki ile yerimde sıçradım. Ayakta, bana bakmadan öylece dikiliyordu.
"Katsuki?" cevap vermedi ve bana yine bakmadı. "Burada ne arıyorsun?"
Hayır, cevap yoktu. Ama bu sefer bana döndü. Gözlerini gözlerime sabitledi ve uzunca baktı. Ardından tekrar yüzünü önüne çevirip konuştu.
"Yana kay."
"Ne?"
"Duymadın mı beni? Yana kay."
Sesinde pek duygu yoktu ama yüzü öyle demiyordu sanki. Tabii yine ne hissettiği anlaşılmıyordu fakat normalde olduğundan farklıydı.
Dediğini yapıp yatakta biraz yana kaydım. Benim yana kaymamla beraber boş olan yere geçti ve benim gibi uzandı. Üstümdeki örtüyü kendi üstüne de çekip bana doğru döndü. Birkaç saniye gözlerime baktı. Ardından yaklaşıp kollarını belime doladı, yüzünü de göğsüme gömdü. Gerçekten tam olarak gömdü.
Benim mi yanılsamamdı bilmiyorum fakat şu an fazla masum duruyordu.
"Katsuki?" Ne diyeceğimi bilemeden seslendim ona. Bu hali hiç ama hiç normal değildi.
"Bir şey sorma. Daha sonra sorularını yanıtlarım, şimdi sadece sessiz kal."
"İyi de-"
"Aslında planım farklıydı. Ama içimdeki ses bütün planımı bozdu. Sorumlusu o ve sensin." dedi ve sarılışını sıkılaştırdı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldığını gördüm. Ardından yavaş yavaş kalp atışlarının düzenli bir hal aldığını duydum sessiz odada.
Ona baktım, masum ve rahat hissettiği belli olan yüzüne. Tuhaftır ki, o an o kadar tatlı gelmişti ki gözüme. Yavaşça bende kollarımı ona sardım, onun gibi içimdeki sesi dinleyerek. Katsuki'yi uyurken ilk kez görüyordum. Ve son olmamasını diledim. Gözlerimi kapatttım ve uykuya teslim ettim kendimi, aynı onun gibi.
***
Uyandığımda onu yanımda bulamadım. O an hissettiğim boşluk hissi bir anlık acı verdi. Yavaşça yataktan kalkıp odadan çıktım. Daha erken olduğundan kimse uyanmamıştı. Etrafa bakındığımda Katsuki'yi göremedim. Bir süre sessiz olmaya çalışarak evin her yerine bakındım fakat ortalıkta görünmüyordu.
Son anda aklıma terasta olabileceği geldi. Tıpkı o akşam olduğu gibi merdiveni açtım ve şansımı deneyerek yukarı çıktım.
Tahmin ettiğim gibi oradaydı. Yine o zamanki gibi oturuyor, gözleri tek bir yere odaklanmıştı. Fakat sadece öylesine bakıyor gibiydi. Ona buradan baktığımda sanki sırtında bir yük varmış da kendini ona siper etmişti. Omuzları öne doğru eğilmiş, sarı saçları sabahın erken saatinde soğukça esen rüzgarla savruluyordu.
Yavaşça yanına gidip, usulca seslendim. "Katsuki?"
Beni fark etmemiş olmasına şaşırmıştım çünkü beni görmeyi hiç beklemiyor gibiydi. Anında kendini düzeltti ve omuzlarını dikleştirdi.
"Ne istiyorsun?" dedi gözlerini tekrar aynı yere sabitleyerek.
"Bunu asıl benim sormam gerekiyor." dedim yanına oturarak. Ondan hâlâ biraz korkuyordum ancak eskisi kadar değil.
"Ne?"
"Sen benden ne istiyorsun? Eşin olmamı mı? Ya da sadece gücünü yerinde kullanmak için bir aracı mı olmamı istiyorsun? Bizim dünyamızda, belki biliyorsundur, böyle şeyler normal karşılanmaz. Her şeyi geçtim, ikimiz de erkeğiz. Bu hiç hoş karşılanmaz."
"Küçük Efendi, seni oldukça iyi gözlemledim. Bir süredir yaşamını izliyorum ve sen, pek de kızlardan hoşlanıyor gibi görünmüyordun."
