a splendid flowery taste

305 43 49
                                    

Sırama çarpan iki el ile kafamı kaldırmış ve karşımda ki Karina ile göz göze gelmiştim. Bir bu eksikti gerçekten. Tek başına gelmeyeceğini biliyordum, Ethan ve diğerleri onlarla beraber Ryujin, Chaewon, Beomgyu ve Jeongin de buradaydı. Dertlerinin ne olabileceğini az çok biliyordum.

Karina'nın "Haberleri kaldırmamızı istemediğine göre doğruluk payı var. Değil mi Park?" diye sormasıyla histerik bir gülüş kaçmıştı ağzımdan. Cidden sınanıyor olmalıydım. "Merak etme Yoo Jimin. Çevrede ki tüm erkekler senin, hiçbirini senden çalmıyorum. İçin rahat olsun." Oturduğum yerden kalkıp gidecekken Jeongin'in kapının önüne geçmesi ile Riki'ye dönmüştüm. "Ya gitmeme izin verirsiniz ya da hayatını karartırım Nishimura. En yakın arkadaşıma yaptıkların için hâlâ sana karşı açıklayamadığım bir nefretim var biliyorsun ki." Riki şok içinde bana bakarken benim yüzümde mimik bile oynamamıştı. Jaeyun'un gevşek konuşma tarzı ile "Siz kavgalı değil misiniz Sunoo ve Jungwon ile?" diye sormasıyla "Düşünce tarzın neden buradaki kişilerle arkadaş olduğunu gayet açıklıyor cidden Jaeyun." diyerek gülmüştüm.

Aniden sınıfın kapısı açıldığı zaman daha önce Ethan ile gördüğüm o kız içeri girmiş ve aceleci bir tavırla yanına gidip kulağına bir şeyler söylemişti. Bende fırsattan istifade sınıftan çıkmış ve koşarak merdivenlerden inmeye başlamıştım. Aniden kolumdan tutulup durdurulmam ile "Hay sikeyim." diye fısıldadıktan sonra arkamı dönmüş ve beni durduran Yuma ile göz göze gelmiştim.

"Yine ne var?" diye sormamla "İnadını bırak ve şu saçma haberi yalanlayalım. Nicholas seninle yakın olmayı çok istiyor Sunghoon, bugünkü buluşmanız için çok heyecanlıydı...ama şimdi senin ondan tiksineceğini ve yüzüne bakmayacağını düşünüyor." demişti. Normalde onu dinlemeden çekip giderdim fakat Nicholas'ı üzmek istemediğim ve bende onunla yakınlaşmak istediğim için Yuma'yı takip etmeye başlamıştım. Az önce çıktığım sınıfa bu sefer Yuma'nın arkasında girmiştim, diğerlerinin gözleri üzerimizdeydi.

"Shin Ryujin." Yuma'nın kendine seslendiğini duyan siyah-beyaz saçlı kız hızlıca bizim olduğumuz tarafa dönmüştü. "Ah, biz Yihsiang'ın kendisini bekliyorduk ama cesareti yok herhalde." deyip gülmeye başlaması ile göz devirmiştim. Yuma'nın konuşmasına fırsat vermeden "O haberleri silin Ryujin. Bizim hayatımız sizinkine kıyasla o kadar temiz ki kendi rezilliklerinizi örtmek için bize iftira atıyorsunuz. Ne acınası tiplersiniz." demiştim. Özellikle son kısmı Riki ve diğerlerine bakarak söylemeye özen göstermiştim. Yuma bana ufak sırıtışı ile gururlu bir bakış attıktan sonra "Haberleri silin. Hakkınızda hiç kimsenin bilmediği şeyleri biliyorum Shin. Okulda ki itibarını düşün bence." demişti. Ryujin'in gerilmesi bizim avantajlı olduğumuzu gösteriyordu.

Bir süre Karina ile birbirlerine baktıktan sonra Ryujin "Tamam haberi sileceğiz. Saçma sapan hareketlerde bulunma sakın." demiş ve telefonunu çıkarmıştı.

Yuma'yı dürtüp bana bakmasını sağladıktan sonra "Ben gidiyorum." demiş ve sıramdan çantamı alıp sırtıma takmıştım. Ben sınıftan çıkmadan Yuma'nın bana seslenmesi ile ona dönmüştüm. "Nicholas ile mi buluşmaya gidiyorsun yoksa arkadaşlarınla konuşmaya mı?" diye sormasıyla "Cevabını bildiğin soruları sorma." diyerek sınıftan çıkmıştım. Hızlı adımlarla okulun kapısından çıktığım zaman bisikletine yaslanmış beni bekleyen Nicholas'ı görüp gülümsemiştim. Yanına koştuğum sırada o da gülmüş ve bana doğru birkaç adım atmıştı. Yanına vardığım zaman ona sarılmamla sendelemiş ve kollarını belime sarmıştı. "Nabersin?" diye sormasıyla kıkırdamış ve "Çok iyiyim." demiştim. "Neye borçluyuz bu keyfinizi Sung Bey?" "Karina ve Ryujin'e haberi sildirdim. Daha doğrusu ben ve Yuma sildirdik." dediğim zaman şaşırmış yüz ifadesini görmemle gülüp ondan ayrılmıştım. "Yuma ile aranızda ki sorunları aşmanıza sevindim. O piçe hâlâ sinirliyim gerçi sana tekme attığı için ama." gülmem ile o da gülmüş ve bisiklete binip benimde binmeme yardım etmişti.

Bisiklette arkasına oturup kollarımı beline sardığım zaman "Bugün pek bir rahatsın benimle." demişti. Gülüp "Kafam çok dolu..." demiştim. "Sunoo ve Jungwon ile nasıl gidiyor?" onların adını duyduğum anda derin bir nefes vermemle "Sormasam daha mı iyiydi?" demişti. "Hayır hayır. Sormak hakkın. Yalnızca aptal bir itiraf sayfasının yaptığı sikik bir habere inanıp beni dinlemeden hareket etmeleri canımı sıkıyor."

Bir süre sessizce yol aldığımız sırada sonunda Nicholas durmuş ve bisikletten inmişti, bende onun arkasından bisikletten indiğim zaman çantalarımızı alıp bisikleti bir direğe bağlamıştı. Kolunu omzuma atıp yürümeye başlaması ile birlikte parka girmiştik. "Piknik yaparız diye düşündüm. Ne dersin?" demesiyle gülümseyip "Hoş olur." demiştim.

|tam fic saati diye bölüm attım bu aktiflik götümde patlar gibi|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|tam fic saati diye bölüm attım bu aktiflik götümde patlar gibi|

𝐌𝐨𝐥𝐞𝐬//•𝒉𝒆𝒆𝒉𝒐𝒐𝒏•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin