"Follow this blood sign, at the end of the road
to dedicate myself to you"...
İçeri girmiştik ve Nicho bana hem ıslak kıyafetlerimi değiştirmem için bir tshirt ile eşofman altı hemde ısınmam için battaniye vermişti. Üzerimi değiştirip geldiğim zaman salonun orta sehpasının üzerine bırakılmış kupa ile gülümsemiştim. Benim için çay bile hazırlamıştı. Kendimi koltuğa bıraktığım zaman Nicholas gelip yanıma oturmuş ve yüzümü incelemeye başlamıştı. Gözlerimi kırpıştırarak ne yaptığını anlamaya çalıştığım sırada gülmüş ve "Neden ağladığını sormak istiyorum ama biliyorum ki böyle anlarda konuşmak seni geriyor...bu yüzden bekliyorum." demişti. Gözlerim onun düşünceli hali ile tekrar dolarken boynuna saklanmış ve omzuna vurarak "Yapma şunu." demiştim. Mızırdanmam üzerine kahkaha atmış ve "Uykusunu alamamış bebek gibisin, sakinleyip tekrar ağlamaya başlıyorsun." demişti.
...
Akşam atıştırmak için her ikimizde mutfaktaydık ve Nicho'nun büyükannesine ait olan tarif defterini karıştırıyorduk. Benim canım kurabiye istediği için elmalı kurabiye yapıp, yanına da ballı süt hazırlayacaktık bu da sohbet arasında sorular sormak için güzel bir zamandı. Nicholas mutfak dolabında tepsi ararken "Nicho annenin doktorum olduğunu söylemiştin değil mi?" diye sormuştum. Beni onaylaması ile devam etmiştim. "Peki ya neden seni beni izlemen için görevlendirdi?" diye sormamla tezgaha yaslanıp gülümsemişti. "Annem nöbete kaldığı zamanlarda o gelene kadar etrafı topluyordum, dosyaları kaldırmakta bana kalıyordu tabii. Bir gün çalışma odasına götürdüğüm dosyalardan biri yere düştü. Senin dosyandı bu. O akşam anneme senin hakkında tonlarca soru sordum, senin pekte tedaviye açık olmadığını, ilaçlarını almadığını söylediği zaman endişelendim. Annemde bana seni izlememi teklif etti. İlk başta reddettim ama baktım ki seni aklımdan çıkaramıyorum, en sonunda kabul ettim."
Yüzümdeki gülümseme o konuştukça solarken ailemin bilmediği her şeyi biliyor olması beni ürkütmüştü. Doktorum dışında hiç kimseye anlatamam dediğim şeyleri öğrenmişti Nicholas. Oysa ben Sunoo'ya ve Jungwon'a bile anlatmazdım terapide anlattıklarımı.
Küçük yaştan beri içine kapanık olduğum için ailem beni hep sanata ve spora yönlendirirdi. Belki de böylece biraz sosyalleşir ve akrabalarımızın benimle yaşıt olan çocukları gibi katlanılabilir bir çocuk olurdum. En azından ailemin isteği buydu.
Bugüne kadar hiçbir terapiste gerçekten yaşadığım ve hissettiğim şeyleri anlatmazdım, çünkü benim odadan dışarı adımımı attığım anda söylediğim her şeyin aileme iletileceğini bilirdim. Bayan Wang ise tamamıyla dürüst olduğum ilk uzmandı. Nicholas'ın benim hakkımda bu kadar çok şey biliyor olması beni rahatsız etmişti doğrusu. Ona kendi irademle anlatmamış olsam bile içimi huzursuz ediyordu bildiği gerçeği. Oysa bana en yakın dediğim kişiler bilmezdi kendimi aç bıraktığım geceleri. Haftalarca evden çıkmadığımı ve kimseyle iletişim kurmadığımı. Nicholas ise bunların hepsini bilmesine rağmen bana aşık olduğunu söylüyordu. Mümkün müydü böyle bir şey? Nicholas neden sorunları olan birine aşık olsun ki? Çevrede insan mı kalmadı?
Fırından gelen ses ile oturduğum sandalyeden kalkıp fırından tepsiyi çıkarmış ve birkaç kurabiyeyi soğuması için ayrı bir tabağa almıştım. Bir yandan da düşünmeye devam ediyordum elbette. Bana aşıksa bile birlikte olduğum kişinin terapistime anlattığım şeyleri bilmesi gerçeği içimi ürpertmişti. Ethan'a olan güvenimin sarsılmasının ardından sanki herkesten korkar olmuştum.
Önüme koyulan turuncu kupa ile bakışlarımı masadan kaldırmış ve kendi sütüne bal döken Nicholas'a bakmıştım. Ya sende kandırıyorsan beni?
|ufak geçiş bölümü yarın söz uzun bölüm atıcam|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐨𝐥𝐞𝐬//•𝒉𝒆𝒆𝒉𝒐𝒐𝒏•
Fanfiction"İ𝐧𝐬𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫 𝐚𝐜ı𝐦𝐚𝐬ı𝐳..." "𝐁𝐮𝐧𝐮 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐦𝐢 𝐟𝐚𝐫𝐤 𝐞𝐭𝐭𝐢𝐧? 𝐅𝐚𝐳𝐥𝐚 𝐦𝐚𝐬𝐮𝐦𝐬𝐮𝐧 𝐛𝐮 𝐝ü𝐧𝐲𝐚 𝐢ç𝐢𝐧." "𝐆ö𝐬𝐭𝐞𝐫𝐝𝐢ğ𝐢𝐦 𝐭𝐚𝐫𝐚𝐟ı𝐦 ö𝐲𝐥𝐞, 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧 𝐛𝐢𝐫 𝐛𝐞𝐧 𝐝𝐚𝐡𝐚 𝐯𝐚𝐫." ҉_҉_҉_҉_҉_҉_҉_҉_҉...