Hayatımda sadece şaşkınlık vardı öylece durmuş olup bitenleri izliyordum. Kendi hayatıma yön vermeye çalışmıyordum. Sanki bu filmde başrol benim ama birileri beni kukla gibi oynatıyor. Ben ise bu filmden veyahut bu tiyatrodan çok yorulmuştum. Hazar abim bir yanda, Kağan abim bir yanda, babam ise bir yanda öylece onları izliyordum. Demek Kağan abimin aşkından ölüp bittiği Füsun bu. Biz Hazar abimle şaşkınken; babam oldukça sinirliydi bu duruma. Her an kıyamet kopabilirdi. Babam bu düşüncelerimi okumuş gibi bağırmaya başladı:
"Kağan sen ne yaptığının farkında mısın?"
Babamın bu sinirinin yanında Kağan abim oldukça sakin cevap verdi:
"Ben sizi en baştan uyardım baba!"
"Sana olacakları en başından tek tek anlattım, yapma dedim, Selma var dedim!"
"Füsun'un yanında bunları konuşmayacağım baba!"
Babam Kağan abimin kolunu tutarak içerik odaya sürükledi. Hazar abim ise hiç olayı karışmak istemez gibi salondaki koltuğa oturdu. Ben de arkasından takip ederek abimin yanına oturdum. Füsun ayakta kalmıştı. Boş boş babam ve Kağan abimin girdiği kapıya bakıyordu. Gözleri doluydu. Bir an için ona üzüldüm.
"Füsun gel şöyle otur"Hazar abim bana baktı ve şaşkın ifadelerini gizleyemedi. Ben ise onu terkini verircesine başımı salladım sonra ise konuşmaya devam ettim.
"Mademki Kağan abim seni kaçırdı bana kendini anlat kimlerdensin söyle!"
Füsun önce tedirgince bana baktı sonra konuşmaya başladı:
"Ben sadece Bir köylü kızıyım, annem tarlalarda çalışır babam ise birkaç hayvanımız var onlarla meşgul olur, ben de hem anneme hem babama yardımcı olurum."
Yavaşça başımı salladım ve bir soru daha yönelttim:
"Peki Kağan abimle nasıl tanıştınız?"
Füsun başta durastadı sonra Hazar abimin ve benim ona daha dikkatli baktığını görünce anlatmaya başladı:
"Bir gün hem süt satmak için hem de evin ihtiyaçlarını almak için pazara çıktım. Eve dönerken de bir araba biraz ileride durdu ve içinden bir adam çıktı. Bana doğru yaklaştı ve elimdeki poşetleri alarak bana yardım etmek istediğini söyledi ben ise kabul etmedim daha sonra bana Halit Ağa 'nın oğlu Kağan Koroğlu olduğunu söyledi. Ben de korkarak mecbur kabul ettim. Yol boyunca benimle muhabbet etmeye çalıştı ben olabildiğince uzak durmaya çalışıyordum. O günden sonra daha sık sık ziyaret etmeye başladı bize."
Kız halinden hiç memnun değilmiş gibi anlatıyordu her şeyi. Tekrardan ona döndüm:
"Sen memnun değil misin kaçmaktan?"
Kız dolu gözlerle yere baktı:
"Estağfurullah hanımım burada olmak benim için bir mutluluk."
Füsun bana daha önce kimsenin demediği bir şey demişti. Hanımım .Evet gerçekten de ben öyleydim lakin babamlar sağ olsun beni bir köle gibi gördükleri için bu kelime bana yabancı geliyordu.
"Peki o vakit senin gözlerin niye doldu?"
Kız bir an bocalasa da tekrar konuştu:
"Annem ve babamdan ayrı düşüyor olmak beni üzüyor sadece."
"Kaç yaşındasın sen Füsun?"
Bu sefer konuşan Hazar abimdi.
"16 ağam"
Şaşkınlıkla ağabeyimle birbirimize baktık. Ne yani kız benden Küçük müydü? Sonra içerinin kapısı açıldı ve sinirle babam ve Kaan abim çıktılar dışarı. Babam füsun'a doğru gelerek bağırdı:
"Kalk ayağa!"
Kızcağız ne yapacağını bilmeden ürkekçe ayağa kalktı sonra babam dış kapıyı göstererek:
"Hemen defol buradan!"dedi. Kağan abim ise sıkıca füsun'un kolunu tutarak:
"Füsun burada kalacak!"Kaan abim bunları der demez Füsun'u alarak odasına girdi.Babam ise sinirlice avluya çıktı .Hazar abimle tekrardan baş başa kalmıştık .Abim bana dönerek:
"Gel Ebrar oturalım şuraya ortalık karışınca böyle oturamayacağız."diyerek Latife etti. Ben de :
"Şanoğlu aşireti bunu duyunca yerlerinde duramazlar illaki bir şeyler olacak."
Hazar abim sırtarak bana baktı:
"Oo hanımım sizin bayağı çeneniz açılmış (!)"
Hazar abime ben de sırıttım:
"Tabii ki ağam sizin karşınızda koroğlu aşiretinin hanımı var bundan sonra sessiz kalmayacak bir hanım!"
Abim sırıtmayı keserek:
"Ne olursa olsun olaylardan olabildiğince uzak dur."
Abime başımı sallamakla yetindim sonra Kağan abim salona geldi ve Hazar abimi çağırdı. Babamı da alarak bir yere gideceklermiş ama tam anlamıyla nereye olduğunu anlamadım. Ben de avluya çıktım ve onların konaktan ayrılmasını bekledim. Onlar ayrılır ayrılmaz hemen Kaan abimin odasına çıktım füsun'la konuşmam gerekiyordu. Kapıyı çalarak içeri girdim. Füsun hemen toplanarak ayağa kalktı. Ona oturmasını söyleyerek kendimde yanına oturdum. Gözleri ağlamaktan şişmişti.
"Annenleri bu kadar çok mu özledin?"
"Kim özlemez ki. Annem babam onlar benim siz olsanız üzülmez miydiniz?"
"Annem öldü Füsun benim daha yasımı tutamadım!"
"Affedin hanımım bir anlık sinirle dedim."
"Annen ve baban hiç değilse iyiler sevdiğin adamla birliktesin!"
"Hayır değilim hanımım!"kız yanlış bir şey demiş gibi hemen sustu.
"Nasıl yani? Açıkla hemen!"
"Kağan ağa ile evlenmek istemedim. O da annemi ve babamı kaçırarak tehdit etti beni. Onları ne zaman nikahımız kıyılırsa o zaman bırakacağını söyledi."kız artık hıçkırarak ağlıyordu sonra tekrar konuştu:
"Ben kağan ağayı sevmiyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGÂN
Misterio / SuspensoBir yanda Şanoğlu aşireti bir yanda ise Koroğlu aşireti. İkisi de Mardin'in büyük aşiretlerinden. Yıllardır sürmekte olan husumetlerini sulhe çevirmişlerdi . Şİmdi ise o barış tekrardan bozulmaya doğru yol alıyordu. Annesinin ölümünden sonra ise Ebr...