YÜZLEŞME
Bölüm Şarkısı: Açmam Diyor Güller 🥀🥀🥀
☺️☺️Merhaba Arkadaşlar. Bugünkü bölümümüz oldukça uzun oldu. Geleceğe dair ipuçları barındıran noktalar mevcut. Düşüncelerinizi ve tahminlerinizi yazarsanız çok mutlu olurum. Hikayeyi baştan sona bilen biri için okuyucunun ilk okuduğundaki düşünceleri oldukça önemlidir. Çünkü ipuçlarının yerine ulaşıp ulaşmadığını dair epey bilgi verir. Şu an hamileliğimin sekizinci ayında olduğum için çalışma yapmakta biraz zorlanıyorum. Ama ilerleyen zamanlarda hem Instagram hesabımda hem de yeni açacağım YouTube hesabında tanıtım filmlerini ve bölüm videolarını linkleri ile birlikte paylaşıp kitlemizi arttırma gayretinde bulunacağım
DREAME ve Stary Writing uygulamalarında "Yıldızların Melodisi" isimli bir başka kurgumu yayınlıyorum. Bunun dışında şu an elimde üzerinde çalıştığım "Kelebeğin ölümsüzlük Şarkısı" isimli tarihi bir aşk kurgusu da mevcut. İlerleyen zamanlarda bu kurguyu WATPADD de sizlerle buluşturacağım. Keyifli okumalar..."Aynı kâğıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz.
Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirini göremeyen."
ÖZDEMİR ASAF
Bu büyüleyici şehre gelmemle hatıralar zihnime kar taneleri gibi yapışmış; ayazın soğukluğuyla huzurun tatlı esintisini kör bir düelloya tutuşturmuştu. Bu evde huzurluydum. Raziye Hanım'ın ve diğerlerinin burada olmaması en büyük şansım olmuştu. Ne güzel şeydi onlardan uzak olmak.Korkuyordum geçmişimle yüzleşmekten. Mehmet'in gözleri her an gözlerimin önündeydi. Bahçede oturduğumuz o sıradan günlerde bile her an bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi endişeliydim. Onunla yüzleşemezdim. Kelimeler ikimize de küskündü. Ben onsuz yaşayacağım bu hayatı kabullenmiş ve doğacak çocuklarıma odaklanarak yüreğimdeki sevdayı küflü sandıklara kapatmıştım. O ise benden vazgeçerek kurduğumuz kibrit çöpünden yuvayı kendi elleriyle bir kıvılcımın yarenliğinde ateşe vermişti. Onu düşünmemeye çalışıyordum. Bu ayrılığın azabı başka türlü çekilir cinsten değildi.
Hislerimin gelip geçici olduğunu hiç düşünmemiştim. Bu ihtimal yüreğime ve çocukluğuma ihanet gibi gelirdi. Ama alışmıştım işte! İnsan bilerek ya da bilmeyerek ne çok şeye alışıyordu. Ona kızmıyordum aslında; bilakis hak verdiğim bile söylenebilirdi. Kimse canını sokakta bulmamıştı neticede. Vazgeçmek, sonunun hezimet olduğu en başından belli olan bir savaşa girmekten çok daha evlaydı belli ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN
RomanceDipsiz bir uçurumun en kırç yamacını mesken tutmuş avare bir sevdanın haykırışlarını dinliyordum. Beni siyah, deli gözlerinin harelerine hapseden adamın çocuklarını taşıyordum. O mühürlü siyah gözlerin hem tutsağı hem celladıydım. Biliyordum ben onu...