“My life has been colored with you.❤️”
-
Oturmuş burda Emily'nin anılarını dinliyordum. Arada bir muhabbetlerine katılıp konuşuyordum ama tamamiyle sıkılmıştım. Gitmek istiyordum ama onu Harry'le baş başa bırakmak bırakamazdım. Israrla onun gitmesini bekliyordum.
Harry'e sıkıldığıma dair bakışlar atmaya başlamıştım fakat bunu pekte anladığı söylenemez. Telefonumu cebimden çıkarıp ona sıkıldığımı ve Emily'nin gitmesi gerektiğini söyleyerek bir mesaj atmıştım.
Harry birkaç dakika sonra telefonunu cebinden çıkardı ve ekrana baktı. Durumu anladığında derin bir nefes vermişti. O an Emily'nin konuşmasını kesti.
"Bir saniye Emily annemler arıyor.." Emily sonunda anılarını anlatmayı bıraktı. Harry ayağa kalkıp mutfağa giderken, Emily bakışlarını bana çevirmişti.
"Burda kalıcaksın sanırım.." Dediğinde ona baktım.
"Hayır kalmayacağım.." Dedim.
"Hala gitmedin de ondan dolayı kalacaksın sandım.." Kaşlarım hafifce çatılmıştı. Bu ne demekti şimdi?
"İstediğim zaman giderim sana laf düşmez!" Emily alaycı bir şekilde gülümseyip arkasına yaslandı. Bu kıza karşı asla ısınamamıştım.
"Sakin ol tatlım bir şey demedik.." Gözlerimi devirip nefesimi dışarı verdim. Bir an önce onun bu evden gitmesi için dualar ediyordum.
Harry yanımıza geldiğinde gözlerini Emily'e çevirdi. Beklemeden konuşmaya başladı.
"Emily annemle babam geliyormuş bize. Evlerinde tadilat varmış birkaç gün bende kalacaklar. Sanırım otele gitmen gerekecek.." Emily'e bakıp piç gülüşü atmıştım. O ise suratı düşmüş bir şekilde Harry'e bakıyordu.
"Ah, sorun değil Harry.. Zaten çat kapı gelmiştim." Dedi ve oturduğu koltuktan kalktı.
"Gerçekten çok üzgünüm Emily.. Biliyorsun burası senin de evin sayılır." Çatık kaşlarla Harry'e baktım. Durumu biraz fazla abartmamış mıydı?
"Dediğim gibi sorun değil Harry.." Eşyalarını almaya gittiğinde rahatça bir nefes aldım. Harry ise öylece durmuş bana bakıyordu.
"Nasıl? Rahatladın mı şimdi?" Arsızca başımı olumlu bir şekilde salladım. Harry gülerek gözlerini benden çekmişti.
Kendini benim yerime koymalıydı. Aynı durum bende olsaydı, kıskançlıktan kafayı yiyeceğine emindim. Gerçi ben onu kıskanmamıştım sadece Emily'e ısınamamıştım. Kız resmen yılışığın tekiydi!
O an arkadan Emily'nin sesi gelmişti. Arkama dönüp ona baktım. Bavullarını eline almış bize doğru bakıyordu.
"Ben gidiyorum Harry.." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Stepfather | Robert Downey Jr.
Chick-LitSonunu bile bile koştum onun peşinden.. Yanlıştı hemde çok büyük bir yanlış.. Yanlış olan kendimden büyük birini sevmem değildi, yanlış olan şey üvey babamı sevmemdi... "Başka bir evrende bir şansımız var ama burda yok.." "O şansı burdada yaratabili...