they can't leave me alone

272 35 9
                                    

"the sun is rising, farewell my moon"

...

Jay;

Sunghoon'un evden çıktığını haber veren kapı kapanma sesini duyduğum zaman bilgisayarımı kapatmış ve sigarasını söndüren Heeseung'un yanına geçip kollarımı balkon demirlerine yaslamıştım. "Aptalın tekisin Park Jongseong." Heeseung ile göz göze geldiğimiz anda "Neyi ima ediyorsun?" diye sormuştum. O sinir bozucu gülüşü kulaklarıma dolarken Sunghoon apartmandan çıkmış ve bir sigara yakarak bize bakmıştı. Heeseung elinde ki sigarayı kaldırıp ona bir bakıma görüşürüz dedikten sonra Sunghoon da karşılık verip sokakta gözden kaybolmuştu. "Jungwon'un Sunoo ile olduğunu bilemezdim. Burda suç yalnızca bende değil Lee. En başından sikik bir plandı. Hâlâ öyle. İşliyor olmasının tek sebebi Sunghoon'un senin etrafındayken aptallaşması." dememle Heeseung sırıtmış ve "Bence sende Jungwon'un yanında bir aptala bağlıyorsun." demişti. Kavga edecektik ve benim gücüm yoktu. "Kaostan beslenen bir piçsin Heeseung." Balkondan çıktığım zaman salonda oturan Jaeyun ile göz göze gelmiştik. "İkinize anlam veremiyorum. Acaba Sunghoon'dan mı hoşlanıyorsun Jongseong-ah?" Jaeyun kelimeleri ağzında geveleyerek konuşurken Heeseung'un omzuma kolunu atıp sırıtması ile agresif bir şekilde kolunu ittirmiş ve "Siktirin gidin." diyerek mutfağa girmiştim.

Diğer ikilinin gülüşleri sinirime dokunduğu için Jungwon'u aramıştım. Ben beşinci kez çaldırdığım sırada Riki ve diğer ikiside mutfağa doluşmuştu. Jungwon telefonu açtığı gibi öfkeli bir sesle 'Ne var?' diye sormuştu. 'Kavga etmek için aramadım Yang, sinirlerimle oynama. Senin yüzünden zaten şans eseri işleyen plan boka sardı farkında mısın? Sunoo Sunghoon'a her şeyi anlatırsa ne yapacağız? Düşündün bunları Yang Jungwon? Ne bok yiyeceğiz.' Bir süre cevap gelmediği için aramayı kapatıp kapatmadığını kontrol ettikten sonra aramayı hoparlöre alıp telefonu masaya bırakmıştım. 'Benimle konuşurken kelime seçimlerine dikkat et Park Jongseong, bu plana evet deme sebebimi gayet iyi biliyorsun. Ne bok yiyeceğiniz beni alakadar etmiyor. Umun ki Sunghoon, Sunoo'yu dinlemeyi reddetsin. Bana nerede kiminle olduğumu sormadan da bir daha bu mevzuları açıp sonrasında sikik planınız işlemiyor diye ağlama. İyi akşamlar.' Yüzüme kapanan telefonun sesi mutfağı doldururken elimi saçlarımın arasından geçirip bıkkın bir nefes vermiştim. "Delireceğim...çok az kaldı kafayı sıyırmama." diğerleri gülerken onlara bakmadan mutfaktan çıkıp bilgisayarımı da alarak balkonda çalışmaya başlamıştım. Riki ve Jaeyun salonda oyun oynamaya başladığı zaman ikisinin gürültüsünden ne kadar odaklanmasamda hakkında bilgi edinmem gereken biri vardı. Önemli biri.

Heeseung yukarı kata çıkarken göz göze gelmiştik ve sırıtmıştı. Hayatımda gördüğüm en sinir bozucu sırıtıştı onunki. Ah, yüzünün ortasına yumruğumu geçirmek için nelerimi vermezdim ki.

Bilgisayar ekranına odaklandığım zaman sonunda aradığım dosyayı bulabilmiştim. Yihsiang Wang. Hızlıca telefonumu açıp dosyayı gitmesi gereken yere gönderdikten sonra bir cevap gelmesini beklemeye başlamıştım. Telefonuma gelen bildirimle hızlıca mesaj kısmına girmiş ve sırıtmaya başlamıştım. Her şeyi ben yapıyordum ve buna rağmen bir aptal oluyordum. Ben olmasam bir sik yapabilecekleri yoktu, hepsi bunu iyi biliyordu.

Hızlıca telefonumda ki görseli bilgisayarıma aktarmış ve çalışma odasına gidip kilitli kapıyı açmıştım. Bana gönderilen görselin çıktısını alırken diğerlerinin bunu beş haftada yapamayacak olması beni keyiflendiriyordu. Kendi kendime güldüğümü duymuş olacaklardı ki Jaeyun ve Riki kapının önünde durmuş beni izliyorlardı. En sonunda çıktıyı alıp hızlıca balkona çıkmıştım diğer ikili ise oyunlarına dönmüştü. Tek işe yarayan bendim ve bunu bilmek moralimi yükseltiyordu. "Kimmiş aptal görelim bakalım Lee piç Heeseung." Sonunda elimde istemediğim kadar çok bilgi vardı. Bilgisayarı kapatıp çalışma odasına tekrar girdiğim zaman dosyalar arasında Wang Yihsiang adını aramaya başlamıştım. "Nerede bu sikik dosya?" sinirle çenem kasılırken Jaeyun içeri girmiş ve en arka sırada duran dosyayı bulmayı başarmıştı. Ben sayfaları düzenleyip yeni çıktıları aralarına eklerken Heeseung'un sesini duymuştum. "Kapat çalışma odasını. Sunghoon geliyor." demesiyle hızlıca dosyayı Jaeyun'un aldığı yere bırakmış ve odanın kapısını kilitleyerek balkonda ki bilgisayarımın başına oturmuştum.

Sunghoon kapıdan içeri girdiği gibi hiç bizimle konuşmadan üst kata çıkmıştı. Sunoo anlatmamış mıydı? Anlatsa buraya geri gelir miydi? Gelse bile bu kadar sessiz kalır mıydı? Belki de Heeseung'a karşı olan hisleri onu fazlasıyla körleştirmişti.

|normalde günde iki bölüm atmazdım ama tatlış biri rica etti<33 @shealilbadbitch |

𝐌𝐨𝐥𝐞𝐬//•𝒉𝒆𝒆𝒉𝒐𝒐𝒏•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin