Merhaba değerli arkadaşlar. Bu gün ilk defa Mervan'ın kaleminden bir şeyler okuyacağız. Genellikle okurlarım Nazar'ın hikayesinden etkilenir ve Mervan'a öfke duyar, fakat yaptığı şeyleri onaylamasam da Mervan karakterinin yeri bende hep ayrı olacaktır. Onu yakından tanıdığınızda masum bir insanın nasıl canavara dönüştürüleceğini anlamış ve önyargılarınızdan soyutlanmış olacaksınız. Elbette yaşanılanlar hiçbir suçu haklı kılmaz ama bazı farkındalıklar insanı olgunlaştırır ve düşmeden sağlam adımlarla yaşamayı öğretir.
Umarım sizler de yazdığım karakterlerin hatalarından ve hayat hikayelerinden dersler çıkarır ve sürükleyici bir serüveni yaşarsınız. Keyifli okumalar. 🤗🥀Medya:Sezen Aksu (Küçüğüm)
MERVAN'IN KALEMİNDENOtobüs ağır ağır dağları geride bıraktı. Beni Diyarbakır'dan İzmir'e sürükleyen o yıkıcı rüzgâr artık hiç de uzağımda değildi. Ben konuşmayı, sosyalleşmeyi pek becerebilen biri değilim. Her zaman farklıydım. Beyaz bir çarşafın üzerine düşen siyah bir mühür gibiydi varlığım. Ait olamadığım bir evde, beni sevmeyen insanların arasında buruk bir ömrü yaşamıştım. Şimdi ise tüm o mutsuzluğu geride bırakıp yeni bir hayata yelken açıyordum.
Bir hafta önce kaderimi değiştirecek bir haber aldım. Beni dereceye sokan yüksek bir puanla Tıp fakültesini kazanmıştım. Yüreğim öyle bir heyecan dalgasına tutuldu ki duygularımı zapt etmek konusunda yüzlerce level atlayan ben bile bu hâlin önüne geçemedim. Haber benimle birlikte Korkut abimi de oldukça sevindirmişti. Felçli yüzünde belli belirsiz umut taneleri peyda oldu. Gözlerini iki kez kırpıp düğümlenmiş diliyle beni tebrik etti. Sonunda hayallerime kavuşacaktım.
Yeni ve tertemiz bir sayfa açıp okumak için çıldırdığım doktorluk mesleğini icra edebilecektim. Hayat kurtarmak... Birilerine umut olmak istiyordum. Belki bir gün abimi iyileştirecek olan o tedaviyi öğrenerek bir kez daha başarıyı hayatıma kazandıracaktım. Şimdi bunları yazıp açık açık ifade edebildiğime hayret ediyorum. Normalde az konuşurum ben.
Yıllardır kapalı bir kutu gibi sırlarla doluydum. Dağlardan, bulutlardan ses gelirdi de benden gelmezdi. Neden böyle olduğumu çok düşündüm; fakat hâlime mantıklı bir açıklama yapmak güçtü. Artık tüm bunları geride bırakıp değişmek istiyordum. Değişip yepyeni bir Mervan olmak...
Babam hayatımdaki en zorlu imtihandı. Sert bakışları, otoritesi, doğruları... Her şeyiyle hayatımı idare eden bir kural mekanizmasına sahipti. Bunları niye yazdığımı ya da yazmaya çalıştığımı ben de bilmiyorum. Neden yazar insan acılarını, neden konuşamadığı her şeyi haykırır ak pak sayfalara? İçimde yaralı bir hissiyat var ve ben artık bu altın kafesten kurtulup kaderimin güzelleşeceği bir şehre gidiyorum. Unutulmuyor yaşananlar. Onları ne yaparsam yapayım tam anlamıyla geride bırakamıyorum. Belki de yüreğimdeki dinmeyen onca yaraya, düşlerimden akan o kop kuyu kana dermandı bu yazacaklarım. Ne kadar iyileşip ne kadar dağılacağım ise bilinmezliğini koruyan bir girdap gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN
RomanceDipsiz bir uçurumun en kırç yamacını mesken tutmuş avare bir sevdanın haykırışlarını dinliyordum. Beni siyah, deli gözlerinin harelerine hapseden adamın çocuklarını taşıyordum. O mühürlü siyah gözlerin hem tutsağı hem celladıydım. Biliyordum ben onu...