Dipsiz bir uçurumun en kırç yamacını mesken tutmuş avare bir sevdanın haykırışlarını dinliyordum. Beni siyah, deli gözlerinin harelerine hapseden adamın çocuklarını taşıyordum. O mühürlü siyah gözlerin hem tutsağı hem celladıydım. Biliyordum ben onun sonu olacaktım o ise duygularımın katili. Hikayemiz masal kitaplarına işlenemeyecek kadar izbe, gelin tüllerine yakıştırılamayacak kadar lekeliydi. Bir sır vardı Aramızda... Kanın kekremsi kokusu tüm tırnaklarına nüfuz etmişken hakikat kime gerekti? Onu cehennemin nefesine bırakacağımı sanırken, aslında kendime derin bir mezar kazmıştım. Bilemezdim o zamanlar... İkimizi yakacak alevler çok yakınımızdaydı. Sevdasının gülleri beyaz masum bir bedenin siyah,kanlı kefeninde açmıştı. Ve biliyordum... Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. "Sen beni değil kendi kalbini hançerlemişsin. Bakma ellerime, kor yarası değil bu; yâr yarası. Ve benim avucumdaki yara senin yüreğine kazanandan daha büyük değil."
33 parts