Mixed Up~Hoonki

1.

Yayınlandığım ilk kitabım. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar veya umarım birileri okur.

*****

"Sunghoon hyung! Nereye bakıyorsun? Gelsene yanımıza."

Sunghoon, kendisine seslenen Riki'ye baktı ve yürümeye devam edip onun yanına oturdu. Okul bahçesinde oturmaya çıkmışlardı ama Riki'nin hep yaptığı şey sayesinde tek manzarasını izleme şansını da kaybetmişti.

"Sunghoon'un baktığı yer Sunoo'ydu, Riki. Bilmiyorsun sanki." Jake'in sözlerine karşılık Riki ona göz devirdi. Elbette biliyordu, hatırlatmaya ne gerek vardı?

"Sunghoon'un böyle uzaktan izlemesine sinir olmaya başladım ben. Sunoo'yu aramıza davet etmeye ne dersiniz?" Heeseung ve onun mükemmel fikri sayesinde Sunghoon'un yüzünde güller açmıştı.

Tam herkes tarafından kabul edileceği sırada Jungwon, Riki'den aldığı işaretle reddetti bu fikri. "Hyung, o zaman sadece arkadaş olurlar ama. Sunghoon hyung'un onunla arkadaş olmak istediğini sanmıyorum ben."

Sevgilisinin sözlerini kayıtsız şartsız kabul etmeye hazır olan Jay, bu düşünceyi sonuna kadar benimsediğini belirtmişti bile. "Jungwon haklı çocuklar. Eğer aramıza gelecekse Sunghoon'un sevgilisi olarak gelmeli."

Sunghoon memnuniyetsiz ama haklı olduklarını bilerek onayladı onları. "O zaman direkt gidip sevgilim olmasını teklif edeceğim. Ne dersiniz?"

Bu fikri çok beğenen Heeseung, Jay ve Jake çoktan kabul etmişti. Ancak Riki beğenmemişti ve bunu açık etmekten çekinmiyordu. "Hyung, bence teklifini bir süre ertelemelisin. Sonuçta onu tam anlamıyla tanımıyoruz değil mi? Gözlemleyelim sadece."

Tek sorun bu söylediğine kendisinin de inanmamış olmasıydı. Çünkü Sunghoon yaklaşık iki yıldır platonik olduğu Sunoo'yu yeterince tanıyordu. Onun sayesinde arkadaş grubu da bütün özgeçmiş bilgisine sahipti Sunoo'nun.

"Ahh Riki! Sorunun ne anlamıyorum. Çok karşı duruyorsun bu çocuğa. Hem, nasıl tanımadığımı söylersin onu? Dedesiyle bile tanışmıştım onu araştırırken." Sunghoon en sonunda haklı olarak isyan etmiş ve sorgulama moduna geçmişti.

"Hayır hyung, demek istediğim... Belki de seni reddedecek? Yani şunu anlatmaya çalışıyorum: sana tavrının ne olacağını bilmiyoruz değil mi? Bunu öğrenmeye çalışalım." Riki çoktan çuvallamıştı. Ama düzeltemeyeceği şey değildi. En azından öyle umuyordu.

"Tamam, yanından geçerken ona selam vermekle başlayabilirim değil mi? Belki numarasını bile alırım." Sunghoon'un cevabı ise elini alnına vurmasına sebep olmuştu Riki'nin. Ama karşı çıkarsa daha da dikkat çekeceğinin farkındaydı.

"Evet hyung, belki seni evine bile davet edebilir selam vermen sebebiyle."

"Dalga geçme benimle velet."

*****

"Sunghoon! Sunoo orada. Hemen yanına gidelim ve sen onunla bir konuşma başlat." Jake'in gösterdiği yere baktı Sunghoon. Gerçekten az ileride tüm güzelliğiyle duruyordu Sunoo. Sunghoon yanına gitmek için vakit kaybetmemeliydi.

"H-hyung, dur! Yanında arkadaşı var görmüyor musun? Eğer onunla konuşursan o arkadaşı bunu bütün okula anlatır. Dedikodularda adının geçmesini mi istiyorsun?"

"Riki... Farkında mısın bilmiyorum ama yanındaki arkadaşı Jungwon. Hani o bizim ortak arkadaşımız falan ya. Sen neden böyle yapıyorsun her seferinde?"

"Boşver hyung. Haklısın, yanına gitmelisin. Haydi, kaçırma onu." Sunghoon son kez karşısındaki çocuğa bakıp sevdiğinin yanına koşmaya başladı.

Sonunda yanına geldiğinde Sunoo'ya utangaç bir gülümseme sunup konuşmaya girdi. "Merhaba Sunoo." Sunoo da ümitlerini boşa çıkarmayıp karşılık vermişti ona. Bunun üzerine Sunghoon, Jungwon'a doğru döndü.

"Jungwon, Jay eve gitmek için seni beklediğini söyledi. Tabii, bunu iletmek için beni gönderdi. Bilgin olsun yanii~" Sözlerinin sonunda sinir bozucu bir gülümseme sunup beklemeye başlamıştı Jungwon'un repliğini. Yaptıkları konuşma planlı idi.

"Hyung, bugün Sunoo'ya beraber gideceğimize söz vermiştim ama. Tek de gönderemem onu, içim rahat etmez. Şey, işin yoksa onunla beraber gitmeye ne dersin hyung? Olur mu?"

Sunghoon önce şaşırmış gibi göründü, ardından yakışıklı suratını parlatacak bir gülümseme verdi karşısındaki çocuklara. "Sıkıntı yok, beraber gideriz değil mi Sunoo?" Sunoo da gülüp onayladığında birlikte yürümeye başladılar. Plan başarılıydı, ancak herkes için olamazdı elbette.