O an hangi söylediğine kızarmam gerektiğini bile bilemedim. Utançla gözlerimi başka yöne çevirdim.
"Bunu nasıl bilebilirsin ki? Daha 18 yaşındayım ve-"
"Ruh eşleri birbirlerinin duygularını hissedebilir. Biraz zorlayıcı bir iş olsa da yapabiliyoruz. Diğer konuya gelirsek..."
Sustuğunda ona baktım. Dudaklarını birbirine bastırıp bir süre daha sessiz kaldı.
"Seni hiçbir zaman aracı olarak kullanmak istemedim. Fakat bazı zamanlar fazlaca ihtiyaç duyuyorum." nasıl anlatacağını bilmiyor gibi bir hali vardı ve benim bu konuda hiçbir şey bilmemem işi daha da zorlaştırıyordu.
"Yani?"
"Yanisi... Sen benim ruh eşimsin, reddedemezsin. Eğer yaparsan..."
"Eğer yaparsam?" söylediğime büyük bir hayal kırıklığıyla baktı. Yine gözlerinde o ifade vardı.
"Yapmak mı istiyorsun?"
"B-ben bilmiyorum." gerçekten bilmiyordum.
Soğukça bana baktı ve ayağa kalktı. "Bu bir cevap değil Küçük Efendi." Bana seslendiği "Küçük Efendi" yi iğneleyici bir şekilde söylemişti.
Terasın tam sınırında yürüyerek köşeye doğru ilerledi. Ne yaptığını anlamıyordum. Tam köşenin ucuna geldiğinde beklemeden bir adım daha atıp aşağıya doğru düştü.
"Katsuki!" hızla yerimden kalkıp, endişeyle düştüğü yere koştum ve aşağı baktım. Ancak yoktu. Hiçbir yerde görünmüyordu. Dizlerimi yere indirip hızla etrafıma bakındım; uzaklara, yakınlara, her yere. Ama göremedim. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Bir daha seslendim ona "Katsuki!"
"Endişelendin mi yoksa?" diye bir ses yakınımdan geldiğinde hızlıca o yöne döndüm. Tam arkamda, kollarını birbirine dolamış bir vaziyette, bana üstten bakıyordu. Gerçi ben yerde, o ayaktaydı o yüzden bu normaldi fakat gözlerinde küçümseyici bir ifade vardı.
Dolmuş gözlerim bir anda kendini bıraktı. Onları durdurmaya çalışmadım, hatta onlara katıldım ve ağlamama ayak uydurarak ellerimi yüzüme siper ettim.
Ona bir şey oldu diye o kadar korkmuştum ki şu an bütün duygularım birbirine karışmıştı. Kendimi durduramadım, durdurmadım.
Bana doğru eğilip bir dizini yere indirdi ve bileklerimden tutarak ellerimi yüzümden çekmeye çalıştı. Sağ kolumu ondan kurtarıp elimi yumruk yaptım. Ardından koluna vurdum. Etkilenmişe benzemiyordu ama sinirimi bir yerden çıkarmam gerekiyordu. Birkaç defa daha vurduğumda kollarını bana dolayıp kendine çekti.
"Özür dilerim, ben... amacım bu değildi."
Yüzümü omzuna gömdüm, kollarımı da sıkıca ona sardım. Bir iki kez de sırtına vurdum.
"Aptal mısın?" dedim kesik nefeslerimin izin verdiği kadar.
"Evet, sanırım öyleyim."
İlk önce güldüm, ardından daha çok ağladım. Korkmuş, sinirli, üzgün ve aynı zamanda kollarında sakin hissediyordum.
Ağlamam bitene kadar vücuduna pek de güçlü olmayan yumruklar attım. O da hiçbir şey söylemedi.
Ben sakinleştiğimde ise ellerimi tuttu ve bir anda başka bir yere geldik.
Bir haftadan uzun bir süredir her sabah bu akşam yazıcam diyip unutunca bugüne kaldı 👽
Sonraki bölüm acayip şeyler 🪰
Hiç planlmdğm şylr olyr
Oy ve yorum yapın ulan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Mate ʚɞ - BakuTodo
FanfictionTodoroki Shoto, var olmayan varlıklar görüyordu... Uke : Todo 2 Temmuz 2024 bakutodo#1