EFGÂN

not

Hayret, heyecan , öfke, mutluluk vb. O kadar fazla duygu vardı ki . İnsan bunların hepsini bir anda yaşayabilir miydi? Hepsini olmasa da bazılarını bir anda yaşayabilirdi . Ben de de şuan bu oluyordu. Rüstem Ağa karşımız da kaşları çatık duruyordu. Hem korkuyordum hem heyecanlıydım hem de ağlamak istiyordum. Babam tedirgince konuştu:
"Rüstem Ağa bu ne cüret ki konağıma kadar bana ve oğullarıma silah çekebilirsin!"
Allah'ım delircem. Oğullarım diyor adam ya. Kızın da var senin lan kızın.
"Halit Ağa sözünde durmazsan zaten olacakları biliyordun değil mi (!)"
Babam biraz daha sakinleşmeye çalıştı ve tekrar konuştu,
"Rüstem Ağa ben icabına bakıyorum. Biraz zaman ver . Herşey konuşulduğu gibi olacak ."
"Bak Halit Ağa sana güvenim kırıldı. Ne diye inanayım sana?"
"Çünkü kağan'ın kaçırdığı kız benim elimde onu infaz edeceğim ve kağan Selma ile evlenecek ."
Bu sefer sinirle konuşan kağan abimdi .
"Ne demek baba bu !"
Babam hışımla abima döndü ve bağırdı:
" Kağan ya kapa çeneni yada ben kapatırım!'
Abim herhalde durumun ciddiyetin de değildi. Bu sefer Rüstem Ağa da kağan abime döndü ve silahını çekti. Sonra da tetiği indirdi . Ne kadar ciddi olduğu bakışlarından belli oluyordu.
"Baba dur !"
Hepimizin gözleri arkadan gelen kişiye döndü. siyah gözleri direk bana bakıyordu. Çenesi gerilmişti ve yüz hatları çok fazla belli oluyordu . Boyu benden biraz daha uzundu . Babasıyla konuşurken dahi bana bakmayı sürdürüyordu. Konuşması bittikten sonra da babasıyla beraber hiçbirşey olmamış gibi dönüp gittiler. Onlar gidince babam derin bir nefes aldı. Sonra Kağan abimi sürükleyerek odaya gittiler . Yine Hazar abim ile başbaşa kalmıştık. Hazar abim göz devirerek bana döndü:
"Yürü kız yemek yiyelim ."
Abim dediği şey bu olanlardan sonra o kadar komik gelmişti ki bir kahkaha patlattım. Babam beni duymuş olmalı ki odadan çıktı ve bağırdı:
"Çatlak mısın sen ne diye gülebilirsin bu kadar şeyden sonra !"
"Sana ne be !"
Babamı göz devirerek aşağıya yöneldim şaşkın şaşkın bana bakmayı sürdürdüğü belliydi lakin sonra odaya girdi ve Hazar abimde benle gelmeye başladı. Yemeğimizi yedikten sonra Hazar abim odasına çekildi. Bende biraz daha oturarak odama çıktım. Üstüme bir tişört ve eşofman geçirerek yatağıma uzandım. Kafamı koyduğum an ise yastığın üstünde bir çıtırtı hissettim ve o tarafa baktım. Bir kağıt vardı. Işığı açarak okumaya başladım:
"Yarın akşam sizin konağın arkasındaki damın yan tarafına gel !"
Notu görünce bir heyecan basmıştı beni . Kim olabilirdi ki bu ? Çok fazla merak etmiştim.  Bir yanım gitme diyordu bir yanım ise git. Görelim bakalım bu kimmiş?