Şarkı : Ucuz roman (Cem Çınar)Merhaba arkadaşlar. Şu aralar epey meşgul olduğum için bölüm paylaşamadım. Neyseki tez sorumluluğumu tamamladım. Yakında savunma sınavına girebileceğim. Güzel dileklerinizi bekliyorum.
Romana ve gidişata gelecek olursak Birinci, ikinci ve üçüncü kitapların paylaşımında zaman açısından sıkıntı yaşayabileceğimizi zannetmiyorum; fakat dördüncü kitabı henüz tamamlamadığım için o aşamaya geldiğinde muhtemelen haftada bir bölümden fazla atamam. Beşinci kitap Niyazi ve Leyla'nın hikayesi olduğu için onu ayrı bir hikaye olarak paylaşabilirim. Umarım her şey gönlünüzce olur. Şimdiden keyifli okumalar☺️🌹❤️MATEMİN SİYAHI
"Ve kitabın sonu şöyle bitiyordu: O ilk gördüğü, tanıdığı, sevdiği insan değildi artık!
Seven yanılmış, sevilen yabancılaşmıştı.
NAZIM HİKMET RAN
Kendimi hiç olmadığım kadar suçlu hissediyordum. Ne bencil ne kötü bir insan olmuştum ben böyle. Aylarca Mehmet'i düşünmüş, onu beni unutmakla suçlamıştım. Korktuğunu kabul etmiştim fütursuzca. Korkmuş ve beni o cenazeler evinden kurtarmaya gelmemişti. Onun yerine Fatma ile evlenmeyi tercih etmiş ve beni hayatından, kalbinden bir çırpıda silip atmıştı. Elbette bu konuda Sıdıka Hanım'ın üstün çabaları da görmezden gelinecek gibi değildi.
Kafamda oğluna söyleyebileceği her cümleyi kurup itina ile hayal etmiştim. "Oğlum, Mehmet'im... Ben sana o kızdan yâr olmaz demedim mi? Bırak, üzülürsün demedim mi? Vazgeçti işte! Unuttu seni. Zengin ve güçlü bir adamın kuması olmuş. O adamın paralarını, senin aşkına tercih etmiş."
İşte böyle! Aylarca benzer sözleri evirip çevirip kombin yapıyor, zihnimde tekrarlayarak kendi kendimi işkencelerin en kötüsüne maruz bırakıyordum. Buraya geldiğimizde yaşayacağımız o sahneyi bile kurgulamıştım kafamda. Koluna Fatma'yı takıp bana kibir ve nefret dolu bir ifadeyle, "Hoş geldiniz!" diyecek. Nikahımı tebrik edip bebeklerimle ve despot kocamla mutluluklar dileyecekti. Mervan, olan biteni anlamazken ben içten içe kahrolacaktım."Yo, hayır!" dedim içimden. Bunu ancak Mervan yapabilirdi. Mehmet gibi yürekli ve samimi bir erkek böyle sinsi intikam oyunlarına düşmezdi. Açık yüreklilikle karşıma dikilir, gerekirse bağırıp çağırır ve ihanetimin hesabını sorardı. Bunları düşlerken öfke dolu gözleri, kollarımdan tutup sarsması anbean zihnime düşüyor ve beni asla yaşanmayacağını bildiğim şu anlarda bile utanca sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN
RomanceDipsiz bir uçurumun en kırç yamacını mesken tutmuş avare bir sevdanın haykırışlarını dinliyordum. Beni siyah, deli gözlerinin harelerine hapseden adamın çocuklarını taşıyordum. O mühürlü siyah gözlerin hem tutsağı hem celladıydım. Biliyordum ben onu